13-04-2021 12:49

İnsani yardımda İslami özgünlük: Yeryüzü Ensarları

Bir grup Müslüman, İslami davet ve mücadele bütünlüğü bilinci çerçevesinde bir süredir `Ensar-Muhacir Kardeşliği Platformu` adıyla sürdürdükleri insani yardım faaliyetini `Yeryüzü Ensarları` adıyla kurumsal bir sistematik içerisinde devam ettirme kararı aldı.

İnsani yardımda İslami özgünlük: Yeryüzü Ensarları
Bir grup Müslüman, İslami davet ve mücadele bütünlüğü bilinci çerçevesinde bir süredir "Ensar-Muhacir Kardeşliği Platformu" adıyla sürdürdükleri insani yardım faaliyetini "Yeryüzü Ensarları" adıyla kurumsal bir sistematik içerisinde devam ettirme kararı aldı.
 
"Yeryüzü Ensarları", insani yardım konusundaki yaklaşımlarını ve bu alanda ortaya koyacakları çalışmların niteliği ve hedefini ifade eden bir kurucu metinle kamuoyuna deklarasyonda bulundu. İşte o metin:
 
 YERYÜZÜ ENSARLARI: İNSANİ YARDIMDA İSLAMİ ÖZGÜNLÜK 

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. Hamd, yaratan, yaşatan, biz kullarının dünya ve âhiret mutluluğu için hükmeden Rabbimizedir. Salat ve selam, Adem (a.s.)’dan Muhammed (a.s.)’a Rabbimizin insanlığa hidayet önderleri olarak görevlendirdiği tüm Peygamberlere ve onlara tâbi olan sâlih kullaradır.

“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’âm,162)

Câhiliye dönemi Mekke’sinde olduğu gibi, bugün de yeryüzünde küresel ve yerel bazda yığma ve yağma düzeninin egemen olduğu ortadadır. Rabbimizin kulları için var ettiği nimet ve zenginlikler, az sayıdaki bir insan grubu tarafından talan edilip tekelleştirilmekte ve kapitalist düzenek ile zengin hep daha zengin, yoksul hep daha yoksul olmaktadır.

Faiz, borsa, para piyasaları çarkıyla kitleler son derece rafine yöntemlerle sömürülmekte, sermayedarlar semirdikçe semirmektedir. Rabbimizin, Haşr Sûresi 7. ayette, zenginliklerin belirli ellerde dolaşan bir güç haline gelmesini yasakladığı ve paylaşımı, zenginliğin tabana yayılmasını emrettiği bilinmektedir.

Faizin kesin olarak haram kılınması, buna karşılık zekat müessesi ile mecburi paylaşımın ve yanı sıra gönüllü paylaşımın sıkça gündeme getirilmesi, İslam toplumunda ve düzeninde çarkların, kapitalist düzenin aksine varlıklıdan yoksula doğru çalışmasının, paylaşımla adil bir toplumsal vasat oluşturmanın hedeflendiği görülmektedir.

Bugün yeryüzünde İslam’ın ictimai, siyasi, iktisadi öğreti ve hükümleri yerine, insan hevasına dayalı seküler ideolojilerin egemenliği, bilinen acı bir gerçektir. İktisadi planda da, 90’lı yılların başında “devlet kapitalizmi”ni ifade eden sosyalist blokun çöküşüyle birlikte tüm dünya finans kapitalizminin egemenliği altına girmiş bulunmaktadır.

İşte İslam’ın adil paylaşım eksenli iktisadi düzeni yerine kapitalist yığma ve yağmanın egemen olduğu günümüzde, bir taraftan “dokuz kişiye bir pul, bir kişiye dokuz pul” işleyişine karşı İslami muhalefetimizi ve İslam’ın hayat düzeninin egemen kılınması mücadelemizi sürdürürken, diğer taraftan Türkiye ve tüm yeryüzü sathında mazlum ve mahrum bırakılan toplum kesimleriyle İslami/insani dayanışma, yardımlaşma çabası içinde olmak mükellefiyetimiz vardır.

Kur’an’ın Mekke dönemi ictimai-iktisadi mesajları, ölçüde-tartıda hile yapılarak insanların rızkının gasbına, zengin- liklerin tekelleştirilmesine ve paylaşımından kaçınılmasına, faizciliğe yapılan eleştiriler bizim kapitalist düzene/düzeneğe muhalefetimizin dayanağını teşkil etmektedir. Yanı sıra, yetimlerin, dulların, yoksulların, yolda kalmışların vs gözetilip desteklenmesine yönelik emirler ve Rasulullah (a.s.) ve beraberindeki Kur’an neslinin bu alandaki örnek çaba ve mücadeleleri, bizlerin salt muhalefet eden değil, pratikte çözüm odaklı amel üreten bir tutum üzere olmamızı öğreten yol gösterici hüküm ve örneklikleri ifade etmektedir.

Biz Kimiz?

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız temel çerçeve doğrultusunda birkaç maddede özetlemeye çalışırsak;

  • Yeryüzünde bâtılın ve onun doğurduğu tuğyan, fısk-fücur, münker, her türlü zulmün ortadan kaldırılmasının, ancak Rabbimizin bizim için öngördüğü hayat nizamını ikame etmekle mümkün olduğuna inanan, hak gelmeden bâtılın zâyi olmayacağının ve dolayısıyla ürettiği zulümlerin ortadan kalkmayacağı bilincinde olan bir grup Müslümanız.
  • Bu temel bilinç çerçevesinde, İslam’ın hayat nizamının yeryüzünde egemen kılınması için Rabbimizin bildirdiği, Rasulü’nün örnek hayatıyla pratize ettiği dâvet ve mücadele usulüne sâdık kalarak İslami mücadelemizi sürdürme azmindeyiz. Fert ve toplumların yaşadığı güncel sorunlarla, mazlumiyetve mahrumiyetlerle ilgilenmenin ve imkânlar dairesinde çözümler üretmeye çalışmanın da bu mücadelenin bir parçası olduğuna kâniyiz.
  • İnsani yardım sorumluluğunu İslami bir sorumluluk, dolayısıyla hayatımızı Rabbimize ibâdet üzere kılmanın doğal bir parçası olarak gördüğümüz içindir ki, bu yöndeki çaba ve çalışmalarımızı hep bu ibâdet bilinciyle, sahip olduklarımızı Rabbimize adama ve adanma bilinciyle sürdürme kararlılığındayız.
  • İnsani yardım çalışmalarımızı, İslam’ın hayat nizamının yeryüzüne egemen kılınması eksenli İslami dâvet ve mücadele sorumluluğumuzdan bağımsız bir “STK” faaliyeti olarak değerlendirmiyor, tüm bu sorumluluklarımızı bir bütün olarak ibâdet bilinciyle yerine getirme şevkiyle yola çıkıyoruz.
  • Çalışmalarımızda tam bir açıklık, şeffaflık ve kamuoyu ve paydaşlar ile bilgi paylaşımı ilkesini esas alma azmindeyiz.
  • İnsani yardım faaliyetimizde, Türkiye’den başlayıp Ümmet coğrafyası ve giderek tüm yeryüzünde mazlum ve mahrum bırakılmışlarla dayanışmayı hedefliyoruz. Salt acil ihtiyaçların karşılanmasının ötesinde, işsizlere iş bulmakta yardımcı olmak, iş ve sanat öğrenmelerini sağlamaya çalışmak, sokakta yaşamaya mahkûm edilmiş mazlumlara kol-kanat germek gibi kalıcı çözümler de bu faaliyetimizin bir parçası olacaktır.
  • Çalışmamızı profesyonelliğin gerektirdiği ciddiyet ve kurallara dayalı sürdürürken, profesyonellik ile “amatör ruhu” meczedecek bir yaklaşımı esas alacağımızı da, İslam’ın bunu gerektirdiği düşüncesiyle belirtmek istiyoruz. Bundan kastımız, insani yardımı yukarıda belirtiğimiz üzere bir Müslümanın diğer tüm amelleri gibi Rabbimize ibâdet bilinciyle yerine getirmek, bununla birlikte bu “amatör ruhu”, çalışmanın gerektirdiği profesyonel anlayış ve sorumluluk kavrayışıyla bütünleştirmektir.
  • Bu çerçevede, insani yardım çalışması yapan çeşitli kuruluşlarla dayanışma ve ortak çalışmalar yapmaya açık olunacaktır.
  • İnsani yardım çalışmalarının karşısındaki en büyük sorunlardan biri olan yardım duygularının istismar edilmesi konusunda son derece duyarlı hareket edilecek, yardım çalışması titiz araştırmalar kapsamında sürdürülecektir. Bağışçıların, yardımlarının doğru yerlere, muhtaçlara ulaştığından emin olduğu temin edilecektir.
  • “Sevdikleri yiyeceklerden yoksula, yetime ve esire yedirirler. ‘Biz sizi sadece Allah'ın rızası için doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz’ derler.”(İnsan, 8-9) ayet-i kerimeleri mucibince, tüm çalışmalarda talip olacağımız en temel kazanım, Rabbimizin rızası olacaktır. O’nun izni ve yardımıyla, insani yardım konusunda özgün İslami bir duruşu ve çalışma sistematiğini gerçekleştireceğimize ve bu konuda örnek bir temsiliyeti inşa edeceğimize inanıyoruz.

Gayret bizden, başarı Rabbimizdendir. Davamızın, tüm çabalarımızın sonu, Rabbimize hamd etmektir.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !