17-02-2009 11:06

Bulaç önceden put kırardı, şimdi pot kırıyor!

Ali Bulaç eskiden put kırıyordu, şimdilerde ise pot kırıyor. Bir meal sahibi olarak aşağıdaki ayetleri nasıl anlamlandırıyor acaba...

Bulaç önceden put kırardı, şimdi pot kırıyor!

İslam ve Hayat

Yazar Ali Bulaç, cahiliye medyasının amiral gemisi Hürriyet'in Pazar ekine röportaj vermiş ve CHP'ye "İnsanları ancak din üzerinden ikna edebilirsiniz. Din istismarı size kazandırır." şeklinde özetleyebileceğimiz tavsiyelerde bulunmuştu. Biz de dün bu röportajı konu alan "Ali Bulaç'tan CHP'ye din istismarı desteği" başlıklı bir haber yapmıştık.

Ömer Bitlis kardeşimiz, söz konusu  haberimize isabetli bir teşhisle Ali Bulaç'ın put kırmaktan pot kırmaya evrildiğini ifade eden bir okuyucu yorumu yazdı. Bu yorumun, yorum bölümünde kalmasına gönlümüz razı olmadı. İşte Bitlis'in yorumu:

"Ali Bulaç eskiden put kırıyordu, şimdilerde ise pot kırıyor.

Bir meal sahibi olarak aşağıdaki ayetleri nasıl anlamlandırıyor acaba...

HUD 113. Sakın zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.

İSRA 74-75 ...Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık az kalsın onlara biraz meyledecektin. İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın."

İlgili haberimizi okumak için tıklayın: 

http://www.islamvehayat.com/2243_Ali-Bulac-tan-CHP-ye-din-istismari-deste.html
 

YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   18-02-2009 13:42

    بسم الله الرحمن الرحيم Seçimler Cürümdür... Ona Katılmak Haramdır Bu bağlamda genelde Müslümanlara, özelde Irak halkına, bu seçimlere katılmanın yada katılmamanın, adaylardan elde edilmesi beklenilen maslahatlara veya mefsedetlere bina edilmemesi gerektiğini hatırlatmamız kaçınılmazdır! Bilakis metîn bir şer'î esasın ve muhkem bir kaidenin olması zorunludur; çünkü Müslüman -bu hayatta-, Allahu Te'alâ'nın kendisiyle muhasebe edeceği şer'î hükümler ile mukayyettir. Dolayısıyla helal ise yapılır, haram ise terk edilir. Allahu Subhânehu şöyle buyurmuştur: وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّه "Anlaşmazlığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü ancak Allah'a mahsustur." [eş-Şûrâ 10] O halde maslahat, ancak Allahu Te'alâ'nın emrettiğindedir ve mefsedet de ancak Allahu Te'alâ'nın nehyettiğindedir. Bu seçimlerin vakıasını inceleyen bir kimse, bu seçimlerden ayrılmayan bazı özelliklerle karakterize olduğunu görür: 1. Bu seçimler, işgâlci Kâfirin projesindeki yeni bir tuğla olup askerî, fikrî ve kültürel varlığını pekiştirmektir. Zîra Müslümanlar, onunla savaşmak ve onu kovmak yerine Irak'ın da bir parçası olduğu Müslümanların beldelerine hegemonya kurmayı hedefleyen planlarını uygulayarak onun yalanlarının birer davetçisi oldular. 2. Söz konusu seçimler, Yahudi "Noah Feldman" tarafından hazırlanan Irak Anayasasının isimlendirdiği üzere "yerel hükümetler" olarak bilinen şeyi ifraz edecektir. O halde bu hükümetler, ülkeyi zayıflatmanın ve parçalamanın, kardeşler arasında daha fazla anlaşmazlık ve nifak nedenleri oluşturmanın alt zemininden öte bir şey değildir. 3. Bu planları kabullenmek, mevcut siyasî süreci bütünüyle kabullenmektir... Oysa işgâlci Amerikan savaş araçlarının dayattığı bu durum, her yönüyle bâtıl kâfir bir akîdeye istinat etmektedir ki o, "dini hayattan ayırma" akîdesidir. Veya bunu, bazen gerçek manada "dinsizlik" olan "laiklik" olarak isimlendirirlerken, bazen de gerçek manada yasama hakkını Allahu Te'alâ'nın dışında beşere veren "demokrasi" olarak isimlendirmektedirler... Velhasıl ey Müslümanlar! Bunun tek manası, mahlukatın işlerinde Allahu Te'alâ'nın hükmüne yer olmaması demektir. كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ إِن يَّقُولُونَ إِلاَّ كَذِبًا "Ağızlarından çıkan, ne büyük (ne ağır) bir söz oldu! Onlar ki yalandan başkasını söylemezler." [el-Kehf 5] Ey Müslümanlar! Bu seçimlerin vakıasının vasfı hakkında sunulan bu gerçekler, konuya açıklık getirmekte ve bütün çıplaklığıyla hakikati ortaya koymaktadır... Dikkat edin o, bu batıla "ortak olmanın haram olmasıdır." Dolayısıyla işgalden ve kuyruklarından beslenen propagandacılar ile davetçilerin gerekçeleri ve iddia ettikleri sahte vaatlerin boyutu her ne olursa olsun Rabbine ittika eden her Müslümanın aday yada seçmen olarak ona katılması helal değildir. Nitekim güvenlik anlaşmasının imzalanması maskaralığı sizlere hiç de uzak değildir. Ey Müslümanlar! Meydana gelen katliamlarıyla, yıkımıyla, sürgünüyle, alt yapının çökmesiyle, kamu mallarının heder olmasıyla ve Irak'ın gelişen beldeler kervanından çıkmasıyla... ülkenin mevcut vakıası ve bizler, sizleri kurtuluşa davet ediyoruz... Evet sizleri, hep birlikte [كَلَمَةٍ سَوَاء] "Ortak bir söz (Kelime-i tevhit)" [Âl-i İmrân 64] üzerinde birleşmeye ve Müslümanları, dahası tüm dünyayı Kâfirler ile Sömürgecilerin zulmünden kurtaracak olan Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet Devleti'ni ortaya çıkarmak için çabalayan muhlislerle birlikte ciddiyetle çalışmaya çağırıyoruz. وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاً يَعْلَمُونَ "Muhakkak ki Allah emrine galiptir. Velâkin insanların çoğu bunu bilmezler." [Yûsuf 21]

  • Şükrü Hüseyinoğlu   18-02-2009 07:12

    Selamun aleyküm Salih kardeş, biz kimseye saldırmıyoruz, sadece yanlışları eleştiriyoruz. Akıntıya karşı kürek çektiğimizin, eleştiri kültürünün neredeyse yok olduğu ve hatta "saldırganlık", dil uzatma" gibi tabirlerle tanımlandığı bir toplumda, tanık olduğumuz sapmaları dilendirmekle okuyucu kitlemizi daralttığımızın farkındayız. Fakat biz "lâ"sız bir din telakkisine asla hoş bakamayız. Tağuti düzenlerle ve bâtıl kültürlerle uzlaşılmasına ve hatta giderek uzlaşmanın da ötesine geçilerek bâtıl sistemler ve kültürlerin içselleştirilmesine seyirci kalamayız. "Lâ"sız din telakkisine de, bu telakkiyi yaygınlaştırmaya çalışanlara da her zaman söyleyecek sözümüz olacaktır inşaallah. Kim ne derse desin. Katolik Batı kültürünün icad edip kapitalizmin semirttiği ve üzerinden semirdiği hurafelerden olan "Sevgililer Günü"ne dair ek yayınlayıp bu ekte her türlü bâtıl mesaja yer veren Zaman gazetesi ve cahiliye medyasının amiral gemisi Hürriyet'in Pazar ekine röportaj verip "İnsanları ancak din üzerinden ikna edebilirsiniz... Deniz Baykal ve CHP’nin Kemalistliği, laikliği, devletin kuruluş felsefesine bağlılığı artık şüphe götürmez. Buna rağmen eğer muhafazakâr kesimin ihtiyaçlarıyla ilgili bir hassasiyet gösteriyorlarsa bunda bir hikmet vardır... Eğer CHP başörtüsü sorununu çözerse üç seçim arka arkaya oy vereceğim... Baykal kişisel hayatında dine çok saygılı ama onun bir de kurumsal kimliği var, CHP’nin siyasi ideolojisi onda somutlaşıyor. Aslında o dini meseleleri diğer siyasi liderlerden çok daha iyi bilir" gibi cümleler sarfeden ve özetle CHP'ye "Din istismarına devam edin, iyi oy alırsınız" tavsiyesinde bulunan Ali Bulaç'a yönelik eleştirilerimiz sizi rahatsız etmiş olabilir. Oysa biz bu gerçekleri dile getirmemiş, bu sapmalara karşı durmamış olsaydık rahatsız olurduk! En azından çürümenin bu kadarına sessiz kalmadık, tarihe bir tanıklık bırakmış olduk. "Lâ"sız bir din telakkisine "lâ" dedik ve demeye devam edeceğiz inşaallah.

  • salih   17-02-2009 17:46

    islamvehayat ın işi devamlı olarak birilerine saldırmakmı acaba. yani sizin inandığınız bi şeyler yokmu, onları anlatsanız. bırakın bulaçı, şunu bunu kendinizden haber verin. hep birileri kötü sizin gözünüzde, hiç doğru adam kalmamış, bir siz kalmışsınız. bi dahada okumam , okutmam , hakkınızda uyarırım , bi şeyler alalım diyoruz hep tukaka. kalın sağlıcakla.