19-04-2010 10:27

Hindistan Müslümanları

Müslümanlar, 1.2 milyarlık Hindistan nüfusunun yüzde 13`nü teşkil ediyorlar.

Hindistan Müslümanları

Hindistan Müslümanları

Sanjay Kumar / The Diplomat

Neredeyse 16 yıldır Kallu Mian'ı görmemiştim. Memleketim Mokama'daki (Bihard'a bağlıdır) komşu Mian, yaşlı ve yorgun artık ama biraz da sıkıntıdan kurtulmak için zaman zaman tarlaya gidip çalıştığını söylüyor. Ganj kıyısındaki Mokama küçük bir şehirdir. Bereketli toprakları var ve büyük toprak sahipleri tarlalarını Mian gibi ortakçılara kiraya verirler. Tarlaların bir tarafında zengin işadamları ve toprak sahiplerinin ikamet ettiği betonarme evler bulunur; Mian benzeri çiftçiler burada küçük havuç, karnıbahar, domates ve patates gibi mevsimlik sebze yetiştirirler.

Mian ben daha doğmadan önce toprakla meşguldü. Bir toprak ağasına ait olan sekiz dönümlük tarlayla ilgilenemeyecek kadar yaşlı olan Mian, iki oğlu ve torunlarından yardım görüyor. Ailesinden yardım almasına rağmen mâli bakımdan zorluklarla boğuştuğunu söylüyor. Asabi bir şekilde “insanlar torunlarımın eğitim görmesi gerektiğinden bahsediyorlar ama söylesene bütün aileyi geçindirecek para nerde?” diye soruyor. “Gırtlağımıza kadar borca battık, gelirimin en az üçte biri her ay faize gidiyor” diyen Mian topraktan kazandığının her ay yaklaşık 150 dolarını kendine ayırıyor; diğer yarısı ise toprak sahibine gidiyor. Bu miktarla da ailesini bakmak, astımı için ilaç almak üzere mahalli yönetim eczanesine gidip gelme masraflarını karşılamak zorunda; dispanserde ise ilaçlar gerektiği gibi bulunmuyor.

Hindistan'ın 160 milyonluk müslüman nüfusunun âşina olduğu bir hikayedir bu. Bihar, Madhaya Pradeş, Uttar Pradeş ve Batı Bengal gibi debelenen eyâletler, Hindistan'ın en fakir müslüman nüfusuna ev sahipliği yapmaktadır. Devletin atadığı Sachar Komitesi'nin 2006 yılında yayınladığı bir rapora göre Hindistan'daki müslümanların durumu, Kast sisteminin en altında bulunanlardan daha kötü. Jawaharlal Nehru Üniversitesi Sosyoloji Profesörü İzaz Ahmed “bu gerilik bir tarihi mirâstır” diyor. Hindistan'da İslam'a geçenlerin büyük bir çoğunluğu esnaf ve zanaatkârlardı yani mâli bakımdan çoktan dezavantajlıydılar, ki o durum bugün de devam etmektedir. Onun bakışına göre, müslüman toplumun ağır şekilde değişmesi, bu problemi daha da azdırmıştır.

Muhalefetteki ulusçu Bharatiya Janata Partisi (BJP), müslümanların ilerlemedeki başarısızlığını iktidardaki Kongre Partisine mâl ediyor; BJP sözcüsü Ravi Şankar “Hindistan'ın 1947'de bağımsızlığa kavuşmasından bu yana ülkeyi en çok Kongre Partisi'nin yönettiğini ve ülkedeki en büyük azınlığın çağdışı kalmasını sağladığını” savunuyor (Ancak BJP, Kongre Partisini müslümanlara sadaka verip yatıştırmakla da sık sık itham eder).

Hükümet, problemin üstesinden gelme çabalarının bir parçası olarak, Ranganath Mişra Komisyonu'nu kurdu; komisyon, tavsiyelerini bir rapor olarak geçen yıl sundu. Verdiği tavsiyeler ise hayli tartışmalıydı. Rapor, Kast'ın en altındaki Hindulara sunulan pozitif ayrımcılığın müslümanlara da tanınmasını, Hindistan'daki azınlıklara yüzde 15'lik kota (kotanın yüzde 10'nu müslümanlara, geri kalan yüzde 5'ni ise diğer dini azınlıklara verilmek üzere) tahsis edilmesini tavsiye etti.

Kota için gerekli niteliği taşıyanlara devlete ait eğitim kurumlarında, devlet memurluğunda öncelik tanınacak. Ancak rapor, müslümanlara verilen kotanın dezavantajlılara ve kast'ın en altındaki Hindulara tahsis edilen kotadan olması gerektiğini ve bu kotaların din temelli verilemeyeceğini, sosyal ve ekonomik mahrumiyete göre verilmesini söylüyor (Hindistan anayasası, din temelli pozitif ayrımcılığa izin vermiyor).

Yeni Delhi'deki Hindistan Uluslararası Hukuk Derneği'nden profesör Enver Sedat, Bihar'ın Munger şehrindeki fakir bir aileden geliyor. Dezavantajlı müslümanlara kota tahsisine “tamam” diyor ama meselenin, fakir müslümanların kendi ayakları üzerinde durmalarına imkan verecek şekilde nitelikli eğitim almaları için daha fazlasının yapılmasını sağlayacak bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirtiyor.

Fakat kota fikri eleştiriden azâde değil.

İzaz Ahmed'e göre “müslümanlara tahsis edilen yüzde 10'luk kota makbul değil zira kota ilkesine göre kotadan yalnızca dezavantajlı grup yararlanmalıdır. “Müslümanların hepsinin yardım eline ihtiyacı yok” diyor. Bununla birlikte, Ahmed, kota sistemine dâhil etmek amacıyla Rangnath Mişra Komisyonu'nun “Dalit Müslümanları” Kast'ın en alt kategorisine yerleştiren formülasyonuyla mûtabık.

Kongre Partisi, ülkenin kuzeyinde yeniden destek kazanmak adına müslümanlara kota fikrini kullanmakla itham ediliyor. Hindistan'ın müslüman seçmenlerinin yaklaşık yüzde 20'sinin, meclis seçimlerinde 543 seçim bölgesinden 100'ünde kayda değer etkisi var, ki kilit seçmenler olmalarını sağlamaktadır. Esasen, Kongre Partisi son meclis seçimlerinde Uttar Pradeş'te önemli kazanımlar elde etti. 80 sandalyenin 21'ni alarak ülkenin nüfusu en kalabalık eyâletinde ikinci en büyük parti oldu.

Azınlık Bakanı Selman Hurşid, Kongre'nin “dezavantajlı müslümanlara kota tahsisine ve de diğer refah tedbirlerinde olumlu eyleme/pozitif ayrımcılığa samimi bir şekilde bağlı olduklarını” söylerken siyasi analist Prof. Bidyut Chakraborty bu nevi konuşmaların “popülist” olduğunu, müslümanların oylarını amaçladığını söylüyor. Kongre'nin planlarının olumlu eylem olarak tanımlanması fikrine de yüz vermiyor. “Olumlu eyleme, hedef kitlenin ekonomik durumu esas alınarak girişilir. Söz konusu pozitif ayrımcılık, din temelli açık bir kota'dır” diyor.

Müslümanlar, 1.2 milyarlık Hindistan nüfusunun yüzde 13'nü teşkil ediyorlar. Kendilerine yönelen siyasi ilgiye rağmen, ekonomik ve sosyal hareket kabiliyeti bağlamında kayda değer bir fayda görmüş değiller.

(Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !