Engin SERVİ
İNSANIN TEMEL SORULARINA KUR'AN’DAN CEVAPLAR -I-
İnsan, tarihinin başlangıcından beri hayatın anlamını kavrayabilmek için bazı sorular sormuş ve bu soruların cevabını aramıştır.
Rabbimizin bizler için inzal buyurduğu hidayet rehberi olan Kur'an, insanın bu temel sorularını bir bütünlük içinde net bir şekilde cevaplamıştır.
İnsan şu sorulara cevap aramıştır:
İnsan ve Dünya niçin yaratılmıştır?
Bu soruya kuran bütünlüğü içinde cevap verebilmemiz için şu soruları da sormamız gerekmektedir.
Melekler, Kitaplar, Resuller niçin gönderilmiştir?
Konuyu üç bölümde inceleceğiz…
1.Dünya ve insan niçin yaratılmıştır? dünya ve insanın yaradılışı ile ilgili konularda geçen kavramlar
3. Melekler, Peygamberler ve Kitaplar niçin gönderilmiştir?
3. Meleklerin, Peygamberlerin ve Kitapların gönderiliş gayesini anlatan ayetlerde geçen kavramların açıklanması.
BİRİNCİ BÖLÜM: DÜNYA VE İNSAN NİÇİN YARATILMIŞTIR?
Yüce Allah ölümü ve hayatı imtihan için yaratmıştır.
O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi/2)
O'nun arşı su üzerinde iken amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur. Andolsun onlara: "Gerçekten siz, ölümden sonra yine diriltileceksiniz" dersen, inkâr edenler mutlaka: "Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" derler. (Hud Suresi/7)
Göklerde ve yerde olanları insanın emrine amade kılmış
Allah kendi emriyle gemiler akıp gitsin ve O'nun fazlından ararsınız diye, sizin için denize boyun eğdirdi. Umulur ki şükredersiniz. Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.(Casiye Suresi/12-13)
Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi/29)
Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde omuzlarında (arz üzerinde) yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır. (Mülk Suresi/15)
Yere gelince, onu da (yaratılmış) varlıklar için alçalttı-koydu.Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var.Yapraklı taneler ve güzel kokulu bitkiler. (Rahman Suresi/10-11-12)
Yaratmak bakımından siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etti. Boyunu yükseltti, ona belli bir düzen verdi. Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa-çıkardı. Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi.Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı.Dağlarını dikip-oturttu; Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere. Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük-felaket' (kıyamet) geldiği zaman.(Naziat Suresi/27-34)
(Kur'an'da bir soru sorulmuşsa sorunun cevabı mutlaka bir başka ayette mutlaka verilmiştir, ayetteki sorunun cevabı Mü'min Suresi 57. Ayette verilmiştir: Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. Ancak insanların çoğu bilmezler.)
Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir. (Hac Suresi/65)
Yüce Allah dünyayı imtihan için yaratmış, yarattığı her şeyi insanın emrine amade kılmış, insanı da kendisine eş ve ortak (şirk) koşmadan ibadet etmesi için yaratmıştır.
Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.(Zariyat Suresi/56)
Bu ibadetin nasıl olması gerektiğini yüce Allah Kuran'da şöyle belirtmektedir.
De ki: 'Şüphesiz ben, ancak sizin gibi bir beşerim; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın.'(Kehf Suresi/110)
Yüce Allah yapılan ibadette hiçbir şeyin kendisine eş ve ortak (şirk) koşulmamasını istemektedir ve şirki şöyle nitelemektedir.
Hani Lukman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; 'Ey oğlum, Allah'a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür.'(Lukman Suresi/13)
Meleklerin, resullerin, kitapların gönderilişinin temel gayesi de insanları Lukman Suresi 13. Ayette bahsedilen zulumattan(zulüm kelimesinin çoğuludur) nura çıkarmaktır. Resuller kavimlerini zulumattan nura çıkarmak için onları lailahe illallaha yani tevhide çağırmışlardır.
KEVNİ AYETLER
Rab ve Melik olan Allah’tan başka ilah yoktur.
Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz? (Zümer Suresi/6)
Senin Rabbin güç yetirendir.
İki denizi (birbirine) salıp katan O'dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur. İnsanı bir sudan yaratıp onu, neseb ve sihriyyet (sahibi) kılan O'dur. Senin Rabbin güç yetirendir.(Furkan Suresi/53-54)
Allah, sizi bir za'ftan yarattı, sonra (bu) za'fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu kuvvetin ardından da bir za'f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratır. O, bilendir, güç yetirendir.(Rum Suresi/54)
Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: 'Ol' der, o da hemen oluverir.
O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatına son verilmektedir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve belki aklınızı kullanmanız için (Allah sizi böyle yaşatır). Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: 'Ol' der, o da hemen oluverir.(Mümin Suresi/67-68)
Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. Onun hükmünün peşine düşecek yoktur. Ve O, hesabı pek çabuk görendir.(Rad Suresi/41)
Göklerin ve yerin yaratılması
Orada (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: 'İsteyerek veya istemeyerek gelin.' İkisi de: 'İsteyerek (İtaat ederek) geldik' dediler. Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)'ın takdiridir.(Fussilet Suresi/10-12)
O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip-yayıyor. O'nun benzeri gibi olan hiç bir şey yoktur. O, işitendir, görendir. Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. O, dilediğine rızkı genişletip-yayar ve kısar da. Çünkü O, her şeyi bilendir.(Şura Suresi/11-12)
Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir.
O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli'dir, Hamid'dir. Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O'nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir.(Şura Suresi/28-29)
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler armağan eder, dilediğine de erkek armağan eder. Veya erkekler ve dişiler olarak çift (ikiz) verir. Dilediğini kısır bırakır. Gerçekten O, bilendir, güç yetirendir.(şura suresi/49-50)
Yere gelince, onu da (yaratılmış) varlıklar için alçalttı-koydu. Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var. Yapraklı taneler ve güzel kokulu bitkiler. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? (Rahman Suresi/10-13)
Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İkisinden de inci ve mercan çıkar. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler O'nundur. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? (Yer) Üzerindeki her şey yok olucudur; Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Göklerde ve yerde olan ne varsa O'ndan ister. O, her gün bir iştedir. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?(Rahman Suresi/19-30)
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi'dir, doğuların da Rabbi'dir. Şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık. Ve itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk; Ki onlar, Mele'i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar. (Saffat Suresi/5-8)
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiç bir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. Andolsun, Biz en yakın göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.(Mülk Suresi/3-5)
Allah gökten su indirdi
O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik. Bu, Allah'ın yaratmasıdır. Şu halde, O'nun dışında olanların yarattıklarını bana gösterin. Hayır, zulmedenler, açıkca bir sapıklık içindedirler.(Lokman Suresi/10-11)
Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı. Sonra biz güneşi ona bir delil kılmışızdır. Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir. O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır. Ve rahmetinin önünde rüzgarları müjdeciler olarak gönderen O'dur. Biz, gökten tertemiz su indirdik; Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için.(Furkan Suresi/45-49)
Görmüyorlar mı; biz, suyu çorak toprağa sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları, kendileri yemektedir? Yine de görmüyorlar mı?(Secde Suresi/27)
Bir de insan, yediğine bir bakıversin; Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık, Sonra yeri yardıkça yardık; Böylece onda taneler bitirdik,Üzümler, yoncalar, Zeytinler, hurmalar, Boyları birbiriyle yarışan ve içiçe girmiş ağaçlı bahçeler.Meyveler ve otlaklıklar, Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.(Abese Suresi/24-32)
De ki: 'Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir? (Mülk Suresi/30)
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? Sizi çift çift yarattık. Uykunuzu bir dinlenme yaptık. Geceyi bir örtü yaptık. Gündüzü bir geçim-vakti kıldık. Üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık. Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik. Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye. Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de.(Nebe Suresi/6-16)
Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik. Ve onu her kovulan şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa, onu da parlak bir ateş izler. Yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve onda her şeyden ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik. Ve orada sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık. Hiç bir şey yoktur ki, hazineleri katımızda olmasın; ancak onu belirlenmiş bir miktar olarak indiririz. Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz.(Hicr Suresi/16-22)
Ölümünden sonra toprak nasıl su ile diriliyorsa, insan da öldükten sonra dirilecektir.
Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkca göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiç bir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir. İşte böyle; şüphesiz Allah, hakkın kendisidir ve şüphesiz ölüleri diriltir ve gerçekten her şeye güç yetirendir.(Hac Suresi/5-6)
Allah, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler. Oysa onlar, bundan önce (yağmurun) üzerine inmesinden evvel umutlarını kesmişlerdi. Şimdi Allah'ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir? Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, her şeye güç yetirendir.(Rum Suresi/48-50)
Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir.(Fatır Suresi/9)
O'nun ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de elbette dirilticidir. Çünkü O, her şeye güç yetirendir.(Fussilet Suresi/39)
Andolsun, onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye soracak olsan, tartışmasız: 'Onları üstün ve güçlü (aziz) olan, bilen (Allah) yarattı' diyecekler. Ki O, yeri sizin için bir beşik kıldı ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti. Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi 'dirilttik (ve her yanına yeniden hayat) yaydık'; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız. Ki O, bütün çiftleri yarattı ve sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyleri var etti. Onların sırtlarına binip-doğrulmanız, sonra doğrulduğunuz zaman, Rabbinizin nimetini zikretmeniz ve: 'Bunlara bizim için boyun eğdiren (Allah) ne yücedir, yoksa biz bunu (kendi hizmetimize) yanaştıramazdık' demeniz için. Ve biz elbette, Rabbimize çevrilip-döneceğiz.'(Zuhruf Suresi/9-14)
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiç bir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da. Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) diriliş de böyledir.(Kaf Suresi/6-11)