Ergenekon iddianamesi kabul edildi, dava açıldı
İstanbul 13`üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörlü Ergenekon iddianamesi`yle ilgili incelemesini tamamladı ve davayı kabul etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında 86 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti.
Alınan bilgiye göre, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, iddianame üzerindeki incelemelerini tamamladı. İddianameyi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 170. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığı yönünde inceleyen heyet, iddianamenin kabulüne karar verdi.
Buna göre, 86 şüpheli hakkında düzenlenen, 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan iddianame ile açılan dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
İddianame, 14 Temmuz 2008 tarihinde mahkemeye sunulmuştu.
Ergenekon'' soruşturması kapsamında 86 sanık hakkında hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşma tarihini 20 Ekim 2008 olarak belirledi.
Alınan bilgiye göre duruşmalar, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi yerine Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi içindeki adliye binasında görülecek.
Buna göre, 20 Ekim 2008 pazartesi günü başlayacak ilk duruşma, 47'si tutuklu 86 sanığın sorguları tamamlanıncaya kadar devam edecek.
Bu arada, dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, halen tutuklu bulunan 47 sanığın bu hallerinin devamını kararlaştırdı.
Ergenekon Davası''nda 86 sanık, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''silahlı terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik'', ''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek'', ''Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlamalar kapsamında yargılanacak.
Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu Beşiktaş Adliyesinde görev yapan İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından bir yılı aşkın süredir yürütülen ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamenin 14 Temmuz 2008 günü UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak yapılan tevzi işlemi sonucu düştüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle birlikte dava açılmış oldu.
-KABUL EDİLEN İDDİANAME-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, 14 Temmuz 2008 günü Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinin bahçesinde yaptığı basın açıklamasında, ihbar üzerine 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'de bir evde ele geçirilen patlayıcı maddelerle ilgili olarak soruşturma başlatıldığını hatırlatmıştı.
Başsavcı Engin, soruşturmanın önemli bir bölümünün tamamlandığını ve tamamlanan bölüme ilişkin soruşturmayı yürüten 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlendiğini kaydetmişti.
Engin, Cumhuriyet Savcılarından aldığı bilgilere göre, soruşturmanın çok kapsamlı olması ve şüpheli sayısının fazlalığı, teknik ve fiziki takipler ve aramalarda elde edilen yüz binlerce sayfa belge ve dokümanların yeni operasyonları gerektirmesi, bunların incelenmesi ve tasnifi, elde edilen belgelerle ilgili olarak yazışma yapılan kurumlardan cevapların beklenmesi, özellikle yeni CMK hükümleri gereğince iddianamenin düzenlenmesi için soruşturmaya esas teşkil eden tüm delillerin toplanmasının gerekli olması, bu belge ve delillerin değerlendirilmesinin uzun süreleri kapsaması ve 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan bir iddianamenin tanzimi ve yazılması gibi zorunlu sebeplerle davanın açılmasının uzadığını dile getirmişti.
Başsavcı Engin, iddianamenin 86 şüpheliyi içerdiğini ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''silahlı terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik'', ''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek'', ''Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlardan düzenlendiğini bildirmişti.
Engin, haklarında dava açılan şüphelilerden her birine bu suçların tamamının isnat edilmediğini vurgulamıştı. Engin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/5. maddesinde yer alan ''örgüt yöneticileri örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır'' hükmü dikkate alınarak, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan da cezalandırılmalarının, yönetici konumunda olmayan diğer şüphelilerin ise sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetlerine göre cezalandırılmalarının talep edildiğinin anlaşıldığını dile getirmişti.
Engin, soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadeleri alınan 36 kişi hakkında ise kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini kaydetmişti.
Örgüt isminin, soruşturmayı yapan savcılar tarafından konulmuş bir isim olmadığını dile getiren Başsavcı Engin, Cumhuriyet Savcılarının yaptıkları soruşturmalarda herhangi bir isim konulmadığını, böyle bir uygulamanın söz konusu olmadığını belirtmişti.
Engin, iddianamede yer alan ve kamuoyunda ''Ergenekon'' olarak vasıflandırılan ismin, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olduğu iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri isim olduğunu kaydetmişti.
-DOSYALAR İÇİN ÖZEL BÖLÜM-
Davanın görüleceği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin başkan ve heyet üyelerinin bulunduğu katın koridoruna, soruşturmaya ilişkin ve 441 klasör olan dosyaların konulması amacıyla özel bir bölüm yaptırılmıştı.
Mahkeme Başkanı'nın odasının yanında yapılan küçük bir oda şeklindeki bölümde dosyaların konulması için raflar hazırlanmıştı.
-47 TUTUKLAMA-
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Öz, Pekgüzel ve Taşkın tarafından yürütülen ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, İP Genel Sekreteri Nusret Senem, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, avukat Kemal Kerinçsiz, Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, emekli Binbaşı Fikret Emek, emekli Astsubay Oktay Yıldırım, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski Yüzbaşı Zekeriya Öztürk, emekli Yüzbaşı Gazi Güder, emekli Astsubay Mahmut Öztürk, emekli Astsubay Orhan Tunç, eski uzman çavuş Muhammet Yüce, Bekir Öztürk, Murat Çağlar, eski polis memuru Aydın Yüksek, yazar Ergün Poyraz, ''Susurluk davası'' hükümlüsü Sami Hoştan, Doç. Dr. Ümit Sayın, Doç. Dr. Emin Gürses, gazeteci Vedat Yenerer, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, Ulusal Kanal Yönetim Kurulu üyesi Adnan Akfırat, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan, Hayrettin Ertekin, Mehmet Demirtaş, Muzaffer Şenocak, İsmail Yıldız, Mete Yalazangil, Ayşe Asuman Özdemir, Hüseyin Gazi Oğuz, Kahraman Şahin, Erol Ölmez, Erkut Ersoy, Hüseyin Görüm, Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Abdullah Arapoğlu, Ümit Oğuztan, Vatan Bölükbaşoğlu, Muammer Karabulut, Abdülmüttalip Tonçer, Selim Akkurt, Hikmet Çiçek, Ali Kutlu, Rasim Görüm, Behiç Gürcihan ve Kuddusi Okkır tutuklanmıştı.
Bu kişilerden, sağlık sorunları nedeniyle tahliyesine karar verilen Kuddusi Okkır, tedavi gördüğü Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde hayatını kaybetmişti. Ayşe Asuman Özdemir'in sağlık sorunları nedeniyle tahliyesinin ardından da tutuklu sayısı 47'ye düşmüştü.
-DEVAM EDEN SORUŞTURMA-
Soruşturmaya ilişkin son operasyonda gözaltına alınanlardan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ile emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Osman Gürbüz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, İbrahim Özcan, Birol Başaran, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın tutuklanmış, bu kişilerden Aygün ile Altıntaş, avukatlarınca yapılan itirazın ardından serbest kalmıştı.
Son operasyonun ardından adliyeye sevk edilen Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, İP Öncü Gençlik Genel Başkan Yardımcısı Tunç Akkoç, Prof. Dr. Ercüment Ovalı, yazar Erol Mütercimler ile Türkiye Gençlik Birliğinin önceki Genel Başkanı Adnan Türkkan'ın da bulunduğu 11 kişi ise savcılık ya da mahkemeden serbest bırakılmıştı.
Soruşturması süren şüphelilere ilişkin ek iddianame düzenlenebilecek.
ERGENEKON DAVASI SİLİVRİ CEZAEVİ'NDE GÖRÜLECEK
Ergenekon İddianamesi kabul edildi. İlk duruma 20 Ekim'de yapılacak. Duruşmalar Silivri Cezaevi'nde gerçekleştirilecek.
13.Ağır Ceza Mahkemesi'nin toplantısı sona erdi. Toplantının ardından saat 16:30'da mahkeme heyeti başkanı bir açıklama yaptı. Basın mensuplarına kararı bildiren mahkeme başkanı davanın kabul edildiğini dile getirdi. Duruşmalar Silivri Cezaevi'nde görülecek ve ilk duruşma 20 Ekim'de gerçekleştirilecek.
ERGENEKON SANIKLARI HANGİ SUÇLARDAN YARGILANACAK?
Ergenekon soruşturması kapsamında 48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheli hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "silahlı terör örgütüne yardım etmek", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik", "patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek", "Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet Gazetesi'ne patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek", "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek", "askeri itaatsizliğe teşvik", "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlarından yargılanacak
BASIN ORDUSU TAKİP ETTİ
Ergenekon iddianamesinin mahkeme tarafından kabul edilip edilmemesinin bugün açıklanması bekleniyor. Bu beklenti nedeniyle basın mensupları Beşiktaş'daki İstanbul Adliyesi önünde adeta kamp kurdu.
İddianameyi inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bugün vermesi bekleniyor. Konuyu takip eden basın mensupları sabahın erken saatlerinden itibaren adliyeye akın etmeye başladı. Adliye önüne çadır kuran basın mensupları gelişmeleri canlı yayınlarla aktaracak. Adliyenin bahçesinde yaklaşık 15 canlı yayın aracı bekliyor.
İDDİANAME BİRÇOK DAVA VE SORUŞTURMAYI ETKİLEYECEK
Terör örgütü Ergenekon iddianamesi, sonuçlanmamış ve failleri bulunamamış birçok davayı etkileyecek. İddianame; Danıştay saldırısı, Atabeyler Çetesi davası, Hablemitoğlu davası, DTP'li kayıp şahıslar soruşturması, Gazi Mahallesi olayları, Özdemir Sabancı suikastı, Eşref Bitlis'in öldürülmesi, Uğur Mumcu'nun öldürülmesi, Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılması olayı, Adapazarı-İzmit-Sapanca ölüm üçgeninde yaşanan faili meçhul cinayetler gibi birçok dava ve soruşturmayı etkileyecek.
Hatırlanacağı gibi 2 bin 500 sayfalık Ergenekon terör örgütü iddianamesinde Danıştay saldırısına 60 sayfa ayrıldığı söylendi. Danıştay'a yönelik saldırı davasında müebbet hapse mahkum olan Osman Yıldırım, saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile Ataşehir'de yaptıkları bir toplantıda Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay'a saldırı kararını aldıklarını, Cumhuriyet'e atılan bombaları da Küçük'ün verdiğini iddia etmişti.
İddianamenin etkileyeceği bir başka dava da halen İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen İbrahim Çiftçi davası. Doçent Necip Hablemitoğlu'nu öldürdüğü iddiası ile ifade veren Çiftçi, 3 Ekim 2006'da İzmir'in Alsancak semtinde işadamlarının bulunduğu bir kafeye el bombası atılması sonucu hayatını kaybetmişti. Çiftçi'nin öldürülmesi ile ilgili davada karar aşamasına gelinmişti. Ancak söz konusu dava, Ergenekon iddianamesinin açıklanmasını bekliyordu. Davanın önümüzdeki ağustos ayında görülecek karar duruşması, İstanbul'daki iddianameden etkilenecek.
Silopi ilçesinde 7 yıl önce jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınmayan kapatılan HADEP'in Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Yöneticisi Ebubekir Deniz'in ailelleri de geçtiğimiz günlerde emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında suç duyurusunda bulundu. Hatırlanacağı gibi Ersöz, Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında aranıyor. Ersöz'ün operasyondan önce Rusya'ya gittiği biliniyor.
Gazi Olayları'nda hayatını kaybedenlerin yakınları, geçtiğimiz günlerde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Osman Gürbüz hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda bulunanlar, Gazi Mahallesi ve Ümraniye'de yaşanan olaylara ilişkin davanın yeniden açılmasını talep etti. Gazi Mahallesi olaylarında Ergenekon terör örgütü kapsamında tutuklanan Osman Gürbüz'ün parmağı olduğu öne sürülmüştü.
Yine silahlı saldırı sonucu öldürülün Doçent Necip Hablemitoğlu dosyası da iddianameden etkilenecek. Hatırlanacağı gibi seri katil olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan ve 2003 yılında görülen duruşmasında suikasta kurban giden Hablemitoğlu'nu İbrahim Çiftçi ile birlikte öldürdüğünü iddia eden Durmuş Anuçin, Ergenekon soruşturması kapsamında Savcı Zekeriya Öz'e ifade vermişti. Danıştay'a yönelik saldırı nedeniyle müebbet hapse mahkum olan Osman Yıldırım'ın da Savcı Öz'e Hablemitoğlu suikasti ile ilgili önemli bilgiler verdiği ileri sürüldü. Yıldırım'ın sorguda "Hablemitoğlu cinayetini bana 2-2.5 milyon dolara vermek istediler. Ben cezaevinde birçok itirafçı ile görüştüğüm için bilirim, 'Bu cinayeti işlediğimde devlet bana sahip çıkacak mı?' diye sordum. Garanti verilmeyince ben de çekildim." dediği iddia edildi.
Ergenekon iddianamesi açıklandıktan sonra Dilovası kod adlı bir gizli tanığın, tutuklu emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu dönemde Adapazarı-İzmit-Sapanca ölüm üçgeninde yaşanan faili meçhul cinayetlerle ilgili bilgiler verdiği ortaya çıkmıştı. Bu nedenle Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeninde öldürülen Kürt işadamlarının dosyalarının yeniden açılabileceği belirtiliyor.
Ölüm üçgenindeki faili meçhul cinayetler, 4 Kasım 1993'te Tansu Çiller'in İstanbul'da Holiday Inn Oteli'nde ellerinde terör örgütü PKK'ya haraç veren işadamlarının ve sanatçıların listesi olduğunu açıklamasından kısa süre sonra başladı. Çiller, "Onlardan hesap soracağız." diyordu. Bu açıklamadan iki ay sonra işadamı Behçet Cantürk şoförüyle birlikte evine giderken kaçırıldı ve cesetleri ertesi gün Sapanca yolunda bulundu. İki ay sonra Cantürk'ün avukatı Yusuf Ekinci, Ankara'da kaçırıldı ve cesedi iki gün sonra Konya yoluna atıldı. Fevzi Aslan ve yeğeni Şahin Aslan ise İstanbul Şehremini'de bir kahvede otururken polis olduklarını söyleyen dört kişi tarafından gözaltına alındı. Fevzi ve yeğeninin cesetleri ertesi gün Hendek'te bulundu.
Bu cinayetten iki ay sonra da Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkarili Namık Erdoğan kaçırıldı. Erdoğan'ın cesedi Ankara-Kırıkkale yolunda üç gün sonra bulundu. DTP Milletvekili Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, 2 Haziran 1994 günü İstanbul'daki Yeşilyurt Çınar Oteli'nden arkadaşları Adnan Yıldırım ve Hacı Karay ile kaçırıldı. Cesetleri iki gün sonra ölüm üçgeni olarak anılan Bolu'nun Yığılca ilçesi yakınlarında bulundu. İddianame, Özdemir Sabancı suikastının da yeni baştan ele alınmasına yol açacak. Ergenekon'un yasadışı terör örgütü DHKP-C ile ilişkisinin iddianamede gündeme geldiği belirtiliyor. Özdemir Sabancı suikastında kilit rol oynayan 'Çaycı' Fehriye Erdal'ın Ergenekon'la bağlantısı tespit edildi. Sabancı suikastına ilişkin çok önemli belgeler de örgütten çıktı. DHKP/C ve Fehriye Erdal'ın Ergenekon bağlantısı da bu belgeler yardımıyla anlaşıldı. Suikastın kilit ismi Fehriye Erdal'ı, kale gibi korunan Sabancı kulelerine 'çaycı' olarak Ergenekon'un yerleştirdiği iddia edildi. (Zaman)