12-02-2008 15:38

Engin Noyan, fetvacılığa soyunan laikçileri yazdı

`Mühim ikaz: aşağıdaki satırlar “hâşâ, summe hâşâ” parantezinde yazılmıştır ve öyle okunmalıdır! Kalbi ve sinirleri zayıf olanlara asla tavsiye edilmez!`

Engin Noyan, fetvacılığa soyunan laikçileri yazdı
Ohh, beeeeee!!!  
 
Engin Noyan / Vakit
 
(Mühim ikaz: aşağıdaki satırlar “hâşâ, summe hâşâ” parantezinde yazılmıştır ve öyle okunmalıdır! Kalbi ve sinirleri zayıf olanlara asla tavsiye edilmez!)
Diyorlar ki: 
“Kur’ân’da Mü’mine Müslüman kadınların/kızların başlarını örtmelerine dâir bir emir yoktur aslında! Bu emir kadınları baskı altına almak isteyen birtakım kötü niyetli adamların sapkın yorumlarından ve bu yorum tarzı işlerine geldiği için onu aynen benimseyip, asıl metni bile bile çarpıtarak tercüme eden birtakım hainlerin eseri olan bir aldatmacadan ibârettir! O hâlde ne duruyorsunuz, ey Mü’mine Müslüman kadınlar/kızlar atın başınızdan o sıkıntı veren, sizi çirkinleştiren, köle hâline getiren örtüleri! Edeb yerlerinizi, her mevsim çağdaş giyim kurallarını yeniden belirleyen modacıların uygun gördükleri şekilde ve direktifleri doğrultusunda örtün, bu size yeter de artar bile! Çağdaş ileri ülkelerde bunlar gündelik hayatın normalleridir – siz de normalleşin hele, çağdaşlaşın, ilerleyin! Ohh, be!”
Diyorlar ki:
“Kur’ân’da alkollü içki içmeyi ya da bir iki fırt esrar çekmeyi, arada bir rahatlatıcı ya da uyarıcı bir hapla mutluluk bulutlarında uçmayı yasaklayan bir emir de yoktur aslında! Bu emir, insanları baskı altına almak isteyen, onlara her türlü mutluluğu/eğlenceyi çok gören birtakım kötü niyetli adamların sapkın yorumlarından ve bu yorum tarzı işlerine geldiği için onu aynen benimseyip, asıl metni bile bile çarpıtarak tercüme eden birtakım hainlerin eseri olan bir aldatmacadan ibârettir! O hâlde ne duruyorsunuz, ey Mü’min/Mü’mine Müslümanlar, açıverin birer şişe rakıyı/şarabı/birayı/viskiyi/cini/votkayı/likörü, sarıverin hafifinden ve en kalitelisinden olmak kaydıyla bir esrar cıgarasını, alıverin otomobilinizin yanına kadar sokulan satıcılardan bir-iki uçuran hapcık, abartmadan/ölçüyü kaçırmadan için/yutun, ferahlayın/rahatlayın, keyif yapın/kafa yapın! Dünya hayatının gamından, kederinden, o sıkıcı monotonluğundan kurtuluverin! Çağdaş ileri ülkelerde bunlar gündelik hayatın normalleridir – siz de normalleşin hele, çağdaşlaşın, ilerleyin! Ohh, be!”
Diyorlar ki:
“Kur’ân’da hiçbir şarta/kurala bağlı olmayan özgür bir cinsel hayatı yaşamayı yasaklayan bir emir de yoktur aslında! Bu emir, insanları baskı altına almak isteyen, onlara her türlü mutluluğu/eğlenceyi çok gören, besbelli kendileri cinsel açıdan iktidarsız ya da hiç kimseyi cezbedemeyecek kadar çirkin oldukları için cinsellikten nefret eden birtakım kötü niyetli adamların sapkın yorumlarından ve bu yorum tarzı işlerine geldiği için onu aynen benimseyip, asıl metni bile bile çarpıtarak tercüme eden birtakım hainlerin eseri olan bir aldatmacadan ibârettir! O hâlde ne duruyorsunuz, ey Mü’min/Mü’mine Müslümanlar, atın üzerinizden/içinizden o zinaya yaklaşmama baskısını, o ânda gönlünüz kimi çekiyorsa/şehevî iştahınız kime kabarıyorsa onunla alabildiğine özgürce yaşayın cinselliğinizi, hayatınıza renk gelsin, çeşni gelsin, heyecan gelsin – alan memnun veren memnun olsun ve bu tür iş/oynaşlarınız kamusal alanın kutsallığını ihlâl etmesin yeter! Çağdaş ileri ülkelerde bunlar gündelik hayatın normalleridir – siz de normalleşin hele, çağdaşlaşın, ilerleyin! Ohh, be!”
Bazıları demeye getiriyor ki:
“Kur’ân’da bugün kıldığınız ve 1400 küsur yıldır kılınan şekilde bir namaz kılma emri de yoktur aslında! Bu emir, sırf kendi iktidarlarını/menfaatlerini pekiştirmek için insanları baskı altına almak ve hayatın doğal akışını bölerek/aksatarak her alanda her türlü ilerlemeyi/gelişmeyi engellemek isteyen birtakım kötü niyetli adamların sapkın yorumlarından ve bu yorum tarzı işlerine geldiği için onu aynen benimseyip, asıl metni bile bile çarpıtarak tercüme eden birtakım hainlerin eseri olan bir aldatmacadan ibârettir! O hâlde ne duruyorsunuz, ey Mü’min/Mü’mine Müslümanlar, bırakın artık şu günde beş vakit namaz kılmayı! Hafta sonları ne güne duruyor? O zaman kılıverirsiniz, o kadar meraklıysanız, evinizde bir-iki rekât namaz, olur biter! Aslında spor yapmak daha sağlıklıdır ama... Yine de tercih sizin! Nitekim Kur’ân’ın düzeltilmiş tercümlerinden salât kelimesinin meditasyonu da içeren bir tür spor mânâsına geldiği ortaya çıkmıştır! Hem atasözümüz ne buyuruyor: Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur! Dikkat edin, sağlam vücut, yani spor yapan vücut diyor, namaz kılan vücut demiyor! Çağdaş ileri ülkelerde bunlar gündelik hayatın normalleridir – siz de normalleşin hele, çağdaşlaşın, ilerleyin! Ohh, be!”
Ve besbelli bu gidişle pek yakında diyecekler ki:
“Aslında Kur’ân, Allah kelâmı falan da değildir! Kur’ân’ın Allah kelâmı olduğunu bildiren âyetler de, sırf kendi iktidarlarını/menfaatlerini pekiştirmek için insanları baskı altına almak isteyen birtakım kötü niyetli adamların uydurmalarından hatta bu konuda çağdaş ve ileri Batı dünyasında yapılmış olan en son araştırmaların ortaya çıkarttığı üzere, sonradan yerleştirilmiş birtakım ilâvelerden ve bunlara dayanan sapkın yorumlardan ve bu yorum tarzı işlerine geldiği için onu aynen benimseyip, asıl metni bile bile çarpıtarak tercüme eden birtakım hainlerin eseri olan bir aldatmacadan ibârettir! O hâlde ne duruyorsunuz, ey Mü’min/ Mü’mine Müslümanlar, bırakın artık şu Kur’ân’a sımsıkı sarılmayı, onu değişmez/değiştirilemez hükümler/kurallar/ölçüler/değerler/emirler/yasaklar içeren kutsal/ilâhî bir kitap olarak görmeyi! Kafanıza göre özgürce takılın, rahatlayın! İlle de değiştirilemez/değiştirilmesi teklif dahi edilemez birtakım kurallara ihtiyaç mı duyuyorsunuz? Buyrun, işte, arslanlar gibi anayasamız var! İlle de bir kutsal değer mi istiyorunuz? Alın size laiklik – yeter de artar, hatta iki numara büyük bile gelir! Ohh, beeeeeeeeeee!”
Aman müteyakkız olalım, hep müteyakkız kalalım!
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !