23-07-2022 19:00

Zaho katliamının sorumlusu kim?

Ahmet Varol, Zaho`da yaşanan facia hakkında kamuoyunun göz ardı ettiği hususlara dikkat çekti.

Zaho katliamının sorumlusu kim?
Zaho katliamı

20 Temmuz Çarşamba günü Irak Kürdistanı Özerk Bölgesi’ne bağlı Duhok vilayetinin Zaho ilçesi sınırları içinde yer alan bir dinlenme tesisine yönelik olarak top mermileriyle gerçekleştirildiği belirtilen korkunç bir saldırı düzenlendi. Saldırıda 2’si çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiği, 23 kişinin de yaralandığı bildirildi. 

Saldırı tam anlamıyla bir katliam niteliği taşımaktadır ve hiçbir şekilde onaylanması mümkün değildir. Kim tarafından ve ne adına yapılırsa yapılsın reddedilmesi gerekir. 

Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi olayın hemen ardından, sıcağı sıcağına Türkiye’yi suçlayarak sert ifadeler içeren açıklamalarda bulundu. 

Türkiye Dış İşleri Bakanlığı da resmi açıklama yayınlayarak saldırıyı kınadığını, kesinlikle reddettiğini ve sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısında olduğunu dile getirdi. Dış İşleri Bakanlığı açıklamasında; “Irak hükümeti yetkililerini hain örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz.” ifadesine yer verildi. 

Aslında Türkiye ile Irak arasında son dönemde belirgin bir yakınlaşma olmuş ve karşılıklı işbirliği konusunda önemli adımlar atılmıştı. Ancak Bağdat yönetimi Türkiye’nin PKK’nın Irak sınırları içindeki merkezlerini de etkisiz hale getirmek amacıyla yaptığı operasyonlardan rahatsız oldu. Zaho’da yaşanan olayın ardından, saldırının arka planı hakkında yeterince araştırma yapmadan doğrudan Türkiye’yi suçlu göstererek hedefe yerleştirmesinde de bu rahatsızlığının önemli bir payı olduğunu sanıyoruz. 

Bu arada, Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi de PKK ile Türkiye arasındaki savaştan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, bu savaşın bitirilmesi ve kendi topraklarında bu savaşın sürdürülmemesi yönünde taleplerde bulundu. 

Türkiye sınırları içindeki unsurlarının büyük darbe alması sebebiyle silahlı gruplarını büyük ölçüde Irak ve Suriye içine taşımak zorunda kalan PKK’nın, kendini bu ülkelerin topraklarında rahat hissedebilmek için Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarının önlenmesi çağrıları yaptığı biliniyor. 

Zaho’daki saldırı da onun bu yöndeki çağrıları için dayanak olarak kullanılmaya son derece elverişli bir hadise niteliğindedir. Dolayısıyla böyle bir saldırı gerçekleştirilmesi PKK’nın eline, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarının önlenmesi için kurduğu irtibatlarda ve yaptığı çağrılarda işine yarayacak önemli bir koz verilmesi anlamına gelir. Türkiye’nin PKK’nın eline böyle bir koz vermesi en başta kendisinin bu örgüte yönelik olarak sürdürdüğü savaş açısından hem stratejik hem de askeri yönden ciddi bir hata sayılır. Böyle bir hatayı işlemek sadece, sivillere saldırmama kuralının çiğnenmesi değil aynı zamanda Türkiye’nin PKK’ya yönelik olarak yürüttüğü savaşa kendi eliyle darbe vurması anlamına gelir. 

Bu durum karşısında Türkiye’nin hiçbir şekilde lehine olmayan, bilakis her bakımdan PKK terör örgütünün işine yarayan böyle bir saldırı hakkında siyasi tavır belirlerken en azından faillerin belirlenmesi için bir soruşturma ve araştırma yapmaya ihtiyaç duyulması gerekir. 

Türkiye böyle bir soruşturma yapılmasına razı olduğunu ve hatta istenen desteği sağlayacağını, gerekli işbirliğine hazır olduğunu açıkladı. Bu durum karşısında Irak hükümetine düşen PKK’nın işine yarayacak aceleci tavırlar sergilemek yerine, olayın arka planının gün yüzüne çıkarılması için hem Türkiye’yle hem de olayın yaşandığı bölgedeki yerel yönetimle işbirliği yapmaktır. 

Türkiye’yi zor durumda bırakmak için taktik amacıyla böyle kirli bir saldırıyı gerçekleştirmek PKK açısından zor değildir. Geçmişte bu tür taktiklere başvurduğu da bilinen bir gerçektir. Bu durum karşısında olayın bu yönünün de göz önünde bulundurulması ve yeterince araştırma yapılmadan Türkiye ile Irak arasındaki işbirliğinde gerçekleştirilen kazanımlara darbe vuracak ve karşılıklı ilişkileri zedeleyecek yanlışlara düşülmemesi Bağdat yönetimi açısından daha isabetli bir tavır olacaktır. 

(Ahmet Varol / Y.Akit)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !