17-09-2022 18:34

İstanbul`da Çin zulmüne protesto

İşgalci Çin rejiminin Pandemi bahanesiyle Doğu Türkistanlı Müslümanlara uyguladığı zulüm Köklü Değişim’in düzenlediği Basın açıklaması ve İstanbullu Müslümanların katılımıyla protesto edildi.

İstanbul`da Çin zulmüne protesto

İşgalci Çin rejiminin Pandemi bahanesiyle Doğu Türkistanlı Müslümanlara uyguladığı zulüm Köklü Değişim’in düzenlediği Basın açıklaması ve İstanbullu Müslümanların katılımıyla protesto edildi.

Fatih Camiinde Cuma namazı sonrası gerçekleştirilen Basın açıklamasında, Çin’in Doğu Türkistan’daki katliam ve zulümlerinin hız kesmeden devam ettiğine dikkat çekilerek, Türkiyeli Müslümanların Uygur kardeşlerine ve Doğu Türkistan davasına her zaman sahip çıkması gerektiği ifade edildi.

“Doğu Türkistan’ı Sahipsiz Bırakmayacağız” başlıklı Basın açıklamasını Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar okudu.

Yapılan açıklamada Müslümanların başındaki yöneticilere ve ordu komutanlarına çağrıda bulunarak, “Çin ile yaptığınız ekonomik anlaşmaları bahane ederek Müslümanları reel politiğe kurban mı edeceksiniz? Çin’den aldığınız üç kuruş kredi için, Rabbinizin hesabını göz ardı mı edeceksiniz? “Çin’in toprak bütünlüğünü tanıyoruz” diyerek bu işgali meşru göstermeye devam mı edeceksiniz? Doğu Türkistan’da yaşayan mazlum halk ve buradaki Uygur muhacirler sizlerden yardım bekliyorlar. Söyleyin, Uygur halkı sizden değil de kimden yardım istesin. Birleşmiş Milletlerden mi, yoksa NATO’dan mı? Hiç mi utanmıyorsunuz, mazlum Uygur halkını bu çaresizliğe, bu yalnızlığa mahkûm ettiğiniz için hiç mi yüzünüz kızarmıyor?” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada ayrıca Çin rejimine hitaben, “Ey İşgalci Çin Rejimi! Ey Kâfir Çin! Sana Hilafet Devletine uzun yıllar merkezlik yapmış Türkiye topraklarından sesleniyoruz. Ne yaparsan yap; İslâm’ın nurunu asla söndüremeyeceksin! Batıl inancın hak olan İslam’a asla galip gelemeyecek. Müslümanların başındaki yöneticilerin suskunluğu seni aldatmasın! Nüfusunun çokluğuna aldanma, şunu da sakın unutma; Raşidi Hilafet Devleti kurulduğunda Raşid Halife Müslümanların başına geçtiğinde öyle bir orduyla karşılaşacaksın ki, (geçmişte) imparatorunuzun dediği gibi o ordu dağların üzerine yürüse dağları devirir. Ne Çin seddi ne de nüfusunun çokluğu seni kurtaramaz!” cümleleriyle güçlü bir mesaj verildi.

Komünist Çin’in telin eden çeşitli dövizlerin taşındığı Basın açıklaması, yapılan duanın ardından tekbirler eşliğinde sona erdi.

Basın Açıklamasının tam metni

Sayın basın mensupları, çok kıymetli Müslümanlar…

Bugün burada kadim İslam toprağı Doğu Türkistan’a, orada yaşayan Müslüman Uygur kardeşlerimize sahip çıkmak ve kâfir Çin rejiminin kardeşlerimize yaptığı zulme sessiz kalmadığımızı göstermek için toplandık.

Bugün burada Rasulullah Sallallah Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in “Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez ve onu düşmana teslim etmez.” sözünü haykırmak için toplandık. Bu sorumluluğu tüm Müslümanlara, âlimlere, sivil toplum kuruluşlarına, cemaatlere, siyasi partilere ve en önemlisi de yöneticilere hatırlatmak için toplandık.

Aziz Müslümanlar! Bizler insanlar arasından çıkartılmış en hayırlı ümmetiz. Bizler “Müminler bir birrine kenetlenerek örülmüş binanın tuğlaları gibidir” diye buyuran Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetiyiz. 

Ancak bugün dağılmış, parçalanmış ve bölünmüş durumdayız. Bu yüzden, Doğu Türkistanlı kardeşlerimize sistematik bir şekilde işkence ediliyor, nesilleri yok ediliyor ve bir soykırım yapılıyor. Kardeşlerimiz kendi topraklarında hapis, sığındıkları diğer Müslüman beldelerde ise sığınmacı müamelesi görüyorlar. İşgalci Çin, onları İslam’dan döndürmek için yaklaşık 1 milyon kişiyi toplama kamplarında tutuyor. Komünist Çin, Müslümanların mahremlerini hiçe sayarak her Müslüman’ın evine bir Çinli erkek yerleştiriyor. Yıllardır kardeşlerimize türlü türlü zulmü reva görüyor.

Şimdi de Covid hastalığını ileri sürerek, Müslümanları evlerinde hapsederek zulmediyor. Karantina bahanesiyle evlerin kapılarını kaynak yaparak kapatıyor. Doğu Türkistan’ın Gulca şehrinde Müslüman Uygurlar yeme ve içme konusunda sıkıntı çekiyorlar. Kâfir Çin rejimi kasıtlı olarak Müslümanları erzak temininden mahrum bırakarak adeta ölüme terk ediyor.

Kıymetli Müslümanlar! Düşünebiliyor musunuz? Yıllardır işkencenin her türlüsüne maruz kalan, zulmün bin bir türlüsüne katlanan kardeşlerimiz şimdi kendi evlerinde karantina bahanesiyle açlığa yani ölüme terk ediliyorlar. Kendinizi gözleri önünde çocuğunun açlıktan ölmesine şahit olan Uygurlu kardeşlerinizin yerine koyun. Açlık sebebiyle her geçen gün eriyen kardeşlerinizin yerine koyun. Bu nasıl bir zulümdür Allah’ım!  Bu nasıl bir eziyettir Ya Rabbi! Hasbunallahu ve ni’mel vekiil.

Neden peki? Neden Müslüman Uygur halkı bu zulme maruz kalıyor. Onları bu çaresizliğe mahkûm eden kim? Kardeşlerimizi Kızıl Çin’in insafına bırakan, yalnızlığa terk eden kim? 

Tabi ki Müslümanların başındaki yöneticiler! Tabi ki Müslümanların ordularının başındaki komutanlar.

Evet, sizlere soruyoruz Ey Yöneticiler, Ey Komutanlar!

Doğu Türkistanlı kardeşlerinizin feryatları size ulaşmadı mı? Çin zulmü altında inim inim inleyen kardeşlerimizin yakarışlarını duymuyor musunuz? Dünyanın gözü önünde açlıktan ölen bu Müslümanlara karşı azıcık sorumluluğunuz yok mu? Nasıl bir vicdan ki göz göre göre kardeşlerinizi ölüme terk ediyorsunuz?

Hiç mi Allah korkusu kalmadı sizde?

Hiç mi utanma duygusu kalmadı sizde?

Yoksa namuslarına el uzatılan bacılarımızın çığlıkları saraylarınızın duvarlarını aşmadı mı? Allah aşkına bu zulmü duymadınız mı? Bu sessiz çığlığı duymuyor musunuz? Kalpleriniz taş mı kesildi? Amerika için savaşmaya hevesli olduğunuz kadar kardeşlerinizin acılarına duyarsızsınız. Bu sorumsuzluğun hesabını Allah’a vermekten hiç mi korkmuyorsunuz?

Yoksa Çin ile yaptığınız ekonomik anlaşmaları bahane ederek Müslümanları reel politiğe kurban mı edeceksiniz? Çin’den aldığınız üç kuruş kredi için, Rabbinizin hesabını göz ardı mı edeceksiniz? “Çin’in toprak bütünlüğünü tanıyoruz” diyerek bu işgali meşru göstermeye devam mı edeceksiniz? Doğu Türkistan’da yaşayan mazlum halk ve buradaki Uygur muhacirler sizlerden yardım bekliyorlar. Bugüne kadar hiçbir şey yapmadınız, bir tek somut adım atmadınız. Bari şimdi bu karantinanın kaldırılması için Çin’e baskı yapın. Bu soykırımı durdurmak için küçük bile olsa bir adım atın!

Söyleyin, Uygur halkı sizden değil de kimden yardım istesin. Birleşmiş Milletlerden mi, yoksa NATO’dan mı? Hiç mi utanmıyorsunuz, mazlum Uygur halkını bu çaresizliğe, bu yalnızlığa mahkûm ettiğiniz için hiç mi yüzünüz kızarmıyor?  

Ne diyelim; hayâ etmiyorsanız, Allah’tan korkmuyorsanız, kardeşlerimizin acıları sizler için hiçbir şey ifade etmiyorsa o halde dilediğinizi yapın!

Ey Müslümanların Başındaki Yöneticiler! Sizlere Sesleniyoruz!

Bugüne kadar Müslümanlara yönelik nice soykırım, nice katliamlar yapıldı. Sizler seyretmekten başka hiçbir şey yapmadınız,  hiçbir adım atmadınız.

Libya'da İtalyanlar, Kafkasya'da Ruslar, Cezayir'de Fransızlar, Dağlık Karabağ'da Ermeniler, Bosna'da Sırplar, Irak ve Afganistan'da Amerikalılar, Myanmar’da Budistler, Suriye’de tüm Avrupa, Amerika ve Rusya, Afrika’da İngilizler ve Fransızlar yüzlerce katliam ve soykırım yaptı. Bütün bunlar yaşanırken sizler ve sizlerden önceki yöneticiler sadece sessiz kaldı. Ancak bugün Doğu Türkistan size bir fırsat sunuyor. Kâfir Çin tarafından yapılan bu soykırıma ses çıkarabilir ve bunu engellemek için bir şeyler yapabilirsiniz.

Ticaretiniz vicdanınızın, onurunuzun ve hatta imanınızın önüne geçmesin! Çin ile ilişkileriniz zedelenecek diye Müslüman kardeşlerinize sırt çevirmeyin! Zira Müslüman Uygur halkını kâfir Çin rejiminin zulmünden korumak ve kurtarmak üzerinize farzdır.

Eğer bu fırsatı bugün değerlendirmezseniz isimleri yıllar sonra sadece internet aramalarında bulunabilen sıradan adamlardan olursunuz. Ama sorumluluğunuzun gereğini yaparsanız tarih sizi asla unutmaz. Aynı Libyalı Ömer Muhtar, Bosnalı Aliya İzzetbegoviç, Doğu Türkistanlı Osman Batur, Kafkasyalı Şeyh Şamil ve Çeçen Cevher Dudayev gibi isimleriniz yıllar geçse de Müslümanların dimağlarında ve duaların da olur.

İşte hem Allah'ın rızasını kazanmak hem de Müslümanların dualarına mazhar olmak adına size güzel bir fırsat. Allahu Teala’nın buyurduğu gibi; وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ Biz ona iki seçenek kıldık.” İşte yol ayırımındasınız ey yöneticiler! Tercih sizin.

Şayet tüm dünyanın bildiği, duyduğu ve gördüğü katliam ve soykırıma ses çıkarmayarak Müslümanların ölümüne yarım kelime ile katkınız olursa Allah'ın rahmetinden mahrum olursunuz:

Çünkü Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ أَعَانَ عَلَى قَتْلِ مُؤْمِنٍ بِشَطْرِ كَلِمَةٍ لَقِيَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ مَكْتُوبٌ بَيْنَ عَيْنَيْهِ: آيِسٌ مِنْ رَحْمَةِ اللَّه

"Kim bir müminin öldürülmesine yarım kelime dahi olsa katkı sağladıysa kıyamet gününde Allah'ın huzuruna alnında "Allah'ın rahmetinden mahrumdur" yazısı ile çıkacaktır." [İbn Mace]

Kıymetli Müslümanlar, sayın Basın mensupları!

Şimdi buradan Uygur kardeşlerimize zulmeden, Doğu Türkistan’ı işgal eden ve Müslüman Uygur halkına adeta kan kusturan Çin rejimine de sesleniyoruz.

Ey İşgalci Çin Rejimi! Ey Kâfir Çin!

Sana Hilafet Devletine uzun yıllar merkezlik yapmış Türkiye topraklarından sesleniyoruz. Ne yaparsan yap; İslâm’ın nurunu asla söndüremeyeceksin! Batıl inancın hak olan İslam’a asla galip gelemeyecek. Biliyoruz ki sen, Müslümanların başındaki rejimlerin sessizliğinden güç alıyorsun ve korkmadan rahatlıkla Müslüman Uygurlara zulmediyorsun. Onları kendi evlerinde açlığa mahkum ediyorsun. Senin bu pervasızlığın; korkak, ürkek ve ikiyüzlü yöneticilerden kaynaklanıyor. Seni cesaretlendiren şey, siyasi olarak Batıya göbekten bağlı, ekonomik olarak senin üç kuruşuna meftun olmuş bu ulus devletler ve yöneticilerden başkası değil bunu çok iyi biliyoruz. Ancak sen de şunu iyi bil ki, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği ikinci Râşidî Hilâfet Devleti çok yakında kurulduğunda Allah’ın izniyle senden ve Müslümanlara zulmedenlerden bunların hesabı sorulacaktır.

Ey Kafir Çin! Müslümanların başındaki yöneticilerin suskunluğu seni aldatmasın! Nüfusunun çokluğuna aldanma, şunu da sakın unutma; Raşidi Hilafet Devleti kurulduğunda Raşid Halife Müslümanların başına geçtiğinde öyle bir orduyla karşılaşacaksın ki, imparatorunuzun dediği gibi o ordu dağların üzerine yürüse dağları devirir. Ne Çin seddi ne de nüfusunun çokluğu seni kurtaramaz!

Ey Müslümanlar şimdi sizlere sesleniyoruz;

Kardeşlerinizin çığlıklarına karşı sessiz kalmayın. Değil bir adım atmak Çin’e karşı lal kesilen yöneticileri gerektiği şekilde muhasebe edin! Öfkeniz sadece Komünist Çin’e yönelik olmasın, Müslümanları sahipsiz bırakan yöneticilerinizin harekete geçmesi için çağrı yapın! Unutmayın ki Müslümanlara yardım etmek yöneticilerin görevidir. Onlara bu sorumluluklarını hatırlatın. Özelde kâfir Çin’in zulmünü durduracak, genelde de tüm zalimlerden hesap soracak Râşidî Hilâfet Devleti’nin ikame edilmesi için var gücünüzle çalışın. Bunun için çalışanlara destek olun! Unutmayın ki Allah Müslümanların yar ve yardımcısıdır. Şanı yüce olan Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: إنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ  “Muhakkak ki Resullerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edeceği o günde yardım ederiz.” (Mümin 51)

Son olarak buradan Doğu Türkistanlı Kardeşlerimize, Müslüman Uygur halkına da sesleniyoruz!

Kardeşlerim! Yapılan bütün zulümler gibi karantina bahanesiyle kafir Çin’in; sizi, çocuklarınızı, kardeşlerinizi açlığa mahkum etmesi asla direncinizi kırmasın, sizi davanızdan vazgeçirmesin. Sizler tüm bu zulümlere rağmen dininize sımsıkı sarılmalı ve davanıza sahip çıkmalısınız. Doğu Türkistan davası millet ve milliyetçilik davası değildir. Doğu Türkistan davası sadece Uygur halkının davası da değildir. Doğu Türkistan davası İslam davasıdır. Bu dava sizin davanızdır bu dava bizim davamızdır. O halde bu davayı şanına yakışır şekilde yürütelim. Bu davaya, İslam davasına yardım edecekler İslam gibi pak ve temiz olmalıdır. Bize kafirlerden yardım istemek yakışmaz. Kafirler çıkarları olmadığı müddetçe ne Doğu Türkistan halkı ile ne de başka Müslüman halklar ile hiçbirşeyini paylaşmazlar.

Şunu sakın unutmayalım, Allah’ın emri muhakkak galip gelecektir. Allah iman eden ve salih amel işleyenlere yardım edecektir. Biz Allah’ın dinine yardım edersek Allah’ta bize yardım edecektir. Rasulullah Allah’ın dinine yardım etti, Allah da Rasulü’ne yardım etti. Bu muhakkak ki Allah’ın kanunudur/bu sünnetullahtır:  سُنَّةَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلُ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا “Allah'ın, ötedenberi süregelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.”

Kardeşlerim şimdi duaların kabul olunacağı bu Cuma saatinde ellerimizi semaya kaldırıyor ve Rabbimize niyazda bulunuyoruz.

Ya Rabbi! Kuvvetimizin azlığını, takatimizin zayıflığını ve zalimlere karşı güçsüzlüğümüzü sana şikâyet ediyoruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey zayıf düşmüş olanların Rabbi, bizleri kuvvetlendir…

Bizler Müslüman kardeşlerimiz için senden yardım diliyoruz. Sen İslam ümmetine yardım eyle... Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimize yardım et Allah’ım!

Ya Rahmanu Ya Allah! Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan ve tüm Türkistan'daki, Mısır, Libya, Somali ve tüm Afrika'daki, Keşmir, Arakan ve tüm Asya’daki, Suriye, Filistin, Irak, Yemen ve tüm Ortadoğu’daki kardeşlerimize yardım et Allah’ım!

Ya Kahharu Ya Allah! Ey yakalaması ve cezalandırması şiddetli olan Allah’ım! Çin kâfirini kahreyle.

Ya Kahharu ya Allah! Amerika kâfirini kahreyle. Ya Kahhar! İsrail kâfirini kahreyle. Ya Kahhar! Suriye zalimini kahreyle. Ya Kahhar! Yeryüzünde Müslümanlara karşı düşmanlık eden tüm zalimleri kahreyle...

Ya Rabbi, Biz yardımı ancak Senden bekliyoruz. Hem bu dünyada hem de şahitlerin ayağa kalkacağı günde bizlere yardım et.

Biz sadece Sana tevekkül ediyoruz. Yardımınla bizi müjdele kalplerimizi mutmain kıl, kalplerimizi pekiştir. مَتَى نَصْرُ اللّهِ “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyen müminlere yardımını yakınlaştır Allah’ım!

Ya Rahmanu Ya Allah! Katından kendisiyle sevineceğimiz bir zafer ve yakın bir fetih nasip et.

Ya Rahmanu Ya Allah! Ümmet olarak mazlum olduk, Sana yalvarıyoruz dualarımıza icabet et…

"Ey Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi kaydırma! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini ikram eyle Allah'ım…

Allah’ım! İslam’ı ve Müslümanları güçlendir! Kalplerimizi, gönüllerimizi, sözlerimizi ve amellerimizi Kuran ve Sünnet etrafında birleştir.

Ey iniltileri işiten Allah’ımız! Ey dualara icabet eden Allah’ımız! Sana yakarmak için açılmış bu elleri boş çevirme Allah'ım! Umudunu yalnız sana bağlamış kullarını çaresiz bırakma Ya Rabbi!

Bizler parçalandık, bizler adeta tesbih taneleri gibi dağıldık. Dağılmış bu Ümmeti yeniden bir araya getirecek olan Hilafet ile bizleri birleştir ya Rabbi. Raşid bir Halife ile bizleri koru ve O’nu bizlere kalkan eyle ya Rabbi…

Amin… Amin… Ves selamu alel mürselin…

(Kaynak: Köklü Değişim)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !