İnsanlık, bebek katili İsrail`e karşı harekete geçmeli
Ahmet Varol, bugünkü yazısında, insanlığı, emperyalizmin tetikçisi siyonist işgalciye karşı harekete geçmeye çağırıyor.
İslam dünyası konusunda nitelikli araştırma ve yayınları bulunan Ahmet Varol, bugün Vakit gazetesinde yer alan yazısında, insanlığı, emperyalizmin tetikçisi siyonist işgalciye karşı harekete geçmeye çağırıyor. Varol'un yazısını hep birlikte okuyalım:
İşgalcinin azgınlığı
Siyonist işgal devleti, uluslar arası emperyalizmle işbirliği içine girerek Gazze ahalisini açlığa mahkûm etmeyi, hastalarının tedavisini, hamile kadınların hastanelerde sağlıklı bir şekilde çocuklarını dünyaya getirmelerini engellemeyi yeterli bulmuyor.
Uygulanan insanlık dışı ambargo ve ablukayla Gazze’de her gün birilerinin tedavilerinin engellenmesi sebebiyle hayata veda etmeleri Siyonist saldırganların gözlerini doldurmuyor.
Hırs, kişilere, toplumlara, sistemlere ve oluşumlara göre farklı bir şekilde kendini gösterir. Yahudiler mal ve servet konusundaki hırslarıyla tanınmışlardır. Fakat Filistin topraklarını işgal altında tutmakta ısrarlı davranan Siyonistler aynı zamanda öldürme, katletme, yok etme, eziyet, işkence ve saldırganlık konusundaki hırslarını gizlemiyorlar. Bu hırslarının onlara çoğu zaman zarar getirmesine rağmen yine de öldürmek onlara zevk veriyor. Bu tutumları, aşırı kumar düşkünü birinin tutumuna benziyor. Böyle kumar hastası biri kaybettiği zaman yeni oyun oynamaya daha fazla hırslı olur. Cebindeki para biterse üstündeki ceketini çıkarır.
Dolayısıyla işgalci Siyonistlerin saldırganlıklarının ve cinayetlerinin onlar açısından kazanım olduğu sanılmamalı. Bugün Filistin topraklarını işgal altında tutan Siyonistlerin en önemli sorunları güvenlik sorunudur. Saldırganlıkları ve cinayetleri bu sorunlarını daha da çetrefil ve içinden çıkılmaz hale getiriyor. Filistin topraklarına yerleştirilen Yahudi göçmenler arasında gerçekleştirilen anketlerde, çoğunluğun diyalogdan yana tavır sergilemesinin sebebi de budur.
Siyonist devletin saldırganlığına gerekçe olarak Filistin direnişini göstermesi de kimseyi yanıltmamalı. Filistin İslâmî Direniş Hareketi ve diğer direniş hareketleri, işgal devletine birçok kez uzun vadeli ateşkes teklifinde bulundular. Ateşkes tabii ki iki taraflı olur. Filistin topraklarını haksız bir şekilde işgal altında tutanlara ateşkes yoluyla güvence sağlanırken, o toprakların asıl sahiplerine yönelik tehdidin devam etmesini kabullenmek elbette mümkün olamaz. Ama Siyonistler dediğimiz gibi öldürme, cinayet ve vahşet konusundaki hırslarından dolayı kendilerine saldırma hakkının tanınmasını, vatanlarını savunanların ise ateşkese bağlı kalmalarını istiyorlar. Bundan dolayı, bazı aracıların gözetimi altında ateşkes gerçekleştirildiği zamanlarda bile saldırdı ve cinayetler gerçekleştirdiler. Çünkü Siyonist devletin öldürmeden, katletmeden ayakta kalamayacağı inancına kilitlenmiş durumdalar. Oysa bu politika, dediğimiz gibi işgalcilerin en çok başlarını ağrıtan güvenlik sorununun büyümesinden, iyice içinden çıkılmaz hale gelmesinden başka bir sonuç getirmiyor onlar için.
Siyonist işgalciler, uluslar arası veya bölgesel alanda havanın sisli olduğu dönemleri, öldürme, katletme, saldırma hırslarını tatmin için fırsat olarak değerlendiriyorlar. Ne zaman kendi saldırganlıklarını kısmen de olsa gölgede bırakacağını umdukları bir gelişme olsa hemen fırsatı değerlendirmeye ve şiddetlerinin trendini artırmaya çalışıyorlar. Tahmin ediyoruz ki son dönemde de Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik operasyonunun ve Kosova’nın bağımsızlığının ilan edilmesiyle birlikte yaşanan gelişmelerin oluşturduğu havadan yararlanmaya çalıştılar.
İşgal güçlerinin son günlerde gerçekleştirdikleri hava ve kara saldırılarında günde ortalama yirmi kişi şehit edildi. Bu konudaki haberler gerek gazetemizde ve gerekse muhtelif haber kaynaklarında yayınlandığından burada tafsilatına girmeyeceğiz. Ama özellikle çocukların hedef alındığı iğrenç saldırılara dikkat çekmek istiyorum. Siyonist işgalcilerin Filistinli çocukları katletmekten özel bir zevk aldıklarını bundan önce gerçekleştirdikleri saldırılardan da biliyoruz. Babasının arkasına sığınan Muhammed Cemal ed-Durre’nin tüm insanlığın gözlerinin önünde katledilişini unutmuş değiliz. Şimdi de evlerinin önünde oynayan çocuklar topluca füzelere hedef olarak katlediliyorlar. Sadece Filistinli değil, Mısırlı çocuklar bile Siyonist işgal güçlerinin son günlerdeki saldırılarında hedef alındılar. Hiç kimse bu saldırıların ve cinayetlerin hedef sapmasından ileri geldiği zannına kapılmamalı. Dediğimiz gibi, bu cinayetler tamamen Siyonistlerin çocukları katletmekten özel zevk almalarından ileri geliyor.
Siyonist vahşet, tüm insanlık adına bu çağın bir yüzkarasıdır. Siyonist vahşetin bu derece cüretkâr olabilmesi bütün insanlık için utanç vericidir. İnsanlığın artık bu yüz karasından kurtulması gerekiyor. Herkes bir şeyler yapmanın yollarını araştırmalı.