İslam ve Hayat`tan, İslami kamuoyuna

İslam ve Hayat

Hükümet'in Kürt meselesini çözmeye yönelik başlattığı ve "Kürt açılımı", "Demokratik açılım" ve "Milli Birlik projesi" gibi farklı tanımlarla ifade edilen girişim, ilk somut sonucunu önceki gün verdi. 34 kişilik PKK'lı grup, Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla Habur sınır kapısından Türkiye'ye giriş yaparak, teslim oldu.

Yapılan sorgulama ve yazışmalar neticesinde 34 kişi serbest bırakıldı. Böylece Hükümet'in başlattığı açılım sürecinde somut bir adım atılmış oldu.

Bu gelişmeler tabii ki önemlidir. Bâtıl ideolojilerin karanlık hesaplarını ve bu hesaplar doğrultusunda tutuştukları savaşları halkın çocuklarının kanı üzerine kurguladıkları gerçeği göz önüne alınırsa, en azından bu kanın durdurulması açısından umut verici bir gelişme olmuştur. Ki sözünü ettiğimiz hesap ve savaşların, zaman zaman nasıl danışıklı dövüş şeklinde cereyan ettiğini özellikle son dönemlerde yaşanan Aktütün, Dağlıca gibi örneklerden biliyoruz.

Bu açıdan, biz de, yaşanan süreci olumlu değerlendirmekteyiz. Ancak, kimi İslami yayın organlarında bu sürece hakettiğinden fazla bir anlam yüklenildiğini ve yaşanan gelişmeler üzerinden bu danışıklı dövüşün taraflarını masum ve meşrulaştıracak türden yayınlar yapıldığını görmek bizleri üzmektedir.

Sözgelimi, dağdan inen PKK'lılarla ilgili haberlerin, bazı İslami yayın organlarında veriliş tarzı, endişemizi artırmış bulunmaktadır. Sanki dağdan inenler, Kürtlerin laikleştirilmesi projesinde taşeronluk rolü üstlenen, sahip oldukları belediyelerin halkevlerinde düzenledikleri konferanslarda, İslam'ın Kürtlere zorla kabul ettirildiği iftirasını dillendirip Zerdüştlük propadgandası yapan Kürt Kemalizmi'nin militanları değil de, İslam için savaşmış mücahitlermiş gibi, coşkulu cümleler, heyecanlı başlıklar...

Soğukkanlı olmak, meselelere konjonktürün getirdiği geçici heyecanlarla değil, kalıcı ölçü ve ilkelerle bakmak, en çok da Müslümanlara yakışır oysa. 

Müslümanlar, bu tür gelişmeler karşısında gösterdikleri tepkilerin ölçülü olmasına dikkat etmek zorundadırlar. Aksi halde, bâtıl ideolojilerin taraftarlarını masum ve meşru gösteren bu tür yaklaşımlarla kendi zeminlerini yok ettiklerini ve İslami duruşlarını bulanıklaştırdıklarını bilmelidirler.