Müslümanlarla Dayanışma Platformunun `Aileye Açılan Savaş` başlıklı paneli gerçekleşti
Ankara’da faaliyet gösteren; Araştırma Kültür Vakfı, Kardelen Derneği, İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, Medeniyet Vakfı ve Vahdet Vakfı’ndan oluşan ‘Müslümanlarla Dayanışma Platformu’ nun düzenlediği “İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı aileyi yıkma kanunu” konulu panel 6 ekim pazar günü Melike Hatun Camii Konferans salonunda gerçekleşti...
Müslümanlarla Dayanışma Platformu'nun düzenlediği “Aileye Açılan Savaş, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Aileyi Yıkma Kanunu” Başlıklı Panel Gerçekleşti
Ankara’da faaliyet gösteren; Araştırma Kültür Vakfı, Kardelen Derneği, İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı-İLKAV, Medeniyet Vakfı ve Vahdet Vakfı’ndan oluşan ‘Müslümanlarla Dayanışma Platformu’ nun düzenlediği “İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı aileyi yıkma kanunu” konulu panel 6 ekim pazar günü Melike Hatun Camii Konferans salonunda gerçekleşti...
Oturum başkanlığını Av. Zeynep Şen Sayımlar’ın yaptığı panelde; Av. Şerife Gül Arıman İstanbul sözleşmesine dair sunum yaptı. Doç. Dr. Mücahit Gültekin ve Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş da, panelist olarak katıldı. Panelistlerden Muharrem Balcı ise rahatsızlığı sebebiyle katılamadı.
Çok sayıda Ankaralı Müslümanın aileleriyle katıldığı panele Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başlandı.
İlk olarak Av. Şerife Gül Arıman “Aileye Karşı İstanbul Sözleşmesi”ne dair bir analiz sunumu yaptı. Sunumunda; “İstanbul Sözleşmesinin 2011 yılında kabul edildiğini, ardından 6284 sayılı kanunun kabul edildiğini ve diğer düzenlemelerin ve yaptırımların da bunu izlediğini, bu düzenlemelerle de toplumsal cinsiyet kavramının tanındığını ifade ettikten sonra sözleşmedeki bazı tanımlara değindi. Ayrıca İngilizce orijinal metninden yapılan çevirinin bire bir aynı olmadığını, örneğin orijinal metinde “ev içi şiddet”, “partner” kavramları varken çeviride “aile içi şiddet” ve “eş” kavramlarının olduğunu, ancak orijinal metnin bağlayıcı olduğunu belirtti.
Oturum Başkanı Av. Zeynep Şen Sayımlar da konuşmasında; “Bu sözleşmenin 2011 yılında kabul edildiğini, aradan 8 yıl geçtikten sonra ancak tartışılmaya başlandığını, okullardaki müfredatta toplumsal cinsiyet kavramı yer alınca ancak toplumun haberinin olduğunu” ifade etti.
Doç. Dr. Mücahit Gültekin “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Ötesi” başlıklı sunumunda; “Ancak canımız yandıktan sonra harekete geçtiğimizi, esasen bu sürecin “2008-2011” yılları arasında gerçekleştiğini, Rusya Federasyonunun “toplumsal cinsiyet” ve “partner” kavramlarına karşı olduğu için sözleşmeyi imzalamadığını, oysa TBMM’de tüm partilerin onayıyla 26 dakikada geçtiğini, sözleşmede kadın kelimesini tanımladığını ancak ilginç bir şekilde toplumsal cinsiyet kavramının tanımının yapılmadığını, Meclisin onayladığı sözleşme eki ile Resmi Gazetede çıkan sözleşme ekinin farklı olduğunu, aslında konunun kadın ve erkeğin toplumsal rolü olmadığını, toplumsal cinsiyet olduğunu, aslında dayatılmak istenen konunun bambaşka olduğunu, asıl niyetlerinin aileyi yıkmak olduğunu, sorunun sadece Türkiye’nin sorunu olmadığını, Küresel ölçekli bir projenin Türkiye ayağı olduğunu, konunun aslında bir insanlık sorunu olduğunu” belirtti.
Son Panelist olan Profesör Dr. Celaleddin Vatandaş ise “Toplumsal Cinsiyetin Sosyolojik Boyutu” başlıklı sunumunda; “Tartışılan konuların aslında sadece bizim değil tüm insanlığın sorunu olduğunu, Aile Kurumunun tahrip edilmeye çalışıldığını, bizim problemler oluştuktan sonra devreye girmek gibi bir sorunumuzun olduğunu, toplumun kahir ekseriyetinin hala konudan haberinin olmadığını, ileride psikolojik ve sosyolojik sorunların daha da artabileceğini, Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği metinlerde evin kadın için güvenilmez bir yer olduğunun ifade edilmesinin açıkça aileye açılan bir savaş olduğunu” dile getirdi.
Uzun süre devam eden ve katılımcıların ilgiyle izlediği panel soru-cevap bölümünden sonra sona erdi.