YUNUS ÇETİNKOL

14 Kasım 2011

DOĞRU KIBLEYE Mİ YÖNELİYORUZ?

Es Selamu Aleykum ve Rahmetullah.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile…

Kıble; Yön, yönelme ve yönelinen taraf manalarına gelmektedir.

Bizler Müslümanlar olarak üzerimize farz olan namazlarımızda Arap Yarımadasının Mekke şehrinde bulunan Kâbe’ye doğru döner ve ibadetimizi yerine getiririz.

“Biz, senin (ilâhi emri bekleyerek), yüzünü göğe çevirdiğini görüyorduk. Artık mutlaka seni razı (hoşnut) olacağın kıbleye döndüreceğiz. Bundan sonra yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ve siz nerede olursanız (namazda) yüzlerinizi o yöne çevirin. Ve muhakkak ki kendilerine kitap verilenler, bunun Rab'lerinden bir hak (gerçek) olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.” (Bakara 144)

Bizi yaradan ve türlü türlü nimetleriyle donatan Allah (c) elbette ki Kıblemizi de belirlemekte ve yapacağımız ibadetlerimizde döneceğimiz yönü bizlere bildirmektedir.

Vurguladığımız üzere nasıl ki namazlarımızda döneceğimiz yeri Allah (c) belirlemiş ise muhakkak ki hayatımızı şekillendireceğimiz tüm konularda da döneceğimiz yönü belirlemiş ve Kıblemizin hangi eksen doğrultusunda bulunması gerektiğini bildirmiştir.

Bugün en önemli sorunlardan biri de Kıblemizin değişmesi veya eksenimizin kaymasıdır.

Müslümanlar olarak kıblemizi belirleyecek temel faktörler Rabbimizin bizler için rehber olarak göndermiş olduğu hak kitap Kuran ve Resulullah (s)’ın sünnetidir. Fakat bizler ne yazık ki bugünkü batıl sistemlerin hâkim olduğu dünya düzenine ve önümüze kıble diye sunulan birçok olumsuz faktöre tamah etmekten hiç geri durmamaktayız.

“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir." (el-En'âm 162)

Nasıl ki bir akarsu aktığı yönde durdurulamaz ise geçmişte de bugün de ve gelecekte de İslam durdurulamayan bir akarsu gibi doğru olan yönde akmaya devam edecektir. Fakat bir takım gizli güçler ve tağuti düzenler bu akarsuyun yönünü (kıblesini) değiştirmeye çalışmakta ve akarsuya temizlenmek için, arınmak için girmiş olan insanların farklı yönlere doğru akmasını sağlamakta yoğun çaba sarf etmektedirler. Ve bunda ise belli bir oranda başarılı olmakta inanların da büyük oranda kıblelerinin kaymasına neden olmaktadırlar. Şöyle ki bir kısım insanın kıblesi para , bir kısım insanınn kumar, bir kısmının şehvet oluvermiş ve Allah (c)’ın hükmünü ve Resul’ünün sünnetini kıble (yön belirlemek) üzere hayatlarında tatbik etmek yerine önlerine koyulan sahte kıblelere yönelmeyi tercih eder duruma gelmiş bulunmaktadırlar

Bu sahte kıblelerin nefse hoş gelen tüm pislikleri içinde barındırması bir yana hayatlarımızda ki tüm alanlarda hükmetme yetkisini de yine bunlara bırakmaktayız. Oysa ki tek hükmetme,emretme ve yönlendirme gücünün gerçek Sahibi olan Allah(c)’tır.

Bu kâinatta hüküm yalnız Allah'ındır (Yusuf, 12/40, 67); Hüküm O'nundur (el-Kasas; 28/70, 88); Artık hüküm, yüce ve büyük Allah'ındır (el-Mü 'min, 40/12); Hüküm vermek Allah'a âittir (eş-Şûrâ, 47/10), Hüküm veren Allah'tır (er-Ra'd, 17/41); Hüküm vermek yalnız Allah'a âittir (el-En'âm, 6/57); Doğrusu hüküm yalnız O'nundur (el-En'âm, 6/62)

Ve daha birçok âyette de belirtildiği gibi hüküm ancak ve yalnız Allah'ındır.

Allah (c)’ın dünyasında tabii ki O’nun hükmü geçerlidir. Bunun dışındaki tüm hükümler, yönler batıldır. Ve bizler Müslüman olarak gerçek manada iman edip kıblemizi (yönümüzü) Allah (c)’a  ve onun Resul’ünün yoluna çevirmeli, tek ve mutlak hükümdar olana iman etmeliyiz.  Es Selamu Aleykum...