Espiri yaparken eleştiren film: AROG
Arog, evrim teorisine, batıcı modernist tavra, feodal yapıya, militarizme, baskıcı eğitim sistemine, kemalizme ve Atatürk devrimlerine yönelik eleştilerle dolu olmasıyla izleyenleri (anlayanları) şaşırtan ve bazı çevreleri kızdıracak bir film.
Özhan Uçan / İslam ve Hayat
Yönetmenliğini ve başrolünü Cem Yılmaz'ın üstlendiği Arog, evrim teorisine, batıcı modernist tavra, feodal yapıya, militarizme, baskıcı eğitim sistemine, kemalizme ve Atatürk devrimlerine yönelik eleştilerle dolu olmasıyla izleyenleri (anlayanları) şaşırtan ve bazı çevreleri kızdıracak bir film.
Hikaye, Arif (Cem Yılmaz)'in Gora gezegeninden gelen düşmanı Komutan Logar tarafından bir milyon yıl öncesine gönderilmesiyle başlar. Logar'ın niyeti Arif'in karısı olan Ceku'yu kaçırmaktır. Arif geçmişe gönderilir, ilk önce yeryüzünde insan göremez ve maymunlarla yaşamaya başlar. Onları eğitmeye, insana dönüştürmeye çalışır ve tabiki başaramaz. Filmin ilerleyen bölümlerinde Arif insanları bulmuştur ama insanların iki sınıf halinde yaşadığını görür. Aroganlar denilen bir kabile, Aroglular denilen başka bir kabile üzerinde baskı kurmuştur. Feodal bir yapı, toprak ağalığı oluşturmuşlardır. Bilimi, icadı, sanatı yasaklamışlar ve onlardan hergün vergi almaktadırlar. Oysa Arif'in kendi zamanına dönebilmesi için zaman makinesi yapılana kadar teknolojinin ilerlemesi gerekmektedir. Arif de ezilen toplumu etkileyerek onların önderi olur ve hızlı bir devrim için kolları sıvar. Sıfırdan bir medeniyet kurmaya başlar. Bunun üzerine yağmacılar bir saldırı düzenliyerek herşeyi yakıp yıkarlar. Arif ise savaşmak yerine iki tarafın futbol maçı yapmasını ister. Ancak Aroglular futbol bilmezler. Arif bu kez de onlara futbol öğretir. Maç gerçekleşir ve zor da olsa Arif'in tarafı kazanır. Maçın sonunda Arif'i bir sürpriz beklemektedir. Ceku, zaman makinasıyla gelmiştir onu almaya. Kendi zamanlarına geri dönerler ve geçmişe Logar'ı gönderirler.
Filmin başlarında Arif, oğlunu ilkokula yazdırmaya götürdüğü sahne var. Oğlunun bıyıklı olmasından ötürü kamusal alan olan okula alınamayacağını söyleyen müdüre, "Burası hukuk devleti değil mi?" diye itiraz etmesi başörtüsü yasağına karşı bir gönderme olduğu apaçık. Taş devrinde az zamanda yaptığı devrimler de bize Atatürk devrimlerini hatırlatıyor. Kendi eğitim sistemini kurduktan sonra da çocuklar için derslerin ağır geldiğini söyleyenlere "Benim eğitim sistemimi yargılayamazsınız!" diye itiraz etmesi de oldukça ilginç. "Beyler buna top denir. Her medeni toplum gibi biz de futbol oynacağız!" dediği sahneler de bize şapka devrimini hatırlatıyor. Arogon kabilesinin saldırıp medeniyetini yıkmasından sonra "Bu darbe bizi on yıl geriye götürdü." derken de darbeciliği ve militarizmi eleştiriyor. Son olarak Aroglularla vedalaştığı bir sahnede "Heykelimi dikmeseniz de bir resmimi çizersiniz artık." diyerek önemli bir gönderme daha yaptığını belirtmek gerek.
Kısacası "Arog", izleyecekler için güldürürken eleştiren ve belki de "Mustafa" belgeselinden daha çok tartışılmayı hak eden bir film.
-
Habil Sağlam 20-12-2008 22:00
Leman, Penguen, Uykusuz gibi dergiler etrafına öbeklenen mizahçılar, Kemalist-Sol çizgilerinde seviyeden uzak bir mizah üretiyorlar. Fakat aynı çizgiden gelen bir isim, Cem Yılmaz, son filmi Arog'la, muhalif bir mizahın, politik olarak kurgulara sahip bir eleştirinin öncülüğünü üstleniyor. Son dönemde Türkiye'de Mustafa Kemal'den, Ermeni Meselesine bir çok tabu yıkılmaya, çözülmeye başladı. Arog'da bu süreçte muhteva ettiği potansiyel muhalefetle yerini alıyor.