04-03-2008 10:48

Birleşmiş Milletler ABD-İsrail uşağı, çözüm İslam Birliği

Gazze katliamlarından sonra, siyasi-askeri-ekonomik açıdan İslâm ülkelerini `Emperyalist-Siyonist-Haçlı` zihniyete karşı koruyacak bir yapının oluşturulma zamanının geldiği ortaya çıkıyor.

Birleşmiş Milletler ABD-İsrail uşağı, çözüm İslam Birliği

Dünya halklarının “adalet ve güvenliği” gerekçesiyle 1945 yılında kurulan BM, 63 yıllık tarihi boyunca özellikle İslâm topraklarındaki katliam ve baskı uygulamalarına sessiz kaldı.  
 
Siyonist işgalciyi 300’den fazla kınayan BM, son yıllarda bunu bile yapamıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden ABD, işgalci İsrail’e yaptırım uygulanmasını sürekli veto ediyor. Bu durumda İslâm ülkeleri ise kendi güvenliklerini sağlamak için yeni arayışlar içerisine giriyor. İKÖ ve D-8 gibi örnekler bulunmakla birlikte, Gazze katliamlarından sonra, siyasi-askeri-ekonomik açıdan İslâm ülkelerini 'Emperyalist-Siyonist-Haçlı' zihniyete karşı koruyacak bir yapının oluşturulma zamanının geldiği ortaya çıkıyor. Çözüm yolunun ise İslâm Birliği'nden geçtiği belirtiliyor.

İKÖ VE D-8 ÖRNEKLERİ
Müslüman toplumların oluşturduğu örgüt sayısı çok fazla olmamakla beraber bunların başını İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) ve D-8 (Developing Eight - Kalkınmakta olan 8 ülke) çekiyor. 57 İslâm ülkesinin üye olduğu İKÖ, özellikle son dönemde İslâm coğrafyasında aktif bir rol üstlense de yetki alanı ve etkinlik alanları bakımında yeterli olmuyor.  54. Hükümet'in Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde kurulan D-8 ise, Refahyol Hükümeti'nin düşürülmesinin ardından ilk günlerdeki ışığını kaybetti ve atıl bir duruma geldi.
Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’nın üyesi olduğu birlik, tabiî kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde önemli konum arz etmekteydiler ve birliktelikleri de bir dünya gücü anlamına geliyordu.
“Savaş değil, barış; çatışma değil, diyalog; çifte standart değil, adalet; sömürü değil, işbirliği; baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi” prensipleriyle yola çıkan D-8, İslâm coğrafyasındaki ülkelerin Emperyalist, Haçlı ve Siyonist güçler tarafından sömürülmesini engelleyecek ve kendi potansiyellerini en verimli şekilde kullanarak dünya üzerinde bir denge gücü konumuna gelecekti. Bugün âtıl olan D-8 örneğinin, İslâm Birliği kavramına güzel bir örnek olduğunu belirten uzmanlar, İslâm ülkelerinin siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri olarak birlik oluşturmadığı takdirde, bugünkü vahim tablonun değişmeyeceğinin altını çiziyor. (Vakit)

 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !