Dalaletten hidayete, oradan nereye
Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.
Yıllar bu şekilde geçip giderken sırat-ı müstakim olan yolumuzun üzerine hem küresel şeytanlar hem de yerel işbirlikçileri demokrat, liberal ve muhafazakâr müslüman adı altında revize edilmiş yeni bir tuzak kurdular. Müslümanların birçoğu sanki Kur’an’ı ve siyer-i nebiyi hiç okumamışlar gibi Lokman suresi otuz üçüncü ayete muhatap olmaktan kurtulamadılar. Yani aldatıcılar Allah’ın adını kullanarak müslümanları aldatmıştı.
Sanki cahiliye ve onun iktidarını hiç tanımamışlar gibi dün karşı çıktıkları sistemi birilerinin makyajlamasıyla iktidara taşımak istediler ve taşıdılar. İçlerinde hatırı sayılır derecede okumuş kesim bu oluşumda yer aldı ve sistemin kılcal damarlarına kadar kan pompalamayı başardı.
Sonunda aldatıcılar Allah ile aldatmayı başarmışlardı. Aldananlar artık yeni bir vasıfla anılmaya başladı. Demokrat müslümanlar. Bu demokrat ve muhafazakar müslümanlar kendileri gibi düşünmeyen, tevhidî duruşunu bozmayan dünkü kardeşlerine “siz hala orada mısınız”? diyerek hakaretler yağdırıp karşı safa geçerken müslümanları paramparça ettiklerini düşünmek dahi istemediler.