31-10-2008 19:07

Çek elini dinimizden Diyanet!

Kendisine yüklenen laik rejimi kutsama görevini 85 yıldır bihakkın yerine getiren Diyanet İşleri Başkanlığı, artık muhafazakar kesimlerde de sorgulanmaya başlandı.

Çek elini dinimizden Diyanet!

Kendisine yüklenen laik rejimi kutsama görevini 85 yıldır bihakkın yerine getiren Diyanet İşleri Başkanlığı, artık muhafazakar kesimlerde de sorgulanmaya başlandı. Allah'ın dinini batıl sisteme payanda kılma işlevine sahip olan Diyanet'i eleştirenler kervanına Vakit gazetesinde yazan emekli hakim Nusret Çiçek de katıldı. İşte Çiçek'in " Ne diyorlar? Efendim bu cumhuriyet rejimi İslâm’a uygundur. Allah’tan korkmuyorsanız, kullardan utanın..." şeklinde feryat ettiği yazısı: 

Kemalizm adına hutbe, peşinden Cuma namazı sahih olur mu?

Nusret Çiçek /Vakit

Geçtiğimiz Cuma namazında minberdeki hatip Diyanet İşleri Başkanlığı’nın merkezden göndermiş olduğu matbu yazıyı okurken cemaat pürdikkat...

Ne diyor bu hatip?!

Birincisi Mustafa Kemal ile silah arkadaşlarına dua ve rahmet, ikincisi yaklaşan cumhuriyet bayramı nedeniyle mevcut cumhuriyet rejiminin İslâm'a en uygun olduğuna dair ayetlerle hadisler...

Bir nevi rejimi kutsama operasyonu...

Önce şu tespite bir bakalım... Padişahlar zamanında devletin yönetimi İslâmî olduğundan hutbeler ister istemez halife adına okunurdu...

Cumhuriyet dönemine geçince lâikleştik, adına hutbe okunacak kimseler kalmadı...

Mustafa Kemal’in sağlığında binlerce hutbe okundu, adının geçtiği bir tanesi var mı?

Hiç yok...

Peki, diğerleri senin yağcılığına çok mu sevdalı?

Üstelik bu âdet nereden çıktı? Yerden mi bitti? Yukarıdan mi indi?

İktidar CHP’de olsaydı feryadı basardık, AKP iktidarında ses seda yok.

Sesimiz soluğumuz çıkmıyor...

İkide bir “Meri olan cumhuriyet rejimi İslâm’ın uygun gördüğü rejimdir” derseniz, bunun anlamı şu olur: Ülke İslâm şeriatı ile idare ediliyor... Var mı öyle bir emare?

Diyanet neyi ispatlamaya çalışıyor?

Hem reklamını yaptığınız “cumhuriyetçilik” kurulduğundan beri cumhura inemeyen bir hüviyete sahip. Kimi zamanlar halka tepeden bakmış, kimi zamanlar da zulmetmiştir...

Ama siz geçmişi görmezlikten gelerek yeni bir sayfa açmak isteseniz de, halkın belleğindeki izler hâlâ silinmediği gibi, devletçiliğin koyduğu katı kurallar hâlâ geçerli...

Ne diyorlar?

Efendim bu cumhuriyet rejimi İslâm’a uygundur.

Allah’tan korkmuyorsanız, kullardan utanın...

Hangi cumhuriyet?!

Okullarında her türlü eğitim hürriyeti olan cumhuriyet mi, yoksa açıklara açılabildikleri kadar serbesti tanıyıp, üstünü başını kapatan edepli insanlara yasaklar koyan cumhuriyet mi?..

Hem bu Diyanet, devlet adamlarına ille de övgü yağdıracaksa, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Bey ile Orhan Bey hiç mi akıllarına gelmiyor?

Devlet adamları, Mustafa Kemal de dahil hizmetleriyle anılır, yanlışlıkları varsa elbette ki eleştirilirler... Ama yeri tarih kürsüsüdür, cami minberleri değil...

Bir de işin şu önü var.. Duada, M.Kemal’in arkadaşlarından bahsediliyor.

Mustafa Kemal’e arkadaşlık yapıp da sonradan yolları ayrılanlar arasında İslâmiyet’i kaldırıp yerine Hıristiyan olalım diyenlerin olduğunu tarihler yazıyor.

Dolayısıyla sormak lazım, buradaki yanlışlık cehaletten mi, yoksa rehavetten mi kaynaklanıyor?

Efendim Kur’an’da istişare ayetleri var...

Hz. Ebubekir seçimle işbaşına gelmiş gibi gerekçeler...

Hiç alakası var mı? Sahabe, sandıkları ortaya koyup seçim mi yapmıştı? Ya da istişare dediğin bire bir mi, yoksa bugünkü gibi vekalet usulü ile mi oldu?.. Hem o istişare ve seçimler neye göre oldu?.. Lâikçilik ideolojisine göre mi, yoksa ayet ve hadise göre mi?

Ona bakarsanız istişare her yerde var... Rejimlerinin adı cumhuriyet olan hem diktatör yönetimlerde hem de komünist ülkelerde istişare oluyor. Halk oylamasına gelince, 27 Mayıs sonrasında dipçik tehdidi ile yapılan anayasa oylaması da oylamadır...

Gözler birbirlerine benzese de bu göz benim anamın gözü değil...

Papaz da din adamıdır, imam da... Ama birisi Hıristiyan, diğeri ise Müslüman’dır...

Kaldı ki Bekir Coşkun da cumhuriyet diyor, İlhan Selçuk da cumhuriyet diyor... Ergenekoncular da cumhuriyetçi... Onlara da mı İslâm’a uygun fetvasını konduracağız?

Hem orası bu tip tartışmalı konuları kaldıracak yer de değildir...

Mabetler Allah’ın evleri, hiçbir ideoloji orada söz sahibi olamaz. Sisteme şirin görünmek gibi bir niyetiniz varsa, onu bir başka mekana taşıyın, camileri rahat bırakın...

İslâm doğru yolun metodudur, söylenecekse doğruyu söyleyin, değilse susun...

Benimkisi, sergilenen manzaraya bir neşter vurmaktır.

İslâmiyet’e küfredenlere amin dedirten bir hutbe sonrasında kıldığımız Cuma namazlarının sahih olup olmadığı takıldı kafama, yoksa gerçek cumhurî rejimlerle bir derdimiz yok.

Bu soruma sağlıklı bir cevap verecek yetkili arıyorum, hepsi o kadar...

YORUMLAR
  • hasan   11-06-2009 17:33

    İslâmiyet’e küfredenlere amin dedirten bir hutbe sonrasında kıldığımız Cuma namazlarının sahih olup olmadığı takıldı kafama, yoksa gerçek cumhurî rejimlerle bir derdimiz yok.insanlar ya allaha teslim olurlar yada kendi nefisleri dahil başlarındaki idarelere,bu rejimlerle derdi olmayanların rejimden şikayet etme hakları neden olsunki,hem bu rejimlerin bekçileri genel olarak allaha inanırlar,aynen mekkeli müşrikler gibi,asıl sorun,ben iman eden biriyim diyenlerdedir,onları allaha ortak koşanlar,kendi imtihanlarında kaybolanlardır.allaha teslim olmayana kişi veya onların oluşturduğu devlet yapıları dahil,allaha rağmen ayakta kalmıyor,bu sadec bir imtihandır,allah sabredecekmisiniz diye sizi denedik diyor birbirinizle..allaha isyan edenlere bağlılığını sunanların,samimiyetleri kendilerince sorgulanmalıdır,amaç devlete sahip olmak değildir,hem hangi devlet olursa olsun allaha teslim olanı,allaha kulluktan ayıracak güce sahip değil,sadece kendilerinin imtihanları keybedilmiştir,iman edenlerin böylesi sitemlerden adalet bekleme derdi olamaz,çünkü adil olan allaha isyan edilmektedir...

  • Akkartal   09-11-2008 20:52

    İslamiyetette olmadığı halde, T.C'inde Ruhbanlık Teşkilatının olması gayet tuhaf değil mi? Olması gereken şey, insanlara dinlerini doğru öğreten, yani İman yetiştiren okullardan ibaret iken, bilmem kaç bin kişi ve yan kuruluşu ile beraber faaliyet gösteren Diyanet İşleri Başkanlığının varlık gerekçesi nedir; devletin yanlışlarına dînî kılıflar, gerekçeler üretmek değilse?

  • Adem Armağan   03-11-2008 08:39

    "Diyanet İşleri Başkanlığı,Laiklik'in ayakta durmasını sağlamak için kurulmuş teşkilattır."İşte bunun içindir ki;Sistem, İslam Dini'ni ve Müslümanları denetim ve gözetim altına almıştır.Sistem ne kadar izin verirse, Müslümanlar ancak o kadar İslam'ın emirlerini yerine getirebilir!Başörtülü bir kız türbanla üniversiteye giremez,Hutbeler, İslam'ın tamamını kapsayamaz,İmam Teravih namazı'nda,Fil suresi ve Nas suresi arasıyla namaz kıldırmak zorundadır(Tek tip namaz),v.b.Maalesef,Müslümanlar bu ülkede parya konumuna sokulmuştur. Acele!Din ve vicdan hürriyeti kanununu uygulayacak hukukçular aranıyor!Adem Armağan(medineyehicret.blogspot.com)

  • s.avni   01-11-2008 14:05

    önce müslümanlar diyanetten ellerini çeksinler diyaneti ve bugünkü yapıyı destekleyenler kendilerine müslüman diyenler değil mi ? Diyanete kızmak kolay olanı. Kendilerine müslüman diyenlere açıkca niye bu müşrik düzeni desteklediklerini sorun... bunu bağırın bunu yazın.. o zaman haklı olursunuz... haktan yana olmuş olursunuz. hep birlikte hakkı söyleyip hakkı çağıralım....

  • fahrettin   01-11-2008 06:38

    Sayın Nusret Çiçek bey bilmem okuyabilir misiniz. Benim size bir tavsiyem olacak. Bu kadar kızmanıza gerek yok. Siz de cuma namazına gitmeyin.Ben şahsen öyle yapıyorum. Zaten cumalar bir nevi rejimi kutsama günleri olmadı mı? Gitmeyin cuma namazlrına içiniz rahat etsin.