Dünden bugüne mahyalı din istismarı
Bir Osmanlı geleneği olan mahya, laik sistemin kuruluşundan bu yana din istismarının araçlarından biri olarak görüldü. Cumhuriyet devrinde mahyalar devletin mesajlarını halka ulaştırdığı bir pano gibi kullanıldı.
Bir Osmanlı geleneği olan mahya, laik sistemin kuruluşundan bu yana din istismarının araçlarından biri olarak görüldü. Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal ve İnönü'nün isimleri mahyalara yazılırken, şimdilerde "Yaşasın Cumhuriyet" gibi ifadelerle istism ar devam ettiriliyor.
500 YILLIK GELENEK
Osmanlılarda camilerde minare sayısı fazlalaştıkça mahya geleneği de yaygınlaşmış. Minareler arasına gerilen iplere, kandil ya da ampullerle yazılan yazılarla ışık huzmeli mahyalar oluşturulmuş.
Bu yazılar `Fetih suresinin ilk ayeti, `Maşallah`, `Bismillah`, `Leyle-i Kadir`, `Hoş geldin yâ Ramazan`, `On bir ayın sultanı`, `El-Firak`, `Elveda`, gibi dini mahiyette ifadeler yer alırdı. En meşhur mahyalar ise Süleymaniye Camii`ne kurulurdu.
MAHYALI İSTİSMAR
Cumhuriyet devrinde ise mahyalar devletin mesajlarını halka ulaştırdığı bir pano gibi kullanıldı zaman zaman...
Liderlerin adları minareler arasına yazıldı, Sultanahmed Camii`nin minareleri arasına 'Para biriktir` mahyası, Fatih Camii minarelerine Cumhuriyetin `30. yıl kutlu olsun`, Edirne Selimiye Camii'ne `Atatürk` ve `Var ol İnönü` mahyaları asıldı.
Konu üzerinde araştırmalar yapan İsmail Kara, mesajların muhtevasının dönemlere göre değiştiğini söylüyor. Örneğin Millî Mücadele yıllarında 'Yetimleri koru, Şehitlere fatiha, Hilal-i ahmeri unutma, Para biriktir, Yerli malı kullan' gibi yardımlaşma ve savaş mağdurlarını gözetmeye dönük mesajlar, vurgular var. Kara'ya göre, bu mahyalar bize Türkiye'de siyasi merkez ve toplumun din meselesine nasıl baktığını gösteriyor.
'Müslümanlar Cumhuriyetperverdir' yazan bir mahya da bulunduğunu ifade eden Kara, laik bir rejim olma kararındaki Cumhuriyet'in mahyaları araç olarak kullanmasını 'siyasallaşma' olarak yorumluyor.
İsmail Kara'ya göre, mahyalara estetik açıdan olduğu kadar halkın katılımı açısından da bakmak gerek. Sadece üstün bir zevke işaret etmiyor. Heyecanına ve zevkine hitap ederek halkı dinî atmosfere doğrudan dâhil ediyor. 1950'lere kadar zeytinyağıyla yanan kandiller kullanılarak hazırlanan mahyalar, o tarihlerde elektrikle yakılmaya başlanıyor.
(İslam ve Hayat / Dünya Bülteni)