21-04-2007 18:46

Şehid Dudayev`i anarken

Şehadetinin 11. yılında Dudayev`i rahmetle anıyor, devam eden gazavatın bereketli olmasını Cenâb-ı Hak`tan niyaz ediyoruz.

Şehid Dudayev`i anarken

Şehid Dudayev'i anarken

Hakan Albayrak

Çeçen İçkerya Cumhuriyeti'nin kurucu başkanı Cahar Dudayev, 11 sene önce bugün şehadet şerbetini içerek ebediyete intikal etti. Esir düşman askerlerini annelerine teslim eden bu asil kumandanın şereflendirdiği Çeçen Başkanlık Sarayı, şimdi öz kardeşlerinin kanını içen aşağılık bir haydutun işgali altında.

İsminin güzelliğine bakmayın; Moskova'dan müseccel “Çeçenistan Cumhurbaşkanı” Ramazan Kadirov, babasının ihanetini mumla aratan bir alçak. 1995-97 savaşından sonra davadan dönerek düşman safına geçen Ahmed Kadirov, ömrünün son demlerinde, “Rus ordusunun halkıma reva gördüğü zulme artık tahammül edemiyorum” demeye başlamıştı. O ise zulümden gayet memnun; şöyle bir maruzatı var sadece: 'Rus ordusuna ne hacet? Kendi halkımıza kendimiz zulmederiz. Mücahit-sivil ayrımı yapmadan önümüze çıkanı tepeleriz. Katliam ve işkencede işgal kuvvetlerini aratmayız. Çeçen kızlarının ırzına da kendimiz tecavüz ederiz.' Ramazan Kadirov'un kurduğu ihanet ordusu bu işlerde fevkalade mahir olduğunu ve Rus ordusuna ihtiyaç kalmadığını mütemadiyen ortaya koyuyor. Sadece mücahitlere ve onların ailelerine değil, bütün Çeçen halkına kan kusturuyor bu hainler; dilediklerini asıyor, dilediklerini kesiyor, dilediklerini haraca bağlıyorlar. Kendini ve yoldaşlarını halka benimsetmek gibi bir derdi yok Kadirov'un. Değil mi ki Moskova arkasında? Değil mi ki güç onda? Millet nefret etse ne yazar?

Amansız bir terör rejimi hüküm sürüyor Çeçenistan'da. Yolsuzluk ve cinsel sapıklık skandallarıyla da anılan bir rejim. Moskova'nın ağzına layık! Bu iğrenç dünya düzeninin ağzına layık! Dünya kamuoyu denilen ebleh gürûhun ağzına layık!

Dudayev şehit edildi, kimsenin sesi çıkmadı. Kimsenin sesi çıkmayınca Dudayev'in halefi Yandarbiyev de şehit edildi. Sonra Yandarbiyev'in halefi Mashadov, sonra Mashadov'un halefi Sadulayev… Kimsenin kılının kıpırdamadığını, tek taraflı şartsız ateşkes ilan eden ve “Putin'le baş başa yarım saat görüşsek bütün sorunları çözeriz” diyen Mashadov'un -bu barışçı irade beyanından birkaç gün sonra- hunharca katledilmesine bile kimsenin bir şey demediğini memnuniyetle müşahede eden Moskova, Çeçen halkının meşru temsilcilerine ve genel olarak Çeçen halkına yönelik suikastlarını Kadirov'u da kullanarak rahat rahat sürdürüyor. Moskova'ya bu rahatlığı bahşeden dünya siyasetçileri ve dünya kamuoyu, Çeçenistan'daki mezalimde pay sahibidir. Birer ahlâk ve medeniyet abidesi olan meşru Çeçen liderlerinin katliamdan geçirilmesini o kahredici sessizlikleriyle 'olumlayanlar', şimdi sapıklık ve barbarlık timsali Kadirov'u öpüp başlarının üstüne koysunlar!

Yeri gelmişken: Çeçenistan'daki Rus vahşetine seyirci kalınmasına bir zamanlar “Devletin içinde Rus lobisi var!” diyerek isyan eden siyasetçilerimizin, iktidara gelip “reel politik” süzgecinden geçtikten sonra sessizliğe gömülmeleri ne hazin. Devlet adamı sorumluluğu, Rusya ile karşılıklı menfaatler, hassas dengeler ve saire tamam da, ihtiyatın bu kadarı biraz fazla oluyor! Savaşı bitirmeye can attığı ve bunun için taviz vermeye de hazır olduğu gün gibi aşikar iken Mashadov'u bile kurşuna dizen Rusya'nın siyasi cinayetleri üzerine “Bu tür operasyonların Çeçenistan'da barışa hizmet etmeyeceği açıktır” gibi soğuk bir diplomatik açıklama bari yapsaydı hükümet. Ne olurdu yani? Rusya, elçisini mi çekerdi? Mavi Akım mı kesilirdi? Hiçbir şey olmazdı. Belki ufak bir diplomatik teessüf; o kadar.

Türkiye de dahil olmak üzere bütün devletlerin, Birleşmiş Milletler'in ve dahî İslam Konferansı Teşkilatı'nın öyle ya da böyle yeşil ışık yaktığı Rus vahşeti nasıl duracak? Rusya'nın hiçbir zorlama olmadan 'insafa gelmesi' mümkün mü? Değil ise -ki değil- ne yapacağız? Rus işgal kuvvetleri sivil halka saygılı davransaydı ve “resmî” Çeçenistan yönetiminin başına makul bir adam getirilseydi, bu yönetimin kontrolündeki bölgelerde barış ve adalet tesis edilseydi, bağımsızlık savaşından vazgeçilmesi halinde zulmün tamamen biteceği intibaı uyandırılsaydı, şöyle diyebilirdik: 'Mücahitler, uğradığı onca felaketten sonra bir de iç savaş felaketine maruz kalan Çeçen halkının selameti için bağırlarına taş basarak silahlarını bıraksınlar.' Fakat Rusya, Çeçen halkının başına Kadirov gibi bir canavarı layık görerek, asıl derdinin bağımsızlık filan değil Çeçen halkının kendisi oluğunu faş etmiş bulunuyor. Bu durumda, “Ya zafer ya ölüm!” diye haykıran (haykırmak zorunda bırakılan) mücahitlere hak vermekten başka seçeneğimiz yok.

Şehadetinin 11. yılında Dudayev'i rahmetle anıyor, devam eden gazavatın bereketli olmasını Cenâb-ı Hak'tan niyaz ediyorum.

 Kaynak: Yeni Şafak

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !