Güney Asya’daki Filistin: Patani
1786 yılında Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettiren Patani’de Müslüman halk ise Budist işgalcilere karşı direnmeye devam ediyor. İHH’nın Güney Asya Koordinatörü Faruk Aktaş Patani’yi bütün yönleri ile Vakit’e anlattı. Aktaş; “Patani’nin yetimleri sizi bekliyor” dedi
Uzun yıllardır Tayland zulmü altında kan ağlayan “Asya’nın Filistin’i Patani”nin yetimleri Türkiye’nin ilgisini bekliyor. Osmanlı’yı ve Türkiye’yi çok seven Patanililer, İHH’nın bölgelerinde açmak istediği yetim okulunu bekliyorlar. 1786 yılında Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettiren Patani’de Müslüman halk ise Budist işgalcilere karşı direnmeye devam ediyor. İHH’nın Güney Asya Koordinatörü Faruk Aktaş Patani’yi bütün yönleri ile Vakit’e anlattı. Aktaş; “Patani’nin yetimleri sizi bekliyor” dedi
Patani bizim çocukluk dönemlerimizin en önemli cihat bölgelerindendi. Cevher Dudayev Çeçenistan’da Rusları dize getirirken biz Kur’an kursu sıralarında, İmam Hatip koridorlarında arkadaşlarla Patani’yi de konuşurduk. Ümmetin ‘reel takılmayan’ dergileri Moro’dan, Patani’den haberdar ederlerdi bizi. Şimdilerin en fazla Taksim meydanında demokrasi yürüyüşü yapan muhafazakârlarına rağmen birileri hâlâ Patani’ye, Moro’ya gidiyor, mü’min yüreklerin dertleri ile dertleniyor ve yetimlerine sahip çıkıyor. Çeşitli ülkelerde açtığı yetim okullarını ziyaret ettiğim ve ‘ümmetin yeni silkinişinin işareti’ olarak gördüğüm İHH, şimdi de Patani şehitlerinin yetimleri için bir yetim okulu açıyor. Bu okul ile alakalı olarak geçtiğimiz günlerde Patani’yi ziyaret eden İHH’nın Güney Asya Koordinatörü Faruk Aktaş ile Patani’yi konuştuk. Gazze yolunda kendisini tanıdığım muhteşem bir ‘ağabey’ Faruk Aktaş, Arapça ve İngilizce biliyor, Pakistan’da okumuş. Hatta ‘Selamun Aleykum’un Türkçesini ‘Selamun Aleykum’ olarak tercüme ediyor. Sürekli tebessüm eden, çevresine güç veren ve ‘ümmet’i ilgilendiren konularda her taşın altından çıkabilen Faruk ağabey ile Patani’yi A’dan Z’ye konuştuk. Buyurun;
PATANİ GÜNEY ASYA’DAKİ FİLİSTİN’DİR
- Öncelikle Patani’yi genel hatları ile okurlarımıza tanıtalım isterseniz. Türkiye’de maalesef pek bilinmeyen bir cihat bölgesi olan Patani neresidir? Orada neler olmakta?
- Patani Tayland’ın güneyinde Malezya ve Tayland arasında kalan bir bölgedir. Patani’nin yüzölçümü 13.721 metrekaredir. Yaklaşık 3 milyon Müslüman Patani’de yaşamaktadır. Patani’nin % 80’i Müslüman’dır. Daha önceleri bu oran % 100 civarındaymış ancak Tayland, İsrail’in Filistin’de güttüğü siyaseti Patani’de güderek bölgeye Budist Taylandlıları yerleştirmeye başlamış.
- İslam ile nasıl tanışmış Patanililer?
- Patani halkı 15. yüzyılda bölgeye giden Müslüman tüccarlar ve davetçiler vasıtasıyla İslam’la tanışmış ve daha sonra güçlenerek bir devlet halini almış. Patani krallığı her ne kadar inişli çıkışlı dönemler yaşasa da 1786 yılında Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettirmiş. Patani’nin Budistler tarafından işgal edilmesini kabullenmeyen Patani halkı o tarihten başlayarak günümüze kadar defalarca yönetime isyan etmiş ve hiçbir şekilde bu işgali kabullenmemiş. O günden başlayarak devam eden direniş her ne kadar her seferinde kanlı bir şekilde bastırılsa da, farklı şekillerde varlığını koruyarak günümüze kadar gelmiş.
- Siz bir süredir Patani’deydiniz. Neden gittiniz?
- Patani’ye gitmemizin temelde iki sebebi vardı. Birinci hedefimiz Patani’deki kardeşlerimizi biraz daha yakından tanımak. Onların sıkıntılarını kendilerinden dinlemek ve birebir gözlemlemekti. Patani’ye gidişimizin ikinci sebebi ise ileriye yönelik orada yapabileceğimiz projeler için bir ön araştırma yapmaktı. Bildiğiniz gibi bir yardım kuruluşu olarak İHH’nın en çok önem verdiği konulardan birisi yetim meselesidir. Patani’de şu anki haliyle babaları Tayland hükümeti tarafından işkence, suikast gibi nedenler sonucu şehit edilen binlerce yetim bulunmaktadır. Bunlara diğer yetimleri de eklediğinizde yetimlerin sayısı on binleri geçmektedir. Patani’deki bu durumdan haberdar olduğumuz için özellikle yetimlere yönelik yapılabilecek yetimhane inşası, yetim destekleme gibi projeler başta olmak üzere orada gerçekleştirebileceğimiz projeler konusunda araştırma yapmak için Patani ziyaretinde bulunduk.
İHH PATANİ’DE YETİM OKULU YAPIYOR
- İHH Patani’de neler yapıyor?
- Patani’de başta kurban çalışmaları olmak üzere İHH’nın farklı çalışmaları bulunmakta. Özellikle her kurban bayramında İHH’dan bir ekip Patani’ye giderek bölge halkına Türkiye’deki Müslümanların selamını götürdüğü gibi oradaki insanlara Türkiye’den gönderilen kurbanların etini ulaştırıyor ve onlarla beraber bayramın güzelliğini paylaşmaya çalışıyor. Aslında Patani halkı ümmet tarafından unutulmuş bir halk olduğu için halk olarak yetim vasfını alabilecek bir halk. Bundan dolayı bayramdan bayrama da olsa, kardeşleri tarafından ziyaret edilmeleri onları bir yetim kadar çok sevindiriyor. Oraya gittiğinizde bu sevincin parıltısını ta onların gözlerinin derinliklerinden okuyabiliyorsunuz.
- İleriye dönük hedefler neler?
- İHH’nın ileriye yönelik hedeflerinden bir tanesi Patani’yi Türkiye halkına tanıtmak, Türkiye’yi uzak diyarlardaki unutulmuş kardeşlerimizin problemlerinden haberdar etmektir. Bununla birlikte yeteri kadar fon bulabilmemiz durumunda ilk aşamada Patani’de 50 yetimin barınacağı bir yetimhane inşaatını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. İkinci olarak ise orada destekleyeceğimiz Uzun vadede bu projelerin sayısını artırmayı hedefliyoruz. Doğrusunu sorarsanız Türkiye halkının Patani’deki kardeşlerimizin dramından, çektikleri sıkıntılardan gerçek manada haberdar olmaları durumunda çok şey yapacakları kanaatindeyim. Bundan dolayı Patani halkının burada tanıtılmasını önemsiyorum.
- Siz Patani’de neler gördünüz? Patani sizin için ne anlam ifade ediyor?
- Tabii çok uzak diyarlardaki kardeşlerimizle görüşmek, onlarla hasbihalde bulunmak çok güzel bir duygu. Patani halkı çok cana yakın bir halk. İlk defa oraya gitmemize rağmen kesinlikle yabancılık çekmedik. Bize hizmet etmek, bizim için bir şeyler yapabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bununla birlikte Patani’de olağanüstü hal uygulamasıyla Tayland devleti tarafından sindirilmeye çalışılan bir halk gördük. Her adım başında karşınızda bir grup asker görürsünüz. Çoğu yerde birkaç kilometre başında kontrol noktaları var. Kontrol noktalarında çok da güzel bir tavır takınmıyorlar. Özellikle rütbeli askerlerin davranışları çoğu yerde küçük düşürücü. Akşam karanlığının çökmesiyle herkes evine çekiliyor ve çok mecburi olmadıkça hiç kime evinden çıkmıyor. Bunun sebebi ise Tayland askerlerinin rastgele, gelip geçen arabalara ateş etmesi.
PATANİ’DE ZULÜM DEVAM EDİYOR
- Bu kadar kötü yani.
- Maalesef. Yoldan geçen bir arabanın yaylım ateşine tutulması için askerlerin birisinden şüphelenmesi ya da bir ihbar alması yetiyor. Bizim orada kaldığımız gece bile arabayla yoldan geçen dört kişi askerler tarafından açılan yaylım ateşi sonucu can vermiş. Yine bizim gidişimizden bir iki gün önce bir lokantaya askerler tarafından rastgele açılan ateş sonucu dört kişi öldürülmüş. Bundan dolayı insanların yüzündeki gerginlik ve askere karşı nefret ilk anda okunabiliyor. Özellikle 2004 yılından bu yana binlerce Patanili bu şekilde şehit edilmiş ya da ortadan kaybolmuş ve kaybolanlara ne olduğu konusunda hiç kimsenin bir fikri yok.
- Patani halkının çok dindar olduğu söylenir. Sizin izlenimleriniz nasıl?
- Her şeyden önce Patani çok güzel bir yer. Çok sakin, herkesin kendi halinde olduğu bir yer. Patani halkının dindarlığı her halinden göze çarpıyor. Bu açıdan Tayland ve Patani tamamıyla farklı iki dünya. İnsanların dine meyilleri oldukça fazla.
- Malezya’nın Patani ile alakası nasıl? Neden cihada yardım etmiyor?
- Malezya Patani’ye komşu ülke olmakla beraber Patani halkıyla çok eskiye dayanan bir yakınlıkları var. Her şeyden önce Patani halkı da Malay ırkından, dilleri ortak. Bu açıdan özellikle sınır bölgesinde Malezyalı birisiyle Patanili birisini birbirinden ayırmak çok zor. Malezya her ne kadar el altından Patani halkını desteklese de, ne yazık ki siyasi arenada Patani halkını destekleyen bir tutum sergilemekten geri duruyor. Tayland bölgedeki ülkelere göre askeri açıdan güçlü bir ülke ve özellikle 11 Eylül olaylarından sonra Amerika’nın desteğini de büyük oranda alan bir ülke. Bu açıdan da Malezya siyasi duruşunu çok fazla ortaya koymuyor. Ancak durum ne olursa olsun yönetimleri harekete geçirecek olan o ülkenin halklarıdır ve Malezya halkında da Patani konusunda yeni bir uyanış var. Bu açıdan Malezya’nın Patani’ye yönelik siyasetinde hızlı olmasa da bazı olumlu gelişmeler olabilir.
- Eklemek istedikleriniz?
- Patani’deki kardeşlerimizi anlatabilmemiz için bu konuda fırsat verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizin de bildiğiniz gibi Patani konusunda Türkiye medyasında çok fazla haber yok. Bu açıdan bu gibi haberlerin Patani halkı için hayra vesile olacağını umuyorum. Bizler kardeşinin dertleriyle dertlenen ve onların derlerini kendi derdi gibi bilen bir ümmetiz. Allah’ın izniyle bu kuralı burada da tatbik edecek ve Türkiye insanı olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız inşallah.
Arkadaşımız M. Mustafa Uzun’a konuşan İHH’nın Güney Asya Koordinatörü Faruk Aktaş; “Osmanlı kelimesi geçince hemen yüzlerinde özlem ifadesi belirmeye başlıyor. Türkiye onlar için ayrı bir umut. Türkiye’deki gelişmeleri konuşmaya başlayınca bazı Patanililerin bizim kadar Türkiye’deki olaylardan haberdar olduklarını fark ettim” dedi.
Vakit, mazlumların sesidir- Vakit okuru Patani için neler yapabilir?
- Vakit gazetesi, emeği geçen herkesten Allah razı olsun, mazlumun sesi olan, onlara sahip çıkan bir gazete. Vakit okurunun da, aynı hassasiyetlere sahip olan insanlar olarak çok şey yapabileceğine inanıyorum. Yeter ki herkes gücü oranında bir şeyler yapmaya çalışsın. Maddi manevi bu konuda elimizden gelen her şeyi yapabiliriz. En zayıf ve fakir olanımız bile, kardeşi için en azından dua edebilir. Onu duasına ortak edebilir. Aynı şekilde Patani halkını ve davasını çocuklarımıza, akraba ve çevremize anlatabiliriz. Çünkü Patani davası sadece fakirlik davası değil, Patani davası bunun kadar hakları elinden alınmış, toprağı gasp edilmiş, tarihi yok edilmeye çalışılan ve türlü türlü haksızlıklara maruz bırakılmış bir halkın hikayesidir.
- Patanililerin Türkiye’ye bakışı nasıl?
- Patanililerin Türkiye’ye karşı olağanüstü bir sevgileri var. Bundan dolayı bize karşı çok ilgi gösterdiler. Osmanlı kelimesi geçince hemen yüzlerinde özlem ifadesi belirmeye başlıyor. Bu açıdan Türkiye onlar için ayrı bir umut. Türkiye ile ilgili olayları yakından takip etmeye çalışıyorlar. Türkiye’deki gelişmeleri konuşmaya başlayınca bazı Patanililerin bizim kadar Türkiye’deki olaylardan haberdar olduklarını fark ettim.
- Türkiye Patani için neler yapabilir?
- Patani halkı mazlum ve yeterince sahip çıkılmayan bir halk. Bu açıdan Türkiye’nin Patani için yapabileceği en güzel şey Patani halkına sahip çıkabilmek, iyi günlerinde de kötü günlerinde de onların yanlarında olmaya çalışmaktır.
Patani halkı Türkiye konusunda çok umutlu ve bizden beklentileri çok fazla. Onların bu umutlarını boşa çıkarmamalı ve onların yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Ben bu konuda Türkiye’nin yapabileceği çok şey oldukıvğunu düşünüyorum.(Röportaj: M. Mustafa Uzun / Vakit)