VAHDET: GERÇEK Mİ HAYAL Mİ?
Vahdet; Müslümanların sürekli dile getirdikleri ve toplumsal hayatın içerisinde gerçekleştirmesini söylem olarak istedikleri ve Yüce Kitabımız da bizlere hedef olarak gösterdiği çok önemli bir görevimizdir.
Peki dinimiz bu konuda bizden ne istiyor? Vahdet olayını nasıl anlamalı ve ona göre nasıl hareket etmeliyiz? Öncelikle İslâm dini sosyal hayatımızı, toplumsal hayatımızı tanzim ve inşâ etmek için gelmiş bir dindir. Toplumun öznesi insandır. İnsana yön vermesi gereken ve onu inşâ etmesi gereken yegâne kaynak da Kur’an-ı Kerim’dir. Çünkü Kerim kitabımızın hedefinde insan vardır, muhatabı insandır. O dini sosyal hayata hâkim ve müdahil kılacak, o dinin prensipleriyle, mesajlarıyla topluma yön ve şekil verecek olan da yine insanın bizatihi kendisidir. Elbette ki topluma yön vermek ve dinin prensiplerini, yaptırım gücünü kullanarak insanlar üzerinde uygulamak için de otoriteye yani iktidara ihtiyaç vardır. Dolayısıyla bunun için de toplum içerisinde cemaat olmaya bir topluluk oluşturmaya ihtiyaç kaçınılmazdır. Bundan dolayıdır ki Rabbimiz, Kerim kitabımızda “sizden hayra çağıran, iyiliği emreden kötülükten nehy eden bir topluluk bulunsun” diye bizlere bildirmektedir. Çünkü toplumda kötülüklerin, haksızlıkların engellenmesi için güce ihtiyaç vardır.