15-05-2007 14:12

“Gâvur İzmir” lafı nereden çıktı?

`Birçok hamşo, bu çirkin deyimin İzmir halkının “laik” olmasına duyulan gerici bir tepkiden kaynaklandığını, bunun “şeriatçılar” tarafından çıkarıldığını sanıyor... Bu arkadaşların bazıları da “Türk basınını ele geçirmiş İzmirli vatandaşlar” kümesinden...`

“Gâvur İzmir” lafı nereden çıktı?

“Gâvur İzmir” lafı nereden çıktı?

Engin ARDIÇ / Akşam


Birçok hamşo, bu çirkin deyimin İzmir halkının “laik” olmasına duyulan gerici bir tepkiden kaynaklandığını, bunun “şeriatçılar” tarafından çıkarıldığını sanıyor... Bu arkadaşların bazıları da “Türk basınını ele geçirmiş İzmirli vatandaşlar” kümesinden... Eh, bunlara bakılırsa İzmir pazar günkü mitingde “gâvur olmadığını” kanıtlamış. Bir de tam tersine, şeriatçılara bir karşı tepki olarak “eğer çağdaşlık gâvurluksa ben de gâvurum...” diye efelenen basın efeleri var. Hani bir çeşit “hepimiz Ermeni’yiz” yaklaşımı...

“Hassasiyetlerini” anlıyorum, “cehaletlerini” de. Hiç şaşırmadım.

Çünkü bu tartışma, Türkiye’de kimseye doğru dürüst tarih öğretilmediği savının yaman bir kanıtıdır.

Evladım, o lafın günümüzle ilgisi yoktur. Hatta seksen sene evveliyle de ilgisi yoktur. Cumhuriyetle, Atatürk’le, devrimlerle, şununla bununla ilgisi yoktur.

O laf, 1922 yılı öncesini anlatır. Yangın öncesini.

İzmir yangınını kimin nasıl çıkardığını tartışmayacağım, sonra askeri istihbarattan işgüzar bir binbaşı çıkar beni kara listeye alır da genelkurmayın basın toplantılarına sokmaz alimallah... Fakat çok tuhaf bir şekilde o yangında İzmir’in Rum ve Ermeni mahalleleri kül oldu da Müslüman ve Yahudi mahallelerine tek kıvılcım bile düşmedi... Kaçan Yunan ordusu niçin kendi mahallesini yakmıştı da Türk mahallesine dokunmamıştı, kendi kalesine gol atmayı mı seviyordu?

Allah’ın işine bak, Yunan ordusu 8 Eylül günü gemilere binerek çekildi (bir kısmı Urla ve Çeşme tarafına kaçtı), biz İzmir’e 9 Eylül sabahı girdik, yangın 14 Eylül’de çıktı... Yunan ordusu, bir hafta önce boşalttığı şehri “uzaktan kumandayla” yakmıştı!

Anadolu köylüsünün İzmir’e imparatorluk döneminde taktığı o ad, işte o eski İzmir’e attir.

Çünkü İzmir, İstanbul’u saymazsak Selanik ile birlikte imparatorluğun en önemli iki limanından biriydi ve de oralarda “alafranga” bir hayat yaşanırdı.

Meyhaneleriyle, kahvehaneleriyle, tiyatrolarıyla, kulüpleriyle, müziğiyle, futboluyla, tenisiyle bu hayatı yaşayanlar da gerek oralarda yerleşmiş “levantenler”, yani artık Osmanlı olmuş sayılan yabancılar, yani “tatlı su frenkleri”, gerekse o şehirlerin “yerli gayrımüslim” halkıydı, eski “reaya” yani...

Adnan Menderes’in o zamanlar Altay takımında top koşturduğunu da bilir misiniz? Bu Türk takımıydı ama “asıl” İzmir takımları Göztepe, Karşıyaka falan değil, İyon, Apollon falan gibi birtakım Rum takımlarıydı...

ANADOLU KÖYLÜSÜ İZMİR’İ GAVUR DİYE AŞAĞILIYORDU, ÇÜNKÜ İZMİR ŞEHRİNİN İÇİNDEKİ HIRİSTİYAN VE YAHUDİ NÜFUS, MÜSLÜMAN NÜFUSTAN FAZLAYDI!

Güney Ege bölgesinin bütününde (eski Aydın vilayetimiz) Müslüman ahali çoğunluktaydı ama merkezdeki, İzmir şehrinin “içindeki” durum bunun tam tersiydi.

Yani, evet, deyim çirkin ama, bugün bildiğimiz İzmir’le uzaktan yakından ilgisi olmayan o eski İzmir’e bu açıdan “gâvur” denilebilirdi tabii!

Acaba Yunanistan niçin Mersin’i, Antalya’yı değil de İzmir’i almak istemiştir, bunu hiç merak etmemiş miydiniz?

Etmemiştiniz, çünkü Türkiye’de eğitim demek, öğretilen yalanları papağan gibi yinelemek demektir, bizde eğitimin “düşünme ve tartışma” boyutu yoktur.

Bu boyut olmadığı için de, yol kesen, soygun yapan, yani bildiğimiz eşkıya olan “efe” de milli kahraman yapılmamış mıdır? İnce Memed’i devrimci toprak reformcusu yaptığımız gibi...

Evladım, biz bu İzmir’in “gâvurluğunu” çok radikal bir şekilde ortadan kaldırdık, merak etmeyin. Kimisini kestik, kimisini kaçırdık, kimisini de Lausanne Antlaşması’ndan sonra “mübadeleyle” gönderdik. İzmir’de bir tek “gâvur” kalmadı. Seksen beş yıldır yoktur...

 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !