31-05-2010 09:30

İngiltere`de hanımlar akın akın İslam`a koşuyor

İngiliz The Times gazetesinde yer alan araştırmada, özellikle şu dönemde Müslümanlığı seçip tesettüre giren İngiliz kadınların `Niçin böyle bir karar verdikleri` konusu masaya yatırıldı.

İngiltere`de hanımlar akın akın İslam`a koşuyor

Geçtiğimiz ay Belçika'nın çarşaf giyilmesini yasaklamasının ardından, Fransa'da da benzer bir yasal düzenlemeye gidilmiş ve "kadın onurunu bir tehdit" olduğu iddiasıyla çarşafın giyilmesi yasaklanmıştı. Bu ay başlarında ise İtalya'da bir postanede çarşaf giyen bir Müslüman kadın 5 yüz euro cezaya çarptırıldı.

Halkının yalnızca yüzde 2'sinin kiliseye gittiği İngiltere'de ise İslamın yükselişi dikkat çekiyor. Regent's Park'taki Londra Merkez Camii, İslamı seçen İngiliz kadınların üçte ikisinin -ki bunların çoğunluğu 30 yaş altında- "yeni dinlerini resmen ilan ettikleri yer" konumunda.

2001 yılındaki nüfus sayımına göre İngiltere'de İslam dinine geçen kadın sayısı 30 bin civarındayken, Swensa Üniversitesi Göç Politikaları Araştırma Merkezi'nden Kevin Brice şu anitibarıyla bu sayının 50 bini aşmış olabileceğini söylüyor.

Soldan sağa: Sukina Douglas, Catherine Heseltine, Aqeela Lindsay Wheeler, Catherine Huntley ve Joanne Bailey

“Temel analiz gösteriyor ki giderek artan sayıda 20'li ve 30'lu yaşlarındaki üniversite eğitimi almış genç İslam dinine geçiyor" diyen Chester Üniversitesi İslami Çalışmalar bölümü öğretim üyesi Dr Mohammad S. Seddon "21'inci Yüzyıl'ın liberal, çoğulcu toplumunda mesleklerimizi ve siyasi görüşlerimizi seçme hakkımız olduğu kadar ruhani inançlarımızı da kendimizi tayin etmek istiyoruz" yorumunda bulunarak ekliyor "Dinsel bir süpermarket çağındayız. Çeşitler arasından kendimiz seçim yapıyoruz."

İslam dinini seçen İngiliz kadınlardan bazılarının görüşleri ise şöyle:

Joanne Bailey 30, Bradford “İşyerinde ilk kez tesettür giydiğimde çok gergindim. Uzun zamandır tanıdığım arkadaşlarım ne diyeceklerdi? İçeri girdiğimde bir kaç kişi "Niye türban takıyorsun? Senin Müslüman olduğunu bilmiyorduk." dedi. Güney Yorkshire'da işçi sınıfı bir ailenin çocuğu olarak İslamı seçecek belki de en son kişi bendim. Üniversiteye gitmeden önce hayatımda bir tek Müslüman bile görmemiştim. İş hayatına ilk başladığım zamanlarda "genç, bekar ve başarılı iş kadını" rolünü ümitsizce oynamaya çalışıyordum. Obsesif halde diet yapıp, alışverişe koşturuyor ve barlarda boy gösteriyordum ama kendimi asla rahat hissedemiyordum.

Sonra 2004 yılında Müslüman bir arkadaşla kahve içip sohbet ederken herşey değişti. Boynumdaki hacı gördü ve "O halde sen Tanrı'ya inanıyor musun?" diye sordu. Boynumdaki hacı dinsel nednelerle değil moda olsun diye takıyordum ve "Hayır, inandığımı sanmıyorum" dedim. Sonra da bana kendi inancından bahsetmeye başladı. Önce onu azarlayıp yanındna uzaklaştım ama sözleri aklıma takılmıştı. Bir kaç gün sonra Internet'ten kendime bir Kur'an sipariş ettim ve okumaya başladım.

Leeds Yeni Müslümanlar grubunun düzenlediği kadınlar için bir etkinliğe katılma cesaretini gösterebilmem bir haytli zaman aldı. "Ne işim var burada benim?" deyip duruyordum kendime. İçeridekilerin tepeden tırnağa siyahlar giymiş kadınlar olacağını düşünüyor ve 25 yaşındaki sarışın bir İngiliz kızının onlarla ortak bir noktası olamayacağını tahmin ediyordum. Ama içeri girdiğimde gördüm ki oradaki kadınların hiç biri baskı altında kalmış Müslüman evkadını tipolojisine uymuyordu. Hepsi doktor, öğretmen ve psikiyatrist idi ve hallerinden son derece memnun ve güvenli görünüyorlardı.

Dört yıl sonra bir arkadşın evinde kelime-i şehadet getirim Müslüman oldum. Başlarda yaptığım şeyin doğru olmadığını düşünerek biraz huzursuz oldum. Yeni bir işe başlamak gibiydi. Ama sonra alıştım."

(Kaynak: Haber 7)

 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !