Hamaney, tarihî hutbede hangi mesajları verdi?
İslam İslam Cumhuriyeti Rehberi Hamaney`in hutbesinden, polise, besiclere, muhalefete, Rafsancani`ye ve Batı`ya önemli mesajlar var.
Bugün Hameney'in konuşma yapacağı Cuma namazı oldukça önemliydi. Dün bir programda, iki tarafın da Cuma namazına katılması durumunda çok tatsız olaylar çıkabileceğini belirtmiş ve "umarız böyle bir durum gerçekleşmez" demiştik.
Önce Musevi'nin "Cuma günü gösteri düzenlenmeyecek" açıklaması, ardından Kerrubi'nin namaza katılım çağrısını geri çekmesi, herkese rahat bir nefes aldırdı. Bu aynı zamanda ikilinin Rehber'in otoritesine bağlılıklarını da gösteriyor.
Cuma namazından önce mersiyeler okunurken, namaz kılanlar arasında Rafsancani aleyhinde bildiriler de dağıtıldığı belirtiliyor. Ajanslar, Hamaney'in kıldırdığı diğer Cuma namazlarıyla bile kıyaslandığında çok daha fazla bir kalabalık olduğunu belirtiyorlar. Namazda seçimlere katılan Ahmedinejad ve Muhsin Rızai yer alırken diğer adaylar en azından protokol bölümünde görünmüyorlardı.
Hutbenin takip edebildiğimiz bölümünde, Hamaney her zamanki etkili hitabetiyle önce Haşimi Rafsancani'yi savundu, onun devrimdeki geçmişini anlatarak defalarca şehadet sınırına kadar gittiğini hatırlattı. "Gençlerin bilmesi gerekir" diyerek devrimden önce malvarlığını inkılâp için harcadığını ve devrimden sonra da kendisi için maddi olanak sağlamadığını söyledi. Böylece ikili arasındaki soğukluk iddialarını bir nebze de olsa azaltmış oldu. Natık Nuri hakkında da olumlu birkaç cümle kullandıktan sonra Haşimi ile arasında görüş ayrılıklarının bulunduğunu, bunun tabii olduğunu ve Ahmedinejad'ın iç ve dış politika konusundaki görüşlerinin kendisine daha yakın olduğunu söyledi. Hameney ilk kez olarak böyle bir ifade kullandı. Bu çok önemli; zira kendisi Hatemi'nin kazandığı 1996 yılındaki seçimlerindeki devir teslim töreninde "bundan sonraki cumhurbaşkanları kim olursa olsun hiçbirisiyle ilişkimiz Haşimi ile olduğu kadar yakın olmayacak" demişti.
Bu durum Haşimi'nin devlet içindeki güçlü konumunu zayıflatacak mı ilerde göreceğiz.
Hameney konuşmasında İslam Cumhuriyeti'nin oylara asla ihanet etmeyeceğini de vurgulayarak, gerekirse bazı sandıkların yeniden sayılabileceğini, yasaların bu konuda son derece açık olduğunu söyledi.
Bununla birlikte Hameney'in en önemli vurguları, satır aralarında belirttiği üstü kapalı tehdit idi. Gösterilerin sürmesi durumunda olacaklardan muhalif liderlerin sorumlu olacağını ileri süren İran'ın lideri, sokak gösterilerine pabuç bırakmayacağını, bunu yaparsa asıl o zaman yasaları aşmış olacağını söyleyerek bunun ise diktatörlüğün başlangıcı olacağını belirtti.
Hameney başta İngiltere olmak üzere yabancı ülkelere de, olaylardaki etkileri nedeniyle ciddi tepki gösterdi ve istihza ile "bizi Gürcistan mı zannettiniz" dedi. Hamaney son günlerde bu ülkelerin diplomatik tavırlarını bırakarak asıl yüzlerini gösterdiklerini de ileri sürdü.
Dini lider gösterilerin sürmesi durumunda halka daha fazla açıklamalar yapacağını ve asıl sorumluları ifşa edeceğini söyledi ve konuşmasını İmam Mehdi'ye çağrıda bulunarak bitirdi. Hameney gözyaşları içinde "değersiz bir canım, sakat bir bedenim ve siz halktan aldığım az bir onurum var, bunun hepsini devrim yolunda feda edeceğim. Ey Seyyidimiz bizim için dua et, biz elimizden geleni yapacağız, sağlam duracağız, bizim ve ülkemizin asıl sahibi sensin" şeklinde konuştu.
Hameney'in duası "namaz kılanlarca Biz Kufe ehli değiliz, Ali'yi yalnız bırakmayız" şeklinde sloganlarla desteklendi.
Bu konuşmanın, önemli bir dönüm noktası olacağı söylenebilir. Zira geçmişteki karışıklıklarda da Hamaney benzer tarz konuşmalarla olayları yatıştırmayı bilmişti. Ancak burada önemli bir soru işareti var ki o da muhalefetin ne yapacağı. Eğer Hameney'in tavsiyelerine uyup gösterileri bırakır ve yalnızca yasal yollardan işin takipçisi olurlarsa hiçbir şey elde edemeyecekleri açık. Eğer seçimlere gerçekten hile karıştırıldığını düşünüyorlarsa, bu onlar için oldukça güç bir karar olacak.
Yok eğer gösterileri sürdürürlerse Hameney'in "günah benden" gider mealindeki açıklamasının altında kalacaklarına şüphe yok. Zira bu konuşmadan sonra bile gerek Besic'in gerekse de güvenlik güçlerinin göstericilere tavırlarının sertleşeceğini söylemek abartı olmasa gerek. Üstelik Hameney'in "bir daha gelirim ve başka türlü konuşurum" demesi bu seçeneğin ülke için en kötü senaryolardan birisi olduğu hususunda şüpheye yer bırakmıyor.
Protestocuların yarınki gösterilerinin nasıl geçeceğini ya da iptal edilip edilmeyeceğini bekleyip göreceğiz.
(Hakkı Uygur / Dünya Bülteni)