Nihat GÜÇ

14 Mart 2021

HZ. ÖMER Mİ DEDİNİZ?

Müsaadenizle aklıma takılan birkaç soruyu sizinle paylaşmak istiyorum bugün.

Muhataplarından Hz. Ömer'in davranışını bekleyenler, neden kendisi bir Hz. Ömer olmayı istemiyor veya denemiyor? 

Hz. Ömer'in adaletini köşe bucak arayanlar ve bunu iyilik adına dile getirmekten geri durmayanlar, Hz. Ömer'in müracaat ettiği Kur'an'dan neden uzak duruyor? 

Kur'an'a müracaat ederek emirleri doğrultusunda hareket etmek ya hesaplarına gelmiyordur bu insanların ya da tam manasıyla inanmıyordur inanılması gereken unsurlara. Ben bunu başka türlü yorumlayamadım. Peki bu durumun başka bir izahatı var mı? 

Hz. Ömer'in yürüdüğü sokaklara girmeye cesaret edemeyen kimi insan, projesini kendisinin çizdiği, şeklini; arzu, istek ve hevesine göre şekillendirdiği bu sokaklarda Hz. Ömer'in zuhur etmesini bekliyor.  

Bu gibi öneriler karşısında bir tuhaf oluyorum ki anlatılması imkansız. Sizce de çok garip bir durum değil mi?

Şurası iyi bilinmelidir ki Ömer bin Hattab'ı; Hz. Ömer yapan asıl unsur İslam'dır, Kur'an'dır, Peygamberdir, Din'dir, İman'dır. 

Adaletli davranması, zulme kalkan olması, kafirlere karşı şedit; Mü'minlere müşfik olması Kur'an ve Sünnet sayesinde ulaştığı bir durum olduğunu inkara kalkışabilecek bir kimse var mı aramızda?

Kısaca Hz. Ömer; herhangi bir hukuk fakültesinden mezun olmadığı gibi doktora yapmış biri de değildi. Günümüzdeki insanların yaptığı gibi isminin önüne konulan herhangi bir unvanı da yoktu. O sade ve sadece bir Müslüman'dı. Kafirlere aldanmaz, değil onlar gibi davranmak onlara benzemekten içtinap ettiği kadar hiçbir şeyden kaçınmazdı.

Zamanın şartlarına göre davranmak isteyen Halife Ömer, kadınlara verilen mehir ile ilgili yeni bir düşünceyi hutbe esnasında ileri sürdüğünde ayağa kalkarak ayet okuyup itiraz eden kadına: "Kadın doğru söyledi, Ömer yanıldı" demesi manidardır. Yanlıştan dönmesi onun en önemli özelliği ve erdemi değil miydi? 

Peki şimdiye kadar kim döndü yanlışlarından? Kim kabul etti hatalarını, kusurlarını, günahlarını ve eksiklerini? 

O'nun düşüncesi Kur'an'ın izin verdikleridir, önüne serdikleridir, istedikleridir. Yine Kur'an'ın yasakladığı ve izin vermediği bir yaşam şeklinden ve düşünme biçiminden de köşe bucak kaçtığı gibi başka hiçbir şeyden kaçmadı. 

Var mısınız Kur'an'a uymayan her şeyden O'nun gibi köşe bucak kaçmaya?

O, bir fikir üreteceğim diye ayetlere ve hadislere rağmen asla yeni bir düşünce, yeni bir yaşam biçimi edinmedi. Olmadık fikirleri ne savundu ne de serdetti ortalığa. "Müslümanlar düşünsel ve yaşamsal açısından ancak Müslümanlara benzerler." idealinden başka bir derdi olmadığı hepimizin malumu.

O'nun aklını, yüreğini ve düşüncesini İlahi Kelam'a teslim etmekten başka bir gayesi yoktu. Vahiyden azad edilmiş salt bir akılla Allah'a ulaşmaya çalışırken aklını ilahlaştıranlardan fersah fersah uzak durdu. Kur'an'a rağmen düşünceyi ilahlaştırmak adına yapılan yeni tasavvurları ortaya koyanlara dönüp bakmaya tenezzül bile etmedi.

İslam topraklarını kat kat genişleten bir halifeydi aynı zamanda. Savaşta ordu komutanı, mahkemede hakimdi. Camide imam, okulda müderris, çarşıda zabıta, evde sade bir babaydı. Ama günümüz insanlarının gözden kaçırdığı bir özelliği daha vardı ki: "Kur'an ne derse o." idi.

Onu başarılı kılan en önemli özelliği Kur'an tedrisinden geçmiş bir akla sahip olmasıydı. Aklını dine teslim edenlerin başında gelirdi. Ayetleri düşünceye kurban etmezdi günümüzün Avrupai tarzda düşünen ve yaşayan insanlar gibi. 

Hz. Ömer'i diline pelesenk edenlere sormak istiyorum: "Adaletini istediğiniz, kendisi gibi insanlar beklediğiniz Hz. Ömer'in hangi işi Kur'an'a muhalifti? Sahi onun hangi düşüncesi Sünnet-i Rasulullah ile uyuşmuyordu? Hangi davranışı ve duruşu sahabenin ortak bir kararı değildi? Verdiği hükümlerin hangisi Kur'an'a tersti." Söyleyebilir misiniz?

Irak'ta yeni şehirler kurulurken çizdirdiği yollar, genişliğiyle günümüze kadar gelebilmiş olması onun ileriyi gören bir yapıya sahip olduğunun en büyük göstergesi değil midir? Peki ileriyi bu kadar görebilen biri olarak  hangi teorisyenden, hangi felsefeciden, hangi dünya klasiğinden, hangi edebiyat akımından etkilendiğini ileri sürebiliriz? 

Hiç kimse O'nun düşüncesiz biri veya bayat bir düşünce sahibi olduğunu ileri sürememiştir bugüne kadar. Görünen o ki bundan sonra da böyle bir durum olmayacaktır.

Kısaca toparlayacak olursak bugünkü konumuzu, dost ve düşman hemen herkesin takdirini kazanan bu insanın hiçbir işi, hiçbir düşüncesi, hiçbir fetvası ve hükmü Kur'an'a zıt değildi.

Demek ki aklı Kur'an'a göre şekillendirerek düşünce zengini, ileri görüşlü, çağdaş ve medeni olabiliyormuş insan. 

Bilmem anlatabildim mi? Ya da sormak istediğim soruları dillendirebildim mi?