Çorum`da, Emeviler dönemi konuşuldu
Özgür-Der Çorum Şubesinde on beş günde bir Cuma akşamları yapılan tarih seminerlerinin bu haftaki konuğu “Emevilerin İktidarı ” konu başlığı ile Ömer Kılıç oldu.
Özgür-Der Çorum Şubesinde on beş günde bir Cuma akşamları yapılan tarih seminerlerinin bu haftaki konuğu “Emevilerin İktidarı ” konu başlığı ile Ömer Kılıç oldu.
Emevi iktidarını ve arka planı anlamak için Bedir savasına kadar dönmek gerektiğini vurgulayan Kılıç konuşmasın da şu tespitlerde bulundu.” Bedir Savaşını Mekke’liler kaybetmiş, ayrıca bu savaş da Ebu Süfyan’ın da ailesinden birçok kişi öldürülmüştür. Bu olay Ebu Süfyan ve Ümeyyeoğullarının Müslümanlara karşı kinini beslemiş ve bu kin devam ede gelmiştir.
Hz.Ömer’in halifeliği döneminde hızla feth edilen topraklarla genişleyen İslam coğrafyası, beraberinde birçok sorunu yanında getirmiştir. İslam dinini tam anlamıyla öğrenmeden kabul eden insanlar birçok eski kültürlerini de İslam’a dâhil etmişlerdir. Bu olaylar saf İslam algısını zamanla tahrif etmiştir. Hz.Ömer’in ileride Emevi iktidarına sebep olabilecek en önemli icraati hiç şüphesiz Muaviye’nin Şam valisi olarak atanmasıydı. Ancak; Hz.Ömer onun tüm hareketlerini kontrol altında tutmuş, hatta bazı icraatlarını kıyasıya eleştirmiştir. Dolayısıyla Muavi Hz. Ömer döneminde çok fazla bir varlık gösterememiştir.
Ancak; Hz. Ömer’den sonra Hz. Osman halife olmuş on iki yıl gibi bir süre halifelik yapmıştır. Hz. Osman’ın icraatları birçok tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Ümeyyeoğullarından olan Hz.Osman akrabaları gözeten icraatları ile ileride telafisi mümkün olmayan sorunlara da sebep olmuştur. Bu anlamda aslında Emevi iktidarını Hz.Osman’ın ikinci döneminde başlamış sayabiliriz. Akrabalarını değişik bölgelerde valilik, danışmanlık gibi bazı önemli görevlere getiren Hz. Osman daha sonraları kontrolü de kaybetmiştir. Mervan’ın sebep olduğu mektup olayı ve devamında gelişen olaylar Hz. Osman’ın şehit olmasına kadar devam etmiştir. Ancak bu dönem Şam valisi Muaviye’nin fetihlerle beraber iktidar anlamında da daha da güçlenmesine sebep olmuş ve tamamıyla kontrolden çıkmıştır.
Muaviye Hz.Ali’nin halifeliğini kabul etmemiştir. Hz.Ali ile Sıffın savaşında karşı karşıya gelen Muaviye savaşı kaybedecekleri sırada mızrakların ucuna Kuran sayfalarını takarak savaşın seyrini değiştirmiştir. Muaviye Sıffın Savaşı’ndan sonunda ki hakem olayını da bazı ayak oyunları ile sonuçsuz bırakmıştır.
Hz.Ali’nin şehid edilmesinden sonra Hz.Hasan’ın da halifeliği bırakması sonucu Muaviye halifeliğini ilan etmiştir. Yirmi yıl boyunca iktidar da kalan Muaviye Hicaz hariç birçok yerde hâkimiyetini sağlamıştır. Emevi Devleti’nin sınırlarını Anadolu’nun içlerinden, Kuzey Afrika’ya ve tüm Ortadoğu yayan Muaviye ölmeden önce oğlu Yezid’i yerine tayin etmiştir.
Bu olay İslam tarihinde Halifeliğin Saltana dönüşmesine sebep olmuştur. Yezid’e icraatları ve yaşantısı birçok kez eleştirilmiş, ancak Kerbala’da Hz.Hüseyin ve ailesini katletmesi eleştirileri daha da artırmıştır. Yezid’den sonra gelen oğlu Muavi iktidardan vaz geçmiş, daha sonra yerine Mervan gelmiştir. Mervan’dan sonra iktidara gelen Abdülmelik Emevi Devleti’nin ikinci kurucusu sayılmaktadır. O devleti tekrar toparlayarak yirmi yıl iktidarda kalmıştır. Emevi sınırlarını Pakistan’dan İspanya’ya kadar genişletmiştir. Daha sonra iktidara gelen Ömer Bin Abdülaziz’in icraatları da dikkat çekidir.
Hz.Ali ve ailesi aleyhine okunan hutbeleri kaldırmış, hazine arazilerini yeniden vakfa çevirmiştir. Ancak; Emevi iktidarı da zamanla gücünü kaybetmeye başlamıştır. İran’ın kuzeyinde Abbasi hareketleri başlamıştır.
Emevi iktidarı ve yaşananlar sahih İslam algısın değişmesinden sonraki halin ve sonuçlarının açık bir göstergesidir. Sahih İslam algısından uzaklaşan insanların ne kadar zalim bir hale dönüşebileceğini göstermiştir. İlginç olan ise tüm bu yaşananları meşrulaştırmak için uydurulan hadislerin var oluşudur. Tamamen siyasi arka plan gözetilerek hadisler uydurulmuştur. Bizler tüm bu yaşananları vahyi gözeterek okumalı ve karar vermeliyiz. Allah’ın vahyi ile çelişen tüm yaşananlar her ne sebep olursa olsun meşrulaştırmamalı ve buna izinde verilmemeli…” diyerek sözlerini tamamladı.
Program, soru cevap bölümünden sonra, 30 Kasım 2008 Pazar günü Ahmet Örs’ün sunacağı “Türkiye'deki Edebiyat Ortamının İslam Düşünce ve Siyasetine Etkileri “ konferans hatırlatılarak sona erdi.