25-01-2009 21:05

Çeçenlere de savunucularına da hayat hakkı yok

Rus emperyalizminin Çeçenistan`da işlediği insanlık suçlarına karşı mücadele eden vicdan sahibi insanlar tek tek suikasta kurban gidiyor.

Çeçenlere de savunucularına da hayat hakkı yok

Rus emperyalizminin Çeçenistan'da işlediği insanlık suçlarına karşı mücadele eden vicdan sahibi insanlar tek tek suikasta kurban gidiyor. FehimTaştekin, Dünya Bülteni sitesi için kaleme aldığı yorumda Çeçenistan'ın ve savunucularının içine alındığı ölüm çemberini anlattı. İşte Taştekin'in yazısı:  

Çeçen’i sustur, onu savunanı da!

Fehim Taştekin / Dünya Bülteni

Moskova'ya karşı onur savaşı veren Çeçen Müslümanalr 1994'den bu yana iki vahşi savaşta ölüm çemberinden geçirilip susturuldu. Sıra onları savunanlara geldi; Çeçen çığlığına kulak verme cüretini göstermiş bir avuç cesur Rus'tan biri daha suikasta kurban gitti...

Eski KGB casusu Aleksandr Litvinenko ve gazeteci Anna Politkovskaya'dan sonra aynı kaderi paylaşan Avukat Stanislav Markelov oldu. Litvinenko 1999'daki ikinci Çeçenya işgaline bahane oluşturmak için Rus gizli servislerinin Moskova, Volgodonsk ve Ryazan'da apartmanları bombalama eylemlerini tezgâhladığını ifşa edince hapse tıkılmış, bir yolunu bulup çıktığında soluğu Londra'da almıştı. Ölümü 2006'da Polonyum–210 ile oldu. Politkovskaya ise Çeçenlerin yaşadığı vahşeti tehditlere aldırmadan yazmaya devam eden bir gazeteciydi. 2006'da suikast silahıyla Moskova'da susturuldu.

Markelov ise Çeçenlerin davalarını üstlenmekten kaçınmayıp şimşekleri üzerine çeken 34 yaşında bir avukattı. Vatandaşı olduğu devletine karşı 'son günahı' Çeçen kızı Elza Kungayeva'yı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldüren Albay Yuri Budanov'un bütün Çeçen halkına hakaret edercesine affedilip hapisten bırakılmasına karşı hukuk savaşı vermesiydi. Markelov'un çabaları 2000'de hapse tıkılan Budanov'un 2003'te aldığı 10 yıl gibi komik cezayı tamamlamadan 15 Ocak 2009'da çıkmasına engel olamadı. Çeçenler başkent Caharkale'de gösteriler düzenleyip öfkelerini gösterirken Markelov da işin peşini bırakmayıp 19 Ocak'ta Moskova'da basın toplantısı düzenleyerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğini duyurdu. Basın toplantısını bitirip caddeye çıktığında kalabalığın ortasında suikast silahıyla öldürüldü.

Yanında gazeteciliğe yeni başlamış ama Moskova'da özellikle Kafkasyalıları hedef alan Neo-Nazi hareketleri üzerine çalışmalarıyla birilerinin damarına basmış 26 yaşında bir kadın gazeteci vardı; Onu da ölümün aynı karesine yerleştirdiler, bir taşla iki cesur insanı vurdular. Muhtemel ki gazeteci Anastasya Baburova, Budanov davasıyla ilgili Markelov'la ayaküstü röportaj yapıyordu. Başından aldığı kurşun yarası yüzünden hastanede gözlerini yumdu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Moskova temsilcisi Tatyana Lokşina'nın değimiyle 'Markelov Çeçenya'da insan hakları ihlallerinin kurbanları için bir kahramandı'.

2006'da Rus güdümlü Çeçen başkan Ramzan Kadirov'un köyünde bir gizli merkezde işkence görmüş Salih Musayev'in avukatlığını üstlenmesine rağmen Kadirov bile Markelov'u kahraman ilan etmeden kendini alamadı. Çeçen başkan, cinayet sonrası Markelov'a Çeçenya'nın en yüksek dereceli madalyasını vereceğini duyurdu. Kadirov ağustosta kaçırılan Musayev'in akıbetini soranlara kızıp da kararından dönmezse madalyayı Markelov'un ailesine takdim edecek...

Mayınlı tarlada hak-hukuk savaşı

Markelov'un Kremlin açısından günah galerisi geniş. Şöyle ki, 2002'de Çeçenlerin savaşın durdurulması talebiyle düzenlediği Nord-ost tiyatrosundaki rehine eylemine yardım etmekle suçlanan Çeçen kadını Yana Neserhoyeva'yı da savunmaktan geri durmamıştı. Malum bu eylem dönemin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle çoğu Rus 204 kişinin ölümü pahasına zehirli gazla sona erdirilmişti.

Markelov, bir Çeçen gencin işkence edilip ortadan kaybolmasından 2005'te 11 yıla mahkûm edilmiş Rus polis şefi Sergey Lapin'e karşı açılan davada da kurbanın temsilcisiydi. Ayrıca Lapin'in Çeçenlere reva görülen her türlü insanlık dışı politikaları deşifre etmenin bedelini canıyla ödemiş Politkovskaya'yı ölümle tehdit ettiğine dair şikâyetleri mahkemeye taşıyan kişiydi.

2004'de İçişleri Bakanlığı'nın gizli emriyle Ural Dağları'nın eteklerindeki Blagoveşçensk kentinde polislerin 1000 kadar kent sakinini bir yerde toplayıp işkenceden geçirmesi üzerine kurbanların sesi olmuştu. Mağdurların avukatlığını üstlenmekle kalmayıp yazdığı bir makaleyle devleti Çeçenya'da yıllarca uygulanan 'temizlik operasyonu' adıyla köy yada kasabaların geçici toplama kamplarına dönüştürülmesi taktiğini Urallara taşımakla itham etmişti. Geçen eylülde Malmo'da düzenlenen Avrupa Sosyal Forumu'nda Güney Osetya ve Abhazya temsilcilerinin savaşın ardından ülkelerindeki durumu yansıtabilmeleri için de elinden gelen yardımı esirgememişti.

Hukuki mücadeleye de set

Çeçenler yüzyıllarca Ruslarla kozlarını hep cephede paylaşmayı yeğlemişken 1999'da başlayan ikinci savaşın ardından düşmanla hesaplaşmanın başka bir yolunu keşfetti: Hukuk. Bu yol birçok Çeçen için yadırganan bir yoldu, ezeli düşmanı kendi mahkemelerine şikayet etmeyi kendilerine yakıştıramıyorlardı. Tabi buradan sonuç alamayanlar arasından Strasbourg'a gidip de Rusya'yı tazminata mahkum ettirenler çıkınca hak aramada cesaretleri arttı. Elza'nın davası da Rusya'nın Çeçenya'da işlediği sayısız savaş suçundan sadece biriydi ama kara tarihin simgesine dönüşmüştü. Nüfuslarının neredeyse dörtte birine denk gelen 230 bin kişiyi kurban vermiş Çeçenlerin önemsediği bu davanın mayınlı tarafında Markelov vardı. Kuşkusuz Markelov'un öldürülmesi silahı bırakıp hukuk yolunu seçen Çeçenlere de büyük bir gözdağı. Çeçenlere hiçbir çıkış yolu bırakmayan bu gelişmenin geri tepme olasılığı yüksek. Bu Kremlin'in Çeçenya'da sağladıklarını öne sürdüğü 'sahte sükûnet'in üzerindeki şalı kaldırabilir. Kadirov'a bağlı yönetimde bakan yardımcısı olan Zelimhan Musayev'in temyiz başvurusu bile sonuçlanmadan Budanov'un bırakılması skandalı karşısında verdiği şu tepki Çeçenlerin tarihi düşmanlığı temsil eden kamalarını kınından her an çıkarabileceklerinin habercisi:

"Budanov Rusya için utançtır. Budanov kayıplara karışırsa iyi eder. Çünkü Çeçenler hukuku ellerine alıp yerel kanunu uygular, bu da bir kadını öldürenin öldürülmesidir."

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !