Şükrü HÜSEYİNOĞLU

05 Ocak 2009

İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE

Dünya karasal olarak 149 milyon kilometrekare. Gazze ise, yalnızca 365 kilometrekare. Dünyanın nüfusu 7 milyar, Gazze’nin nüfusu ise sadece 1 buçuk milyon. Bu rakamlara bakıp bir de bugün yaşanmakta olanları göz önüne getirince, şimdiye dek çokça olduğu gibi bir kere daha mânânın karşısında matematiğin acziyete düşüşüne tanık olmaktayız.

 

Gazze’nin dünya istikbarı karşısındaki onurlu duruşu, direnişi ve adanışı karşısında pozitif bilimlerin tüm verileri alt üst olmuş durumdadır.

 

Bugün matematiksel verilerin aksine tüm insanlık, 365’in 149 milyondan büyük olduğunu açıkça görüyor, teslim ediyor. Aynı şekilde 1 buçuk milyonun nasıl da 7 milyardan daha büyük olabileceğini hayretler içinde müşahade ediyor.

 

365 metrekarelik Gazze, 149 milyon metrekarelik dünyanın onurunu kurtarıyor. Hâlâ dünyada insan kalarak yaşanabileceğinin somut örnekliğini sergiliyor. 1 buçuk milyon Gazeli de, 7 milyarlık insanlık ailesine, teslimiyet karşısında direnişin, değersizleştirilme karşısında değerlere sahip çıkmanın, kimliksizleştirilme karşısında kimliğe sarılmanın, seyircileştirilme karşısında müdahil olmanın, onursuzluğa mahkumiyet karşısında insan onurunu tutup ayağa kaldırmanın unutulmayacak dersini veriyor.

 

Gazze ve Gazzeliler insanlığa öğretmenlik yapıyor, yerlerde sürüklenen insaniyeti yeniden diriltmek adına insanlığın önünde kararlılıkla yürüyor.      

 

Gazze, mânâdan koparılmış, değersizleştirilmiş, kimliksizleştirilmiş, kişiliksizleştirilmiş, tektipleştirilmiş, seyircileştirilmiş insanlık ailesine mânâyı güçlü bir şekilde yeniden hatırlatıyor. Değeri, kimliği, kişiliği insanlığın gündemine taşıyor. İnsanın satın alınamayacak değerlere sahip olduğunu/olması gerektiğini tüm varlığını ortaya koyarak öğretiyor insanlığa.

 

“Reel politik”, “dünyanın gerçekleri”, “uluslararası dengeler” gibi kimliksizliğin, tavırsızlığın, taraf olamamanın/tarafını belli edememenin süslü fakat aşağılık jargonunu paramparça ederek, adeta bir maskeli balo salonuna dönüşen dünyada inandığı yolda yürümenin, duruş sahibi olmanın, güce karşı "söz"den yana olmanın dersini veriyor Şehid Gazze.

 

Gazze, tüm baskı ve dayatmalara karşın emperyalizmin kurgulayıp beslediği siyonist işgali ve işgalci siyonist çete devletini meşru kabul etmemekte direnerek, gasıp ve zalimlere teslimiyetin insanlığın kaderi olmadığını öğretiyor.

 

Her şeyin metalaştırıldığı, alınıp satılan bir metaya dönüştürüldüğü bir dünya kurgusunu, kararlı direnişiyle yerle bir ediyor.

 

Kudüs davasına sonuna kadar sadık kalan ve hem tüm Filistin'in hem de İslam ümmetinin yükünü omuzlamaktan geri kalmayan Şehid Gazze bu onurlu duruşunun bedelini ödeyerek “değer”in her türlü fiyatın üzerinde olduğunu öğretiyor.

 

Gazze, insaniyetin, izzetin, şahsiyetin tanıklığını yapıyor, kendisini ateşlere atarak insanlığı aydınlatıyor. İnsanlığın önünde sönmeyen bir meşaleye dönüşüyor.

 

Gazze, yıldırılamayan, sindirilemeyen şehadetiyle nicedir gündemlerden düşmüş/düşürülmüş bulunan mânâyı yeniden insanlığın gündemine taşıyor. Anlamsızlaştırılan, değersizleştirilen, metalaştırılan hayatı yeniden anlamıyla buluşturuyor.

 

Gazze şahid oluyor, Gazze şehid oluyor. 1 buçuk milyonluk Gazze, 7 milyarlık insanlık aleminin önünde kararlılıkla yürüyor. Şehid Gazze, insanlığa unutamayacağı dersler veriyor. Sahici öğretmenlere hayati derecede ihtiyaç duyduğu bu değersizlik çağında insanlığın önünde hikmeti yol azığı edinmiş bilge bir öğretmen olarak yürüyor.