Mcdonaldslaşmış seyyahlık
Gezmek de artık süratli işlerden biri haline geldi. Günübirlik geziler ise bunun en aşikâr örneği. İnsanoğlu modern dönemde saati olan ama zamanı olmayan hale büründü. Haliyle gezmek de bu durumdan payını aldı. Esasında, rüyasında “Seyahat ya Resulallah” deyip de seyahat etmeyle ve seyyahlıkla ünsiyet kurarak ve dahi gittiği yerlerle de ünsiyet kurarak oraları tarif eden, betimleyen Evliya Çelebi’nin yaptığı şey gezmektir daha doğrusu seyahat etmektir.
Günümüz dünyası artık küreselleşmenin ve modernitenin etkisiyle melezleşmiş kültürlerle doldu diyebilir miyiz? Toplumların kendi içerisinde kültürleşmiş davranışları ve ritüelleri, artık kitle iletişim araçları vasıtasıyla dünya üzerindeki her konumdan görülebilir, öğrenilebilir ve bilinebilir hale geldi. Modernleşmeyle birlikte atılım yapan -her türlü teknolojiyle birlikte- iletişim teknolojileri de, esasında bu durumu daha kolay hale getirdi.
Modern öncesi dönemde farklı kültürlerle iletişime geçme durumu, günümüzdeki kadar zaruri bir ihtiyaç değildi. O dönemlerde farklı kültürlerle iletişime geçmek, çoğunlukla savaş ve ticaret vasıtasıyla olmaktaydı. Günümüzde ise kültürler, kitle iletişim araçları üzerinden ciddi ölçüde karşı karşıya -ya da yanyana- gelmekte.
Özellikle sanayi devrimi sonrası kapitalist ekonominin tüm dünyaya hâkim oluşu, birçok şeyin de değişmesini beraberinde getirdi. Artık her şeyin para ve itibar getireni ve bunu en süratli yoldan getireni makbul. Tabii ki salt ekonomik etkilerden kaynaklandığını söyleyemeyiz. Ekonomiyle birlikte, tarihsel açıdan değerlendirdiğimizde Batı’nın dönemin kilisesinin baskılarından kurtulma isteğinin sonucu oluşan inanç boşluğunun da insanları sürüklediği ihtiras ve şükürsüzlük halini bir diğer etki olarak ifade edebiliriz.
Gezmek de artık süratli işlerden biri haline geldi. Günübirlik geziler ise bunun en aşikâr örneği. İnsanoğlu modern dönemde saati olan ama zamanı olmayan hale büründü. Haliyle gezmek de bu durumdan payını aldı. Esasında, rüyasında “Seyahat ya Resulallah” deyip de seyahat etmeyle ve seyyahlıkla ünsiyet kurarak ve dahi gittiği yerlerle de ünsiyet kurarak oraları tarif eden, betimleyen Evliya Çelebi’nin yaptığı şey gezmektir daha doğrusu seyahat etmektir. Çünkü artık gezmek seyahat etmekle aynı manaya gelmiyor. Günümüzde gezmek, çeşitli sosyal medya alanlarında paylaşılacak fotoğraf edinmenin ötesine geçemediği gibi aynı zamanda fotoğraf sanatının da şipşak çekimden öteye geçemediği bir durum oluşmaktadır ki Instagram gibi sosyal medya alanlarında fotoğraf paylaşan herkesin fotoğraf sanatçısı olmadığının da gerçekliğine varmamız gerek.
Hazır gıda sektörüne hizmet
George Ritzer, “Mcdonaldslaşma” kavramıyla açıklar bu durumu. Özetle Mcdonaldslaşma hazır gıda sektöründe geçerli kuralların genele sirayet etmesidir. Yani aslında modernleşmiş ve süratlenmiş bir yemek kültüründen ziyade bir paradigmadan bahsediyor. Bununla birlikte de bazı ilkeler ortaya koyuyor.
Günübirlik turlar, -ülkenin ekonomik durumuna göre yıllar içerisinde değişkenlik gösterse de- ücretlerin hep aynı olduğu, gidilecek yerlerin aynı olduğu, gidilen yerlerde tüketilecek yemeklerin, alınacak süs eşyalarının hiç değişmediği, -kaza ya da teker patlaması gibi aksaklıklar olmadığı sürece- gidiş ve dönüş saatlerinin aynı olduğu, otobüsün yolcu kapasitesi ve koltuk dizilimleri bakımından aynı olduğu, rehber tarafından anlatılan şeylerin aynı olduğu; kısaca gezme işinin rasyonelleştirildiği bir gezi biçimi.
Mcdonaldslaşmanın verimlilik esasına göre günübirlik turlar, hafta sonu mesaiden kalan boşluğu doldurması ve süratli bir şekilde görülmesi gereken yerleri görmeye dayanması bakımından verimli hale geliyor. Aynı zamanda bu gezi, günümüz meşhurluğu olan Instagram fenomenliğinin sağlanması için gerekli olan fotoğrafları edinmek bakımından da verimli gözüküyor. Ayrıca çağımızın gezme işinin alamet-i farikası(!) olan -ünsiyet kurmaksızın- görmüş olmak için gezmek ve buralardan edinilen fotoğrafları, orayla ünsiyet kurmuşçasına afili sözler ile servis etmek, bu vesile ile beğeni ve yorum kazanmak da işin verimli tarafını gözler önüne seriyor.
Mcdonaldslaşmanın hesaplanabilirlik esasına göre günübirlik turlarda, turların bir güne sığdırılması bakımından niceliksel bir hal alması, gezme işinin niteliğinin kaybedilmesine de sebep oluyor. Dolaşılacak yerlerin aynı saatler içerisinde dolaşılıyor olması, tek tek mekânlara ayrılan sürelerin her zaman aynı olması, ücretin hiç değişmemesi, alınabilecek süs eşyalarının, hediyelik eşyaların dahi aynı olması, nitelikten ziyade niceliğin ön plana çıkmasına ve her şeyin hesaplanabilir hale gelmesine neden oluyor. Burada ne kadar durduğunuzdan ziyade, ne kadar seyir zevkine vardığınızdan ziyade ne kadar fotoğraf çektiğiniz önemlidir.
Gezmek sosyal medya için malzeme haline geldi
Modern dünya artık bize ciddi manada öngörüler sunmakta. Hatta birçok noktada, bilgi düzeyimiz öngörülerimizle sınırlı ve bu öngörülerin çoğunluğunu da Google, Facebook, Twitter, İnstagram, Youtube gibi platformlardan edindiklerimiz. Mcdonaldslaşmanın öngörülebilirlik esasını günübirlik turlar üzerinden değerlendirirsek, artık gideceğimiz yerleri, izleyeceğimiz güzergâhları, ödeyeceğimiz ücreti ve yol üzerinde harcayacağımız parayı öngörebiliriz. Navigasyon sistemleri ve harita uygulamaları bu durumu en kolaylayan unsurlar. Bu manada bize daha fazla öngörülebilirlik sunan şey ise, bir dönemler popüler olan Swarm gibi yer bildirme ve yorumlama uygulamaları. Artık gideceğimiz yerlerde nerelerin bize en iyi hizmet sunacağını bu gibi platformlar sayesinde rahatça öğrenebiliyoruz.
Toparlayacak olursak eğer, günümüz toplumunda artık her şeyde olduğu gibi, gezi kültüründe de bir Mcdonaldslaşma olduğu görülüyor. Birçok insan artık kendisini sanal kimlikleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda sanal âlemde ne kadar itibar görüyorsanız, gerçek hayatta da itibarınız o kadar yükseliyor. Bunu sosyal tabakalaşmaya da bağlayabiliriz. İnsanların içinde bulundukları statüler, edindikleri prestij ve itibar, sanal hayattaki itibarları ile doğru orantılı gelişmekte.
Gezme işinin, Youtube’a koyulacak vlog çekmeye, Instagram ve Twitter gibi içerik odaklı sosyal medya platformlarına koyulacak fotoğraf ve videolar çekmeye indirgenmesi, ciddi ölçüde Mcdonaldslaştığını gözler önüne seriyor. Çağımız “prestij determinizmi” şeklinde kavramsallaştırabileceğimiz bir hastalık içerisinde kıvranıyor ve bu hastalık gezi kültürüne de sirayet ediyor ve hatta etti de diyebiliriz.
M. Enes Anlamaz