19-01-2008 15:49

Malik el Şahbaz (Malcolm X)

Mekke’den hanımına gönderdiği mektupta, gerçek İslâm’la tanışmasını şöyle anlatıyordu El Hacc Mâlik El Şahbaz (Malcolm X): “İnanamayacaksın ama, tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz bir kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek Peygamberimiz olan Hz. Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır.”

Malik el Şahbaz (Malcolm X)

“Allah’tan gayrisine boyun eğmemeyi” öğreten İslâm’ı Amerikan toplumunda en güçlü şekilde seslendiren, ateşli ve etkili hitabetiyle “siyah-beyaz” kitleleri harekete geçiren Mâlik El Şahbaz’ın en büyük rüyalarından birisi, bütün siyah insanlar gibi, “insanların her yerde ve Amerika’da da, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine, taşıdıkları değerlere göre itibar görmelerine duyduğu özlemin gerçekleşmesi” idi.
Çağına yeni ufuklar açarak Amerika’daki siyahi Müslümanlara öncülük eden Malcolm X, 21 Şubat 1965’de Amerikan gizli istihbarat birimlerinin suikastıyla öldürüldü.

Müslüman olduktan sonra ‘Mâlik El Şahbaz’ ismini alan Malcolm X, şehadetinin 42’nci yıldönümünde, başta Amerika’da olmak üzere dünyanın birçok yerinde dualarla anıldı. Amerika’nın New York kentinde yürüyüş yaparak Malcolm X’i anan bir grup Müslüman genç, “Hepimiz Malcolm X’iz” ve “Malcolmlar ölmez” şeklinde slogan attı. Çocukluk çağında, büyükbabası, babası, amcası ve yakınlarının beyazlar tarafından öldürülüşüne bizzat şahit olan ve gençlik çağlarında zindana düşen Malcolm X, daha sonra cezaevinde İslâm’la tanışıp, örnek ve önder bir Müslüman oldu. Malcolm X, Elijah Muhammed ve Amerikan gizli istihbarat birimlerinin işbirliğiyle, konferans verdiği sırada öldürüldü.

MEKKE’DE YEŞEREN HAYAT
Mâlik El Şahbaz’ın İslâm’la ilgili ilk bilgileri aldığı Elijah Muhammed, beyazların siyahlara düşmanlığına bir tepki olarak, İslâm’ı sadece siyah insanlara ait bir din sanıyordu. Mâlik, bir gün Hacc’a gitmek arzusunu dile getirdiğinde, Elijah ona kesin olarak “Hayır!” demişti. Çünkü, siyahların dışındakilerle kaynaşması ihtimali ve korkusu vardı. Mâlik, bu karşı çıkışa rağmen, Hacc’a gitmiş ve orada hangi renk, dil, cins ve sosyal sınıftan olursa olsunlar, ihrama bürünmüş milyonların, Allah’ın huzurunda takva ve faziletlerinden gayri bir üstünlüklerinin olmadığı gerçeğiyle tanışıp, Elijah’ın öğrettiklerinin İslâm’a aykırı olduğunu anlamıştı.

Mekke’den hanımına gönderdiği mektupta, gerçek İslâm’la tanışmasını şöyle anlatıyordu El Hacc Mâlik El Şahbaz (Malcolm X): “İnanamayacaksın ama, tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz bir kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek Peygamberimiz olan Hz. Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır.” Malcolm X, Mekke’de gerçek İslâm’ı öğrenip Amerika’ya geri döndüğünde, basına ırkçılığı bıraktığını, kendisinin yeni bir örgüt kuracağını, beyazların bu örgüte katılabileceklerini açıkladı. Malcolm X’in ırkçılığı bırakması ve artık yeni kurduğu örgüte beyazların da üye olabileceğini açıklaması, Amerikan kamuoyunun dikkatlerini üzerine çekti. İslâm dini, belki de ilk olarak, Amerikan basınında evrensel ve geniş boyutlarda yer buldu. Irkçılığı bırakması, Elijah’la Malcolm X arasında şiddetli bir düşmanlık başlamasına sebep oldu.

MÂLİK EL ŞAHBAZ’IN ŞEHADETİ
“NASIL YAŞARSANIZ, ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ”
Mâlik El Şahbaz, 12 yıl boyunca sadece karın tokluğuna, hiçbir maaş talep etmeden, durmak bilmeyen bir enerjiyle çalışmıştı. Hayatını mensubu bulunduğu toplumun haklarını elde etmeye, bundan daha da ötesi, bu toplumu gerçek kimliğine kavuşturmaya adamıştı. Belki siyah toplum olarak bütün eşyalarını, tekrar bir gemiye yükleyip Afrika’ya dönemezlerdi, ama kültürleriyle, dinleriyle, dilleriyle bir de özgürlükleriyle Afrikalı olabilirlerdi. Tahrif edilmiş Hıristiyanlık dini onlara iki dünyayı da cehennem yapmıştı ne yazık ki. En son ve en mükemmel din olan İslâmiyet ancak bu toplumun her iki dünyada saadetini sağlayabilirdi. Mâlik El Şahbaz, bu gerçekleri anlatabilmek için çalıştı. Gece yarısı molotofkokteyli atıp evini ateşe vermişlerdi, ama o saat 4 uçağıyla Chicago’ya gidip Detroit’teki konferansa yetişmişti. 21 Şubat 1965 Pazar günü bir eğlence salonunda konferansı vardı. 400 sandalye kurulmuş, salon hazır hale getirilmiş, herkes yerini almıştı.

ÇOCUKLARI ÖNÜNDE ŞEHİD EDİLDİ
Mâlik El Şahbaz, takdim edildikten sonra kürsüye doğru yürür, “Esselâmu aleyküm” der. Salondakiler hep birlikte, “Ve aleyküm selâm” derler. Salonda bir anda karışıklık çıkar. Herkes dikkatini tam oraya çevirmiştir. O esnada birkaç kişi Malcolm’a ateş açar. Herkes dışarı kaçmaya çalışır. Kendisine isabet eden onaltı kurşundan ilkini yer yemez Malcolm X’in dinleyicileri sakinleştirmek için kalkmış olan sağ eli derhal göğsüne düşer, öteki eli havaya kalkar, orta parmağını bir kurşun uçurup götürür. Mâlik’in vücudu arkaya iki sandalyeyi devirerek düşer. Tetikçiler yere düşmüş vücudunu iyice kurşunladıktan sonra kaçarlar. Eşi, dört çocuğunun üzerine kapanmıştır.

Dinleyicilerden bazıları hemen sahneye koşmuştur. Fakat geç kalınmıştır. Kurşunlar tam can alıcı noktalara isabet etmiştir.
Mâlik El Şahbaz, yakındaki bir hastaneye götürülürken yolda vefat eder.

MÂLİK METELİKSİZ ÖLDÜ!
Mâlik’in naaşını cenaze evinde yirmiiki bin kişi ziyaret eder. Cenazesi, Amerika’da yaşayan Arap kökenli bir Müslüman tarafından İslâmi merasimle toprağa verilir.

MÂLİK’İN EN BÜYÜK RÜYASI
Amerika’daki zenci hakları hareketini giderek daha bir derinden etkileyen Mâlik El Şahbaz’dan çekinen Amerikan sistemi, Elijah’la Mâlik arasındaki bu ihtilaftan istifade ederek, 21 Şubat 1965’te Mâlik’i şehid etti. El Hacc Mâlik El Şahbaz, suikaste uğradığında, ABD’de “bütün insanların eşit olduğu” kabullenilmekle birlikte, ‘siyah’ların ‘insan’ olduğu henüz kanunen kabullenilmiyordu. Ancak, Mâlik’in şehadetinden iki yıl sonra ‘ABD Zenci Hareketi’, 1968’de Martin Luther King gibi bir diğer liderini daha kurban vermesinin ardından hukukî eşitliklerin kabulünü sağladı. “Allah’tan gayrisine boyun eğmemeyi” öğreten İslâm’ı Amerikan toplumunda en güçlü şekilde seslendiren, ateşli ve etkili hitabetiyle “siyah-beyaz” kitleleri harekete geçiren Mâlik El Şahbaz’ın en büyük rüyalarından birisi, bütün siyah insanlar gibi, “insanların her yerde ve Amerika’da da, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine, taşıdıkları değerlere göre itibar görmelerine duyduğu özlemin gerçekleşmesi” idi.
Mâlik El Şahbaz, Elijah Muhammed ile yollarını ayırdıktan sonra başta Suudi Arabistan olmak üzere çeşitli Ortadoğu ülkelerine geziler düzenledi. Buralardan döndükten sonra Elijah Muhammed’in oğlu Wallace D. Muhammed’le birlikte Amerikan İslâm Misyonu adlı örgütü kurdular. Mâlik’in şehadetinden sonra W.D.Muhammed liderliğindeki örgüt, daha sonraları diğer İslâm ülkelerindeki örgütlerle birleşti. Kısa sürede Amerika’daki en büyük İslâm cemaati haline geldi. Diplomaları devlet tarafından tanınan okullar açtılar, Kur’an ve Arapça eğitimi sağladılar. Amerika’da bugün yaklaşık 8 milyon Müslüman yaşamaktadır. 11 Eylül saldırılarından sonra 2 ay gibi kısa bir sürede 50.000 Amerikan vatandaşı Müslüman oldu. Daha önceleri ise yılda 25 bin Amerikalı Müslüman oluyordu. Yapılan araştırmalarda öyle gözüküyor ki, birçok Amerikalı Müslüman olacak. Çünkü, Amerikalılar daha gerçek İslâm’la yüz yüze gelmediler. İslâm gündeme geldikçe ilgi artıyor. Amerikalı Müslümanların çoğunu Ortadoğulu ve Afrikalı Müslümanlar oluşturmaktadır.

Malik el Şahbaz'ın (Malcolm x) Hacc için gittiği Mekke'den yazdığı mektup:

“Allah’tan gayrisine boyun eğmemeyi” öğreten İslâm’ı Amerikan toplumunda en güçlü şekilde seslendiren, ateşli ve etkili hitabetiyle “siyah-beyaz” kitleleri harekete geçiren Mâlik El Şahbaz’ın en büyük rüyalarından birisi, bütün siyah insanlar gibi, “insanların her yerde ve Amerika’da da, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine, taşıdıkları değerlere göre itibar görmelerine duyduğu özlemin gerçekleşmesi” idi.
Çağına yeni ufuklar açarak Amerika’daki siyahi Müslümanlara öncülük eden Malcolm X, 21 Şubat 1965’de Amerikan gizli istihbarat birimlerinin suikastıyla öldürüldü.
Müslüman olduktan sonra ‘Mâlik El Şahbaz’ ismini alan Malcolm X, şehadetinin 42’nci yıldönümünde, başta Amerika’da olmak üzere dünyanın birçok yerinde dualarla anıldı. Amerika’nın New York kentinde yürüyüş yaparak Malcolm X’i anan bir grup Müslüman genç, “Hepimiz Malcolm X’iz” ve “Malcolmlar ölmez” şeklinde slogan attı. Çocukluk çağında, büyükbabası, babası, amcası ve yakınlarının beyazlar tarafından öldürülüşüne bizzat şahit olan ve gençlik çağlarında zindana düşen Malcolm X, daha sonra cezaevinde İslâm’la tanışıp, örnek ve önder bir Müslüman oldu. Malcolm X, Elijah Muhammed ve Amerikan gizli istihbarat birimlerinin işbirliğiyle, konferans verdiği sırada öldürüldü.
MEKKE’DE YEŞEREN HAYAT
Mâlik El Şahbaz’ın İslâm’la ilgili ilk bilgileri aldığı Elijah Muhammed, beyazların siyahlara düşmanlığına bir tepki olarak, İslâm’ı sadece siyah insanlara ait bir din sanıyordu. Mâlik, bir gün Hacc’a gitmek arzusunu dile getirdiğinde, Elijah ona kesin olarak “Hayır!” demişti. Çünkü, siyahların dışındakilerle kaynaşması ihtimali ve korkusu vardı. Mâlik, bu karşı çıkışa rağmen, Hacc’a gitmiş ve orada hangi renk, dil, cins ve sosyal sınıftan olursa olsunlar, ihrama bürünmüş milyonların, Allah’ın huzurunda takva ve faziletlerinden gayri bir üstünlüklerinin olmadığı gerçeğiyle tanışıp, Elijah’ın öğrettiklerinin İslâm’a aykırı olduğunu anlamıştı.
Mekke’den hanımına gönderdiği mektupta, gerçek İslâm’la tanışmasını şöyle anlatıyordu El Hacc Mâlik El Şahbaz (Malcolm X): “İnanamayacaksın ama, tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz bir kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek Peygamberimiz olan Hz. Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır.” Malcolm X, Mekke’de gerçek İslâm’ı öğrenip Amerika’ya geri döndüğünde, basına ırkçılığı bıraktığını, kendisinin yeni bir örgüt kuracağını, beyazların bu örgüte katılabileceklerini açıkladı. Malcolm X’in ırkçılığı bırakması ve artık yeni kurduğu örgüte beyazların da üye olabileceğini açıklaması, Amerikan kamuoyunun dikkatlerini üzerine çekti. İslâm dini, belki de ilk olarak, Amerikan basınında evrensel ve geniş boyutlarda yer buldu. Irkçılığı bırakması, Elijah’la Malcolm X arasında şiddetli bir düşmanlık başlamasına sebep oldu.
MÂLİK EL ŞAHBAZ’IN ŞEHADETİ
“NASIL YAŞARSANIZ, ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ”
Mâlik El Şahbaz, 12 yıl boyunca sadece karın tokluğuna, hiçbir maaş talep etmeden, durmak bilmeyen bir enerjiyle çalışmıştı. Hayatını mensubu bulunduğu toplumun haklarını elde etmeye, bundan daha da ötesi, bu toplumu gerçek kimliğine kavuşturmaya adamıştı. Belki siyah toplum olarak bütün eşyalarını, tekrar bir gemiye yükleyip Afrika’ya dönemezlerdi, ama kültürleriyle, dinleriyle, dilleriyle bir de özgürlükleriyle Afrikalı olabilirlerdi. Tahrif edilmiş Hıristiyanlık dini onlara iki dünyayı da cehennem yapmıştı ne yazık ki. En son ve en mükemmel din olan İslâmiyet ancak bu toplumun her iki dünyada saadetini sağlayabilirdi. Mâlik El Şahbaz, bu gerçekleri anlatabilmek için çalıştı. Gece yarısı molotofkokteyli atıp evini ateşe vermişlerdi, ama o saat 4 uçağıyla Chicago’ya gidip Detroit’teki konferansa yetişmişti. 21 Şubat 1965 Pazar günü bir eğlence salonunda konferansı vardı. 400 sandalye kurulmuş, salon hazır hale getirilmiş, herkes yerini almıştı.
ÇOCUKLARI ÖNÜNDE
ŞEHİD EDİLDİ
Mâlik El Şahbaz, takdim edildikten sonra kürsüye doğru yürür, “Esselâmu aleyküm” der. Salondakiler hep birlikte, “Ve aleyküm selâm” derler. Salonda bir anda karışıklık çıkar. Herkes dikkatini tam oraya çevirmiştir. O esnada birkaç kişi Malcolm’a ateş açar. Herkes dışarı kaçmaya çalışır. Kendisine isabet eden onaltı kurşundan ilkini yer yemez Malcolm X’in dinleyicileri sakinleştirmek için kalkmış olan sağ eli derhal göğsüne düşer, öteki eli havaya kalkar, orta parmağını bir kurşun uçurup götürür. Mâlik’in vücudu arkaya iki sandalyeyi devirerek düşer. Tetikçiler yere düşmüş vücudunu iyice kurşunladıktan sonra kaçarlar. Eşi, dört çocuğunun üzerine kapanmıştır.
Dinleyicilerden bazıları hemen sahneye koşmuştur. Fakat geç kalınmıştır. Kurşunlar tam can alıcı noktalara isabet etmiştir.
Mâlik El Şahbaz, yakındaki bir hastaneye götürülürken yolda vefat eder.
MÂLİK METELİKSİZ ÖLDÜ!
Mâlik’in naaşını cenaze evinde yirmiiki bin kişi ziyaret eder. Cenazesi, Amerika’da yaşayan Arap kökenli bir Müslüman tarafından İslâmi merasimle toprağa verilir.
MÂLİK’İN EN BÜYÜK RÜYASI
Amerika’daki zenci hakları hareketini giderek daha bir derinden etkileyen Mâlik El Şahbaz’dan çekinen Amerikan sistemi, Elijah’la Mâlik arasındaki bu ihtilaftan istifade ederek, 21 Şubat 1965’te Mâlik’i şehid etti. El Hacc Mâlik El Şahbaz, suikaste uğradığında, ABD’de “bütün insanların eşit olduğu” kabullenilmekle birlikte, ‘siyah’ların ‘insan’ olduğu henüz kanunen kabullenilmiyordu. Ancak, Mâlik’in şehadetinden iki yıl sonra ‘ABD Zenci Hareketi’, 1968’de Martin Luther King gibi bir diğer liderini daha kurban vermesinin ardından hukukî eşitliklerin kabulünü sağladı. “Allah’tan gayrisine boyun eğmemeyi” öğreten İslâm’ı Amerikan toplumunda en güçlü şekilde seslendiren, ateşli ve etkili hitabetiyle “siyah-beyaz” kitleleri harekete geçiren Mâlik El Şahbaz’ın en büyük rüyalarından birisi, bütün siyah insanlar gibi, “insanların her yerde ve Amerika’da da, derilerinin rengine göre değil, karakterlerine, taşıdıkları değerlere göre itibar görmelerine duyduğu özlemin gerçekleşmesi” idi.
Mâlik El Şahbaz, Elijah Muhammed ile yollarını ayırdıktan sonra başta Suudi Arabistan olmak üzere çeşitli Ortadoğu ülkelerine geziler düzenledi. Buralardan döndükten sonra Elijah Muhammed’in oğlu Wallace D. Muhammed’le birlikte Amerikan İslâm Misyonu adlı örgütü kurdular. Mâlik’in şehadetinden sonra W.D.Muhammed liderliğindeki örgüt, daha sonraları diğer İslâm ülkelerindeki örgütlerle birleşti. Kısa sürede Amerika’daki en büyük İslâm cemaati haline geldi. Diplomaları devlet tarafından tanınan okullar açtılar, Kur’an ve Arapça eğitimi sağladılar. Amerika’da bugün yaklaşık 8 milyon Müslüman yaşamaktadır. 11 Eylül saldırılarından sonra 2 ay gibi kısa bir sürede 50.000 Amerikan vatandaşı Müslüman oldu. Daha önceleri ise yılda 25 bin Amerikalı Müslüman oluyordu. Yapılan araştırmalarda öyle gözüküyor ki, birçok Amerikalı Müslüman olacak. Çünkü, Amerikalılar daha gerçek İslâm’la yüz yüze gelmediler. İslâm gündeme geldikçe ilgi artıyor. Amerikalı Müslümanların çoğunu Ortadoğulu ve Afrikalı Müslümanlar oluşturmaktadır

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !