Hasaneyn Heykel: Annapolis, emperyalizmin tuzağı
Mısırlı yazar Muhammed Hasaneyn Heykel, Annapolis konferansını değerlendirdi: “Annapolis’te yapılacak şey, Filistin’in tasfiyesine ilişkin imzalardan ibaret olacak.”
Mısırlı yazar Muhammed Hasaneyn Heykel, Annapolis konferansıyla ilgili Milli Gazete'den Hamid Haliloğulları'na önemli açıklamalarda bulundu. Heykel, “Ariel Şaron ile Bush arasında 2005 yılında karşılıklı olarak yazılan iki mektupta İsrail için Amerikan garantileri kayıt altına alındı” dedi. Heykel, “Bu kongrenin genel çizgileri İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron zamanında çizildi. Şimdi Araplardan istenen ise Teslim Oluş Belgesi’ni imzalamalarıdır.” şeklinde konuştu.
Milli Gazete’den Hamid Haliloğulları’nın haberi:
“Lezzetli balıklarıyla ünlü Annapolis şehrinde leziz bir balıktan ibaret öğle yemeği. ABD’nin Annapolis kentinde yapılması istenen barış konferansında Arap liderlerin eline geçecek bütün kazanç o kadar olacak. Karşılığında Filistin davasının tasfiyesini onaylayan senede imza atacaklar.” Mısır’ın önemli yazarlarından Muhammed Haseneyn Heykel, gelişmeleri işte böyle okuyor.
Heykel, ABD-İsrail ikilisinin kotarmaya çalıştığı Annapolis toplantısının, Tel Aviv’in 1979 yılında Mısır’la yaptığı barış görüşmeleri sırasında ortaya attığı teorilerle paralel olduğunu bildirdi ve “Bunlar gösteriyor ki İsrail, kendileriyle barış yapmadan evvel Arapların, Arap-İsrail çatışmasından başka çatışmalara da girmelerinden emin olmak istiyor.” dedi.
Annapolis Konferansı için art arda hazırlıklar yapılıyor ama başarılı olması zor. Heykel’e göre “Bu konferans, ta başından itibaren başarısız zaten. Konferansın, Körfez ülkelerinin mallarını İsrail’e taşımak için Filistin meselesini kullanmak dışında bir amacı yok.”
11 Kasım tarihinde katıldığı El-Cezire TV’nin (Masir-Akıbet) programında konuşan Heykel, “Filistin meselesinin tasfiyesi için yapılacak bu kongrenin genel çizgileri daha önceden İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron zamanında çizildi. Şimdi Araplardan istenen ise teslim oluş belgesini imzalamalarıdır, o kadar!” görüşünü dile getirdi.
Heykel, bu görüşüne delil olarak Şaron ile Bush arasında 2005 senesinde karşılıklı yazılan ve o tarihlerde “Amerikan Garantileri Listesi” diye bilinen iki mektubu gösterdi. “Bu mektuplar Filistin meselesinin tasfiyesi çizgilerini belirtiyordu.” diyen Heykel, o mektuplarda ABD, Filistinli mültecilerin vatanlarına dönmemesini ve işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan yerleşim merkezlerinin dağıtılmamasını taahhüt ettiğini ve Filistin yönetimine herhangi bir siyasi faaliyetten evvel, İsrail’in güvenliğini garanti etmek için “Filistinli terör kaynaklarını” yok etmesini şart koştuğunu belirtti.
Heykel, değerlendirmelerinin sonunda, İsrail ile normal ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin, ABD ve İsrail tarafından bu konferansa katılmalarının sağlanmasının hedeflendiğini, konferansın Körfez ülkelerinin mallarını İsrail’e götürmek amacıyla Filistin meselesini kullanacağını bildirdi.
Muhammed Hasaneyn Heykel, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’a bölgesel ve uluslararası baskılar yapıldığına işaret ettikten sonra Annapolis konferansının Filistinlilerin haklarından taviz vermek için bir vesile olmaması için uyardı. İsrail ve ABD talepleri karşısında Mahmud Abbas’ın alternatifleri bulunmadığını belirten Mısırlı düşünür, “Maalesef yönetime hakim olan Fetih’teki kardeşlerimiz barış vehmi peşinde yürüdüler. Temmuz’dan beri Gazze’ye hakim olan Hamas’lı kardeşlerimiz ise Araplardan müstağni olacakları, Arap desteği yerine İslâm dünyasının alternatif olacağı vehmi peşinde yürüdüler.” dedi.
Heykel, şu sıralar Washington’un İran’la bir savaşa girmesi ihtimalinin uzak olduğu görüşünde. Diyor ki: “Pakistan’da ortalığın karışması ve orada ABD muhaliflerinin nükleer güce hakim olacağı korkusu İran’ı vurmak için hazırlanmış planları tatile soktu.”
ABD ve İsrail’in, İran’ı mevcut rejimi değiştirmek için vurmayı hedeflediğini söyleyen Heykel, açıklamasında Washington’un geleneksel şekilde değil, rejim düştükten sonra da İran halkının ilişkisini koruyacak bir üslupla vuracağını ileri sürdü ve “İran geleneksel şekilde vurulursa, ABD İran halkının kendisine karşı ebediyen sürecek tarihi boyutlara sahip bir tepkisine yol açacaktır.” dedi.