Nebevî İslam inkılabında sahabenin yeri
Sahabe dediğimiz Kur’an nesli, Muhammed (sav)’in yürüttüğü nebevî tebliğin akıbeti hakkında çıkar merkezli umutlara kapılmadılar. Onlar nasıl bir davaya adam olduklarını çok iyi biliyorlardı.
Sahabe dediğimiz Kur’an nesli, Muhammed (sav)’in yürüttüğü nebevî tebliğin akıbeti hakkında çıkar merkezli umutlara kapılmadılar. Onlar nasıl bir davaya adam olduklarını çok iyi biliyorlardı. Bu, Rasulullah’a hiçbir zaman “bize bunları söylememiştin” diye çıkışmamalarından da anlaşılmaktadır.
Rasulullah da, sahabe de gaybı bilmiyordu fakat la ilahe illallah davasının bir servet biriktirme, rahat yaşamı geliştirme, kısacası bal tutup da parmağını yalama davası olmadığını çok iyi kavramışlardı. İslam davasının anadan, atadan, evladü ıyalden, eşlerden, aşiretten, mallardan, ticaretten, hoşa giden meskenlerden feragat edebilme (Tevbe, 23-24) davası olduğunu Rablerinden işitmişlerdi.