Mâbed dili, siyasal dil, dâvet dili
Mâbedlerin, oralarda ancak Allah’ın adının yüceltildiği, O’nun ölçülerinin gündem edildiği, O’na secde üzere yaşama bilincinin öğretilip talim edildiği tevhid merkezlerine dönüştürmek çabası ile, yeryüzünü yalnızca Allah’ın ölçülerinin geçerli olduğu, yalnızca O’na itaat edilen bir kainat mescidi kılmak çabasının kendisinde bütünleştiği bir kulluk bilinç ve pratiğidir dâvet dili.
“Dâvet dili” olarak ifade ettiğimiz algı, yaklaşım ve temsiliyet biçimi, İslam’ı ibadeti-siyasetiyle ubudiyyet bütünlüğünde kavrama, bu bütünlükte yaşama ve temsil etme cehdini ifade etmektedir. İslam’ın, Allah ve Rasulüne itaat ve buna karşı da Allah’a ve Rasulüne itaat etmeyen merci ve kişilere itaatsizlik demek olduğu bilinciyle, fert ve topluluk hayatında her an ve alanda İslami mükellefiyetlerin yerine getirilmesi çabası içinde olup, yeryüzünde de itaatin Âlemlerin Rabbi’ne has kılınacağı bir ictimai-siyasi inşayı hedefleyen mücadele çizgisinin adıdır “dâvet dili”.
Mâbedlerin, oralarda ancak Allah’ın adının yüceltildiği, O’nun ölçülerinin gündem edildiği, O’na secde üzere yaşama bilincinin öğretilip talim edildiği tevhid merkezlerine dönüştürmek çabası ile, yeryüzünü yalnızca Allah’ın ölçülerinin geçerli olduğu, yalnızca O’na itaat edilen bir kainat mescidi kılmak çabasının kendisinde bütünleştiği bir kulluk bilinç ve pratiği…