Erdoğan: Başörtüsü meselesini biz bile çözemiyoruz
Balçiçek Pamir’le Söz Sende’nin konuğu yazar Yıldız Ramazanoğlu’ydu. Ramazanoğlu programda, Başbakan Erdoğan’ın yazarlara verdiği açılım kahvaltısından ilginç notlar aktardı. Bu notlardan biri de Erdoğan`ın şu sözleri: `Bu başörtüsü meselesini biz bile çözemiyoruz. Çünkü iş parti kapatmaya kadar gidiyor’ dedi. Bu sözlerdeki samimiyetinden bir an bile kuşku duymadım. İnsan karşı karşıya gelince karşısındakini daha iyi anlıyor.”
Balçiçek Pamir’le Söz Sende’nin konuğu yazar Yıldız Ramazanoğlu’ydu. Ramazanoğlu programda, Başbakan Erdoğan’ın yazarlara verdiği açılım kahvaltısından ilginç notlar aktardı. Başbakan Erdoğan’ın kahvaltıda başörtüsü ile ilgili çok samimi sözler söylediğini aktaran Ramazanoğlu kahvaltıdaki konuşmanın o bölümünü şöyle aktardı: “Biz o toplantıda iki başörtülü yazardık. Herhalde bizim konuyu dile getireceğimizi düşünmüştü Başbakan Erdoğan ama biz getirmeyince kendisi açtı ve ‘Bu başörtüsü meselesini biz bile çözemiyoruz. Çünkü iş parti kapatmaya kadar gidiyor’ dedi. Bu sözlerdeki samimiyetinden bir an bile kuşku duymadım. İnsan karşı karşıya gelince karşısındakini daha iyi anlıyor.”
Ramazanoğlu başörtüsü konusunda “Muhafazakar ve dindar erkekler için de esas kadın başı açık kadın. Çünkü hepimiz Cumhuriyet’in eseriyiz. Ben mesela bir Tunalı (Ankara’nın Tunalı Hilmi caddesi) kızıyım. Annem dudağı rujlu, saçları permalı bir kadın. Dindar erkekler için başörtülü kadın annesidir, kız kardeşidir, eşidir. Şu anda başı örtülü kadınların şifrelerini okuyabilen çok az erkek var. Birçok erkek başörtülü yakınından kendi prezantabilitesi yüzünden rahatsız oluyor. Bu durumda vardığınız sonuç şu oluyor: içinden çıktığınız kesim bile sizi yok sayıyor.”
Ramazanoğlu programda ayrıca “Bunları konuştum diye şimdi bana meczup muamelesi yapılacak. Çünkü insanlar başörtüsü konusu bitmiş, kapanmış gibi davranıyorlar. İstiyorlar ki kadınlar ya başlarını açsınlar ya kendileri bir çözüm bulsunlar. Muhafazakar basın da belki hükümete baskı yapmamış olsun diye konuyu yok sayıyor” dedi.
(Kaynak: Platform Haber)
-
HUSEYIN SASMAZ 25-04-2010 17:54
Kemalist Laiklerin Vermemek için, Demokrat Laiklerin Ele Geçirmek için Çırpınıp Durduğu Yargının Durumu Bu! Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, 22 Nisan 2010 Perşembe günü Anayasa Mahkemesi'nin 48. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada yargı sorunlarına değindi. Konuşmasında "Ne yazık ki Adalet Bakanlığı, Adli Sicil ve İstatistik Müdürlüğü'ne baktığımızda, cezaevlerinde yatanların sayısı 116 bin görülmektedir. Bu sayının toplamda yüzde 52'si tutuklu olarak cezaevindedir. Cezaevinde yatanların yarıdan fazlası tutukludur." demesinden sonra mahkeme başkanı, "ceza mahkemelerinde 258 gün, Yargıtay'ın ceza dairelerinde 838 gün, toplam 1442 gün, yani 4 yıl sonra ceza davalarının kesinleşerek sonuçlandığı görülmekte" ifadesinde bulunmuştur. Hapishanelerde yatan 116 bin kişiden 61 bin küsurunun tutuklu olması cumhuriyetin yargı sisteminin insanların meselelerini kesinlikle çözemediğini gösterir. Bu vakıaya binaen de Hizb-ut Tahrir'in kimi şebabı bir seneye yakındır hapishanelerde tutuklu olmalarına rağmen bir defa dahi mahkeme önüne çıkarılmamışlardır. Bu muamele, İslam'a aykırıdır. İslam'da beraat-ı zimmet asıldır. Bir kimsenin suçu mahkeme tarafından kanıtlanmadıkça şeri hükümlerce belirlenen gözaltı süresinden daha uzun süre tutuklanması kesinlikle haramdır. Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in bir kişiyi bir gece bir gündüz veya gündüz iki saat tutuklu olarak hapsettiği sonra da serbest bıraktığı rivayet edilmiştir. Ey Müslümanlar! İşte Kemalist laiklerin vermemek için, demokrat laiklerin ele geçirmek için çırpınıp durduğu yargı sisteminin durumu budur. Şayet İslami duygulara sahip olduğunu iddia eden AKP yöneticileri bu iddialarında doğru olsalardı böylesi bir yargı sistemini ele geçirmek için çalışacaklarına, bunu yıkarak İslam temelleri üzerine dayalı bir yargı sistemini kurmak için çalışırlardı. İslami yargı sistemi, bütün kainatın yaratıcısı Allah [Subhânehu ve Te'alâ] tarafından inzal edilmiştir, tüm bu adaletsizliklerden münezzehtir. O halde bu batıl yargı sistemini yıkarak yerine İslam'ın adil yargı sistemini kuracak ve Kâdı Şüreyh gibi adaletli yargıçlar çıkaracak olan Raşidi Hilafet Devleti'ni kurması için Hizb-ut Tahrir'e destek veriniz ey Müslümanlar! وَمَنْ أَحْسَنُ مِنْ اللَّهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ "Oysa yakin sahibi bir toplum için yönetimi Allah'tan daha güzel olan kim vardır?" [el-Mâide 50] Hizb-ut Tahrir Resmî Sözcü Yardımcısı Türkiye Vilâyeti