Bu küstahça hakarete sessiz kalamayız, kalmayacağız
Sevan Nişanyan! Senin gibi aşağılık mahluklara aslında söyleyecek sözümüz yok; o pis suratına tükürsek de, Merhum Mehmed Akif’in deyimiyle, tükürüğümüze acırız...
Taraf gazetesi yazarlarından Sevan Nişanyan adlı bir küstah, 21 Eylül tarihinde Taraf’ta yayınlanan “Sansür” başlıklı yazısında hiçbir müslümanın asla sessiz ve tepkisiz kalamayacağı ifadelere yer vererek, Selman Rüştü geleneğinin ülkemizdeki iğrenç bir örnekliğini göstermiş oldu.
Yazısında sansür konusunu eleştiri yaparken “…Ama bir de ne görelim? Bu sefer başka şeyler sansüre tabi olmuş. Orduya, devlete, Yüce Manitu’ya istediğini söyle serbest, ama iş İlkçağ Arap mitolojisini sorgulamaya geldi mi orada dur diyorlar. Neymiş? Allah diye biri varmış, canı sıkıldıkça kitap yazarmış ama artık yazmamaya karar vermiş, pırpır kanatlı ulaklarla birtakım hazretlere mesaj iletirmiş, o hazretlere dil uzatan maazallah çarpılırmış. Bu hikâyelere istemesen inanma diyorlar, tamam, ama inanmadığını açık açık söylemen caiz değildir. Nedenmiş? Müslümanlar alınırmış! Doğanın boşluk kabul etmemesi gibi, bu toprakların havası mıdır, suyu mudur, özgürlük kabul etmiyor herhalde” ifadelerine yer veriyor.
Bu yazar kılıklı küstah hızını alamamış ki bir gün sonrasında “Feriştah” başlıklı bir başka edepsizce yazıyı kaleme alarak, nasıl bir "zındık" olduğunu densizce sergileme pervasızlığını göstermiştir.
Türkiye’deki “Ergenekon” ve “kirli oligarşi”ye karşı yayınlarıyla özgür vicdanların takdirini toplayan Taraf gazetesi ne yazık ki Sevan Nişanyan gibi arsız, edepsiz, küstah ve Selman Rüştü taslaklarının yazılarına yer vererek, olumlu imajının kirlenmesine yol açmıştır.
Sevan Nişanyan!
Senin gibi aşağılık mahluklara aslında söyleyecek sözümüz yok; o pis suratına tükürsek de, Merhum Mehmed Akif’in deyimiyle, tükürüğümüze acırız...
Ama şunu bilesin ki, işlediğin cürüm geçiştirilecek, unutulacak, affedilecek bir cürüm değildir;
O yazdıklarınla, Hz. Adem’den Ruz-i Mahşer’e kadar bütün müminlerin mukaddesatına alçakça dil uzattın. Hali hazırda bir buçuk milyarı aşkın Müslümanın akidesine haince saldırdın, uğruna feda olduğumuz inançlarımızı tahkir ve tezyife kalkıştın.
Senin gibi birileri için savunma gereği duyacağın bir kutsal olmayabilir, ama bilmelisin ki bizim kutsallarımız senin gibi elinde sahipsiz bırakılacak değersiz, Müslümanlar da mukaddesatını terk edecek kadar şerefsiz değildir…
Bizler Kur’an’ı Kerim’i her okuduğumuzda senin gibilerinin nasıl tanımlandığını görmekteyiz; zira ilk değilsin, sadece şeytanın dostlarından birisisin ve Ebu Leheb gibi “kahrolasıca” bir varlıksın…
Umarız Türkiye’deki Ermeni Cemaati senin gibi aşağılık bir mahluktan beri olduğunu açıklar; aksi takdirde bu küstahlığın Ermenilerin Müslümanlara karşı gizli ve şeytanca kinlerinin bir dışa vurumu olduğu kanaati zihinlerde oluşmaya başlayacaktır…
Yazında “Nedenmiş, Müslümanlar alınırmış!” diyerek Müslümanların alınmasından perva etmediğini göstermeye çalıştın.
Kendince Müslümanlara meydan okuduğunu mu sanıyorsun?
O zaman buyur meydana gel..!
Müslümanlardan hemen şimdi özür dile..!
Hemen şimdi…!
Bekliyoruz...!
(Nureddin Şirin / Velfecr)