Depremler rahmet olduğunda
Deprem sadece binalarımızı yıkmadı. Dünyaya yüklediğimiz anlamı, hiyerarşik düzenimizi, altından gümüşten ve dövizden çattığımız seküler kafeslerimizi de yıktı.
Deprem sadece binalarımızı yıkmadı. Dünyaya yüklediğimiz anlamı, hiyerarşik düzenimizi, altından gümüşten ve dövizden çattığımız seküler kafeslerimizi de yıktı. Çarpık yapılaşmayı tuzla buz ederken deprem, çarpık telakkilerimizi, rüzgârın savurduğu kül hükmündeki değer yargılarımızı da uçurdu. Düzen’in gerçek sahibini unutup, etten-kemikten mürekkep fanileri tepemize çıkarmamızı yerin dibine soktu. Yanlış mecrada akıp giden hayat tarzımızdaki derin fay hatlarımızı büyüteç altına aldı deprem. Mülk oburusunuz dedi deprem, mülk hırsıyla tanrılaşmak hevesini telif etmektesiniz dedi.Allah’ın lütfettiği mülkü düşündürdü deprem; içinde adeta yüzdüğümüz ama şükretmediğimiz, yaratıcısının biz olduğumuzu sandığımız nimetleri. Meğer ne büyük saltanat içinde yüzüyormuşuz. Bunu en iyi, bir anda kendini sokakta bulan, üzerindeki pijamasından başka bir serveti kalmamış kardeşlerimiz anladılar. Allah, mülk benimdir derken biz de adeta “hayır, benimdir” demeye hazırlanıyorduk.
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !