14-04-2022 14:01

Çok ilahlı, çok kıbleli bir ülke

`Manevi alan`da ilah olarak Allah`a, kıble olarak Kâbe`ye itiraz edilmezken, egemenlik alanlarında farklı ilah ve kıblelerin ihdas edildiğini görmekteyiz.

Çok ilahlı, çok kıbleli bir ülke
"İlahları tek bir ilah mı yaptı? Doğrusu bu şaşılacak bir şeydir." (Sâd, 5)
 
Mekke câhiliyesindeki durum ne ise, bugünkü modern, post-modern câhiliyelerdeki durum da aynıdır. Çok ilahlılık, çok kıblelilik.
Bugün mesela Türkiye'de de, çok ilahlı, çok kıbleli bir düzen ve işleyiş vardır.
 
"Manevi alan"da ilah olarak Allah'a, kıble olarak Kâbe'ye itiraz edilmezken, egemenlik alanlarında farklı ilah ve kıblelerin ihdas edildiğini görmekteyiz.
 
Yerel egemenlik alanında yerel tağutların ilah (egemen, belirleyici merci), Anıtkabir'in kıble edinildiği, küresel egemenlik alanında küresel tağutların ilah, Vaşington ve Brüksel'in kıble edinildiği, iktisadi egemenlik alanında sermayenin ilah, Londra'nın kıble edinildiği bir işleyiş söz konusudur.
 
İşte tevhid dâveti, tüm bu alanlarda belirleyici, egemen tek bir ilaha (Âlemlerin Rabbine) itaat ve ittibaya ve O'nun belirlediği tek kıbleye yönelmeye çağrıdır.
 
Biz tevhid dâvetini bu güncellikte ifade ettiğimizde, muhataplarımız aynı lafızlarla olmasa da bize Sâd 5. ayette haber verilen tarzda, "Bunca ilahı reddedip, ilahları tek bir ilah mı yapmaya kalkışıyorsunuz? Doğrusu bu şaşılacak bir şey" mealinde cevap vermektedirler.
 
(Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !