Mustafa GÜVEN
HEDEFİMİZ, İSLAM'IN GÖLGESİNDE BİR HAYAT YAŞAMAKTIR
"Çalışanlar bunun için çalışsınlar." (Saffat 61)Allah'a ve hesap gününe iman eden Müslümanlar olarak şuna inanıyor ve söylüyoruz ki, insanlar gerçek anlamda arzuladığı mutluluğu, huzuru, güveni ve hürriyeti ancak Allah'ın aziz kitabı Kur'an'a uyması, Hz. Muhammed'i (as) ashabını örnek alarak yaşaması ile bulabilir. Bugün insanlık İslam'a her zamankinden daha fazla muhtaç durumdadır. Bu bir iddia değil, ilahi bir hakikattir. Bu hakikatin gerçekleştiğine dair örnekler Asrı saadette, eksikleriyle birlikte Endülüs İslam Devletinde ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu'nda gözlemlenebilir.
Önyargısız bir şekilde gerçeğin peşine düşen ve araştıran herkes, bu örneklerin gerçekliğini bizzat kendileri de tecrübe edebilir.
Yukarıda bahsettiğimiz hakikati, İslam hükümlerinin eksikleriyle birlikte hüküm sürdüğü Osmanlı Devleti'nde, II. Abdülhamid döneminde yaşanmış somut bir örnekle detaylandırmaya çalışacağım.
Bu örneğe geçmeden önce kısa bir arka plan bilgisi vermekte fayda var. Bilindiği gibi Kuran'ı Kerim'e göre "Müslümanlara en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulacaksınız" demektedir (Maide 82).
Ayet-i kerimenin söylediklerine şeksiz ve süphesiz inanmakla birlikte, Filistinli Müslümanlara Siyonist İsrail Devleti tarafından yapılanlar da ayetin doğruluğunu ispatlamaktadır.
Müslümanların en şiddetli düşmanı olan Yahudilere, Osmanlı İmparatorluğu o dönemde dünya üzerinden hiçbir devletin göstermediği hoşgörüyü göstermiş ve tarihçiler tarafından "Osmanlı Millet Sistemi" olarak adlandırılan sistemin şemsiyesi altında, Yahudilere benzeri devletlerle kıyaslanmayacak kadar geniş özgürlükler vermiştir. Bu husus da bizzat Yahudi hahamlarından biri olan İshak Saffet'in yazdığı şu mektupta açık bir şekilde görülmektedir.
Ishak Saffeti, Avrupa'da baskı gören Yahudilere yazdığı mektupta onları "hürriyet ve huzurun ülkesi" dediği Osmanlı Devletine davet ederken şöyle demektedir:
"İslam ülkesi hayatın yoludur. Beni dinleyiniz, Museviler dünyanın hiçbir yerinde Türkiye'de (Osmanlı'da) olduğu kadar rahat edemezler. Bu memleketin içinde kendi yaşamlarımızı daha iyi düşünür, istediklerimizi yapabiliriz. Hayalinizden ne geçiyorsa ve orada (Avrupa'yı kastediyor) düşünmenizin bile sizi felakete sürükleyebileceği her şeyi bunların (Osmanlının) yurdunda yapabilirsiniz. Kimse size dokunmaz...
Kudüs'e kadar uzanan bu yol, altı deniz milinden başka hep karadır. Her gün Türk ve Yahudi Tüccar kafileleri vardır. Yol emniyettedir. Şimdi tembellik etmeyiniz, rahat yere geliniz. İslam memleketinde herkes incir ağacının, bağının altında rahat içinde yaşar. Bundan başka bu memleketin faydaları ve halkının iyiliği Almanya'da bulunmaz."İslam'ın güzelliğine insanlık bugün ne kadar da muhtaç, değil mi?