BİR ZAMANLAR SOFİYDİM!
Üsküdar'da bir otobüs Ayazma Camii'nin önünde bekleyen grubu aldı ve uzun bir yola çıktı. Evet yol uzun ve yorucuydu. O gece hicri 1422 yılının Ramazan ayının ilk gecesiydi. İlk sahur yol üstünde yapılacaktı. Yirmi saati aşkın sürecek olan yolculuk besmele ve dualarla başlamıştı. Yolcular büyük bir heyecan içerisinde sabırsızlıkla bir an önce yolculuğun bitmesini istiyorlardı. Buluşma anının özlemiyle duygu yoğunluğu yaşıyorlardı. Yolculuk esnasında yolcular arasında hoş muhabbetler oluyor, herkes kendi hikayesini anlatıyor, ilahiler ile kendilerinden geçiyorlardı.
Bu arada gece sahur vakti olmuş, otobüs Ankara Semerkant Tesislerinde mola vermişti. Hep birlikte sahur yapılmış, sabah namazı eda edilmiş ve güle oynaya tekrar otobüse binilmişti. O günün Ramazan orucuna niyet edilerek menzile doğru yolculuk yeniden başlıyordu. Saatler geçiyor, otobüs durmadan yola devam ediyor fakat otobüsün içindeki kendinden geçmiş heyacanlı yolcular için bir türlü yol bitmiyor ve zaman geçmiyordu. Kalpler güm güm atıyordu. Ne de olsa son peygamberin (sas) yaşayan bir torununu ziyarete gidiyorlardı. Bir Allah dostuyla tanışıp huzurunda bulunacaklardı. İmkan olsa Menzile ışınlanacaklardı. Gerçi tasavvufî hikayelerde böyle olaylarda vardı. Ve kutlu yolculuk az sonra bitmek üzere. Kahta sınırları içerisine giriyor otobüs. Yolculardaki heyecan had safhaya ulaşıyor. Otobüs sondurakta duruyor ve herkes otobüsten inmeye başlıyor. Burası Menzil köyü. Son derece kalabalık...