Din eğitiminde ilk öğretmen: Anne
Diyarbakır’da ilköğretim okulu 3. sınıf öğrencilerine yönelik yapılan anket çalışmasında, çocukların dinî bilgileri en çok annelerinden aldıkları ortaya çıktı.
Çocukların din eğitimi ile ilgili yapılan bir araştırmaya göre çocuk, dinî bilgilerini en çok annesinden öğreniyor. İlahiyatçılar ise ilk öğretmen olan anne-babanın, çocukların soracağı sorulara cevap verebilecek yeterlilikte dinî bilgiye sahip olması gerektiğini belirtiyor.
Diyarbakır’da ilköğretim okulu 3. sınıf öğrencilerine yönelik yapılan anket çalışmasında, çocukların dinî bilgileri en çok annelerinden aldıkları ortaya çıktı. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans öğrenimi gören Fatih Özkan, “Çocuğun Din Eğitiminde Anne-Babanın Etkisi Diyarbakır Örneği” konulu bir tez hazırladı. Çalışmada anne-babanın dinî inanç ve tutumlarının çocuğun dinî eğilimlerinin şekillenmesindeki etkisi araştırıldı. Ankete dayalı çalışmada, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi almamış olan Diyarbakır’ın Yenişehir, Bağlar, Sur ve Kayapınar ilçelerindeki sekiz ilköğretim okulunda çalışma yapıldı. 3. sınıf öğrencilerinin dilinden ailelerinin dinî inanç ve eğilimleri incelendi. Çalışma kapsamında, toplam bin 175 öğrenciye anket uygulandı. Din eğitimi, din sosyolojisi ve eğitim programları alanlarındaki öğretim üyelerinin görüşlerine başvurularak hazırlanan anket, sınıf öğretmenleri aracılığıyla uygulandı. Ankete katılan öğrencilerin demografik özellikleri, anne-babanın eğitim ve dindarlık düzeyi, mesleği, çocuklarının dinî sorularına cevap verme şekli ve sıklığı, çocuklarının dinî durumuyla ilgilenme, çocuklarına nasihat etme ve onları dinî etkinliklere götürme düzeyleri, aile fertlerinin beraber yaptığı etkinlikler ile çocuklarının dindarlık düzeyi arasındaki ilişkiyi tespit etmek için sorular kullanıldı.
Öğrencilerin dinî bilgilerini aldıkları kişilerle ilgili yaptıkları sıralamaya bakıldığında yüzde 76,1’lik oranla birinci sırada anne, ikinci sırada baba, üçüncü sırada cami imamı, dördüncü sırada dede veya nine, beşinci sırada akrabalar, altıncı sırada komşular ve yedinci sırada ise arkadaşlar yer alıyor. Ankete katılan öğrencilere annelerinin dinî konularda nasihat edip etmedikleri sorulduğunda; öğrencilerin yüzde 64,5’i annelerinin dinî konularda sık sık nasihat ettiğini, yüzde 22,4’ü annelerinin bazen nasihat ettiğini söyledi. Ailenin izin vermediği kişilerle arkadaşlık etmenin güzel bir davranış olup olmadığının sorulduğu soruya ise öğrencilerin yüzde 77,1’lik büyük bir bölümü “Hayır, güzel bir davranış değildir.” cevabını verdi. Ankete katılan öğrencilere Ramazan ayında oruç tutmayı isteyip istemedikleri sorulduğunda ise yüzde 75,5’i Ramazan’da oruç tutmayı hep istediklerini, yüzde 18,3’ü ise bazen istediklerini ifade etti. Ankete katılan öğrencilere Kur’an okumayı bilip bilmedikleri sorulduğunda ise yüzde 27,2’sinin Kur’an okumayı iyi bildiği, yüzde 28,8’inin az bildiği görüldü.
EBEVEYN, ÇOCUĞA CEVAP VEREBİLECEK ÖLÇÜDE DİN BİLGİSİNE SAHİP OLMALI
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay, anne ve babanın çocuklarının maddî ihtiyaçları kadar manevî ihtiyaçlarına da karşılık verebilecek bir din eğitimine sahip olmasının önemli olduğunu söylüyor. Çocuğa sağlıklı bir din eğitimi verilmesinde ilk sorumlunun anne ve baba olduğunu kaydeden Günay, “Anne ve baba, dinî konulardaki bilgileri ve kültürü ne kadar bilirse çocuklara da o yönde tatmin edecek cevaplar verecektir. Çocuklar şimdi her şeyi internetten ve başka yollardan çok rahatlıkla öğrenebiliyorlar. Çok küçük yaşta daha derin sorular sorabiliyor. Bunlara ilk muhatap anne ve babadır. Cevap veremezlerse çocuk başka yerlerden bunları almaya çalışacaktır. O alacağı yerler sağlıklı olursa tatmin olur. Ama olmazsa bu sefer anne ve babanın pek hoşuna gitmeyecek, razı olmayacağı farklı kanaatlere sahip olabilir.” diyor.
(Zaman)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !