28-12-2020 08:37

Hidayet Öykülerinin misafiri Yunanlı Tarihçi Dr. Stef Keris oldu (VİDEO-HABER)

Osman Yıldız’ın sunumuyla gerçekleştirilen Hidayet Öyküleri programının bu bölümünün misafiri Müslüman olan Yunanlı tarihçi Dr. Stefanos Kefokeris oldu.

Hidayet Öykülerinin misafiri Yunanlı Tarihçi Dr. Stef Keris oldu (VİDEO-HABER)
Osman Yıldız’ın sunumuyla gerçekleştirilen Hidayet Öyküleri programının bu
bölümünün misafiri Müslüman olan Yunanlı tarihçi Dr. Stefanos Kefokeris oldu.
Dr. Stefanos hidayete erme hikâyesini şöyle anlattı: Üniversitede öğrenci iken bir
gün Lübnanlı Müslümanlar beni evlerine yemeğe davet etmişlerdi. Onların, yemekten
sonra cemaatle namaz kılmaları beni çok derinden etkiledi. Tarihçi olmam hasebiyle
araştırmalarımda Kur’an okumaları da yapıyordum. Bu okumalarımdan ve aynı
zamanda çok dil bilmemden dolayı karşılaştırmalı tarih okumalarımda gördüğüm
hakikatler Allah’ın yardımıyla benim hidayetime sebep oldu.
Dr. Stefanos daha sonra şu konulara değindi:
- En çok etkilendiğim husus Peygamberimiz Muhammed (S)’in hayatı ve mücadelesi
idi.
Peygamberimiz kuru bir din getirmedi. Muhteşem bir kültür ve medeniyet de getirdi.
İşte bu beni etkileyen konulardan biriydi.
- Dillere ilgim çok fazlaydı. Zaten hayatımın başlangıcında anadilim Yunanca ile
birlikte yaşadığım yer olan Almanya’nın dili olan Almanca’yı biliyordum. Daha sonra
bu dillere Arapça, İspanyolca, İngilizce ve diğer dilleri ekledim.
Çok dil bilmem, tarihî olayları değişik dillerdeki kaynaklardan da okumama ve
karşılaştırmalar yapmama ve çelişkileri görerek doğruları öğrenmeme sebep oldu.
- İncil olsun Eski Ahid ve Yeni Ahid olsun, bunların hepsinin tahrif edildiğini bu
kitaplara kendilerini nispet edenler de söylüyor. Kur’an’ın ise tahrif edilmediğini bunlar
bile itiraf etmek zorunda kalıyorlar.
- Batı toplumları hayatlarından Allah’ı silmiş durumdalar. Malumunuz, Rönesans
döneminde din adamları olan rahipler her tür gelişmenin özellikle de bilimsel
gelişmenin önünde engel olmaları Fransız ihtilalini doğurdu ve din hayattan tamamen
dışlandı.
- Tarih boyunca baktığımızda, batılılar kendilerine çizdikleri yolda devam ediyorlar.
Avrupanın zulmü devam ediyor. Onların özgürlüklere bakışı konusunda ikircikli bir
tutum içinde olduklarını görüyoruz. Özgürlüklerden anladıkları, kendileri için olan
özgürlüktür. Özellikle Müslümanların özgürlüklerini her zaman gözardı etmişlerdir.
Müslümanlar olarak, güzümüzü açmalıyız ve tarihten dersler çıkarmalıyız.
- Bu batı toplumu, sadece İslâm dünyasını değil bütün dünyayı sömürdü ve
köleleştirdi. Son yüzyılda batının yeni köleliği zincirsiz köleliktir.
- Batı, her zaman özgürlükten yana olduğunu söylüyor. Bu ise aldatmacadan veya
yanılsamadan ibarettir. Şahsen ben kendimi özgür zannediyordum, gerçek
özgürlüğün ise Müslüman olmakla elde edilebileceğini gördüm.
- Benim için Tevhid çok rahatlatıcıydı. Çünkü Tevhid benim zihnimdeki teslise dair
çelişkileri ortadan kaldırdı.
- Müslüman olduktan sonra, Müslümanların yaşadığı ülkelere gittim, ama dürüstlük
konusundaki büyük zafiyet beni şoke etti. Müslümanların olması gerektiği noktadan
ne kadar da aşağıda olduğunu büyük üzüntüyle öğrenmiş oldum.
Bu ülkelerde hafızlar gördüm. Bunların hafız olmalarına rağmen Kur’an’dan ne kadar
habersiz olduklarını, hafızlıklarının sadece Kur’ân’ı telaffuz etmekten/seslendirmekten
öteye geçmediğini gördüm ve bundan dolayı da çok üzüldüm.
Yusuf İslâm’la oturduğumuzda söylediği şeyi maalesef ben de söyleyeyim:
“İyiki Müslümanlardan önce Kur’an’ı tanımışım, yoksa Müslümanlara bakarak
Müslüman olmazdım.”
Bütün bunlara rağmen, bütün bu olumsuzluklara rağmen az sayıda da dinlerinin
farkında olan ve buna göre yaşamaya çalışan Müslümanların olması benim ümidimi
artırıyor.
- Bu zamana kadar Kur’ân’ı sayısını bilmediğim kadar okudum. Günlük olarak da
okumalar yapıyorum. Kur’an beni derinden etkiliyor. Bu etki Kur’an’ı okudukça daha
da derinleşiyor.
Kur’an, her insanı etkiler, politikacıları da, iş adamlarını da, bilim adamlarını da ve
sıradan insanları da etkiliyor.
Ben, tebliğimde İslâm, Kur’an, Peygamberimiz ve Müslümanlar ile alakalı yanlış
anlamaları düzeltmeye çalışıyorum. Bu konuda Kur’an âyetleriyle insanlara
açıklamalarda bulunuyorum, insanları Kur’an’la muhatap tutmaya çalışıyorum.
- İslâm düşmanlığı hastalığı yeni değil, bunu Endülüs’e kadar götürebiliriz. Onlar
hiçbir zaman Müslümanlara hoşgörü göstermemişlerdir. Müslümanlara yokmuş gibi
muamele yapıyorlar, onları hiçbir zaman hesaba katmıyorlar.
 
Programın videosu aşağıda sunulmuştur.

 
 
 
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !