13-06-2008 17:56

Irak İslami Direniş Cephesi: Etnik ve mezhebi çatışma ABD patentli

`ABD askerlerinin hiç girmediği bölgelerde bu tür etnik veya mezhepsel çatışmalar söz konusu olmuyor. Biz kesinlikle eminiz ki nerede mezhepsel veya etnik çatışma varsa arkasında muhakkak ABD vardır. Onlar çatışmaları körüklemek için her iki taraftan da suikastlar yapıyorlar.`

Irak İslami Direniş Cephesi: Etnik ve mezhebi çatışma ABD patentli

Irak İslâmi Direniş Cephesi’nin (Jaami) askeri kanadı olarak bilinen Selahaddin Eyyubi Tugayları’nın sözcüsü Dr. Seyfeddin Mahmud ile Irak’taki direnişi konuştuk. Irak’ta direniş adı altında her gün rastgele yapılan ve masum sivillerin canlarına kasteden saldırılardan son derece rahatsız olduklarının altını ısrarla çizen Mahmud, tek hedeflerinin Irak işgal güçleri olduğunu ısrarla vurguladı.

- Bize biraz Camii’den (Jaami) bahseder misiniz? Sizi Irak’taki diğer gruplardan ayıran özellik nedir?

- Irak İslâmi Direniş Cephesi sadece silahlı bir örgüt değil aynı zamanda eğitim ve kültür faaliyetleri de yürüten bir yapılanmadır. Irak’ın birçok yerinde ofisleri olan ve direniş ile birlikte sosyal çalışmalar da yapan bir harekettir. En büyük özelliği de özellikle silahlı kanadı için söylüyorum, sadece işgal güçlerini hedef alması bunun haricinde hiçbir siyasi görüş ve taraftaki insan ve grupları hedef almamasıdır.

- İşgalin başlamasıyla ABD güçleri Irak ordusundan beklenen hiçbir direnişle karşılaşmadı.Asıl direniş ise işgalden sonra kendisini gösterdi. Bu bir taktik miydi yoksa birtakım ihanetler mi söz konusuydu?

- Aslında Bağdat’ın güneyinde ciddi direnişler gösterildi. Ama ordunun içinde ihanetlerin olduğu doğru, yani “hiçbir direniş olmadı” demek yanlış olur zayıf da olsa bir direniş gösterildi. Bizim orduyla herhangi bir bağımız olmadığı için askeri direnişin boyutlarını tam olarak bilemiyorum. İşgalin ilk gününden itibaren biz kendi direniş hareketimizi oluşturduk ve direnişe başladık.

ASKERİ CEPHANELİKLERİ ELE GEÇİRDİK

- Direniş için silahları nereden buldunuz?

- Biz aslında işgalden önce direniş için hazırlığa başlamıştık. Eğer işgal olursa hazırlıklı olalım diye düşünüyorduk. İşgal ile birlikte ordunun dağıldığını görünce orduya ait cephanelikleri ele geçirdik. Silah ihtiyacımızın büyük bir kısmını ordunun cephaneliklerinden sağladık. Bununla birlikte zaman içinde kendi silahlarımızı da üretebilecek hale geldik.

- Ne tür silahlar üretebiliyorsunuz?

- Ürettiğimiz silahlardan ilki Sinan 1 isimli bir füze. Daha sonra cemaatimizin adını taşıyan Camii adıyla bir elbombası ürettik. Ayrıca askeri araçlara karşı kullandığımız mayın ve bomba düzeneklerini kendimiz üretebiliyoruz.

- Söyledikleriniz kısmen kompleks silahlar. Bunları nerede imal ediyorsunuz?

- Bunları ürettiğimiz pek çok atölyemiz var. Silahlarımızı oralarda üretiyoruz.

BİR TEK SİVİLE BİLE ZARAR VERMEDİK

- Irak’ta her gün patlamalar yaşanıyor. Bu patlamalarda çoğu kez de siviller hayatını kaybediyor. Kimler ve neden bu saldırıları gerçekleştiriyorlar?

- Biz başta da söylediğim gibi sivillerin olduğu hiçbir yere saldırı yapmıyoruz. Sadece askeri hedeflere saldırıyoruz. O nedenle sivil ölümlerinden kesinlikle parmağımız yok. Ancak diğer silahlı gruplar bu işleri yapıyorlar. Bunun yanında işgalci güçler ya da onlarla birlikte çalışan gruplar bu tür patlamaları gerçekleştiriyorlar. Ayrıca yurtdışı bağlantısı olan ve Irak’ı kaosa sürüklemek isteyen grupların da bu patlamalarda önemli bir katkısı var. Bunu yaparken de meşru Irak direnişinin itibarını zedelemeyi özellikle ihmal etmiyorlar. Biz Allah’a verdiğimiz söz gereği asla sivillerin kanlarına ellerimizi uzatmayacağız.

Yapılan bu tür saldırıları da kesinlikle kabul etmiyor ve kınıyoruz. Şu ana kadar işgalcilere karşı gerçekleştirdiğimiz askeri operasyon sayısı 4 bin civarındadır. Bunların 400 tanesini görüntüye kaydetmişizdir ve bir tanesinde dahi bir sivilin hayatını kaybettiğini göremezsiniz.

- Yaptığınız operasyonlarda ne kadar işgalci askeri hayatını kaybetti ya da zarar gördü?

- Tam net olmamakla beraber 40 bin işgalci askerin öldürüldüğünü söyleyebiliriz.

- 40 bin askeri sizin cemaatiniz mi öldürdü, yoksa Irak işgalinde ölen toplam işgal güçleri sayısı mı?

- Irak işgalinde ölen toplam işgal güçleri askerlerinin sayısı bu.

- Irak’ta sürekli bir mezhep çatışmasından bahsediliyor. Nedir bu çatışmaların boyutu?

- Özellikle Bağdat’ta daha önce devlete bağlı milis güçler ile kaosçu diye bahsettiğimiz komşu ülkelerden beslenen bazı güçler bu mezhepsel çatışmayı körüklüyorlar. 

İŞGALİN GETİRDİĞİ HİÇBİR ŞEYİ KABUL ETMİYORUZ

- Mevcut Irak hükümetine nasıl bakıyorsunuz?

- İşgalin getirdiği bir hükümettir. Biz işgalin getirdiği hiçbir şeyi kabul etmiyoruz. İşgal devam ettiği sürece de siyasi hiçbir çabanın içinde olmayacağız. İşgal gölgesindeki bir hükümet kabul edilemez.

- ABD’nin Irak’tan çekilmesiyle bölgede çok ciddi etnik ve mezhepsel çatışmaların yaşanacağı görüşü var. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

- Hayır çünkü gerçek bunun tam aksidir. ABD askerlerinin hiç girmediği bölgelerde bu tür etnik veya mezhepsel çatışmalar söz konusu olmuyor. Biz kesinlikle eminiz ki nerede mezhepsel veya etnik çatışma varsa arkasında muhakkak ABD vardır. Onlar çatışmaları körüklemek için her iki taraftan da suikastlar yapıyorlar.

IRAK KENDİ HALİNE BIRAKILIRSA BÖLÜNMEZ

- İşgal devam eder,siyasi süreçte böyle seyrederse, Irak üçe bölünebilir mi?

- İşgal güçlerinin Irak için öngörüsü şudur. Dışarıda bir ama içeride bölünmüş zayıf ve kendisini koruyamayan, sömürüye açık bir ülke. Mevcut hükümetin izlediği politika ne yazık ki Irak’ı bölünmenin eşiğine getirecek. Ancak hükümetin içinde de farklı sesler çıkıyor. Bir kısmı federasyonu savunuyor. Bir kısmı tamamen bölünmeyi düşünürken, az bir kısmı ise toprak bütünlüğünün korunmasından yana.

- ABD işgale başlarken koyduğu hedefe ulaşabildi mi?

- Tam tersi Amerika çok büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Direnişin Irak’ta bu kadar güçlü olacağını beklemiyordu. Bu direniş sebebiyle de birçok projesini ertelemek ya da durdurmak zorunda kaldı. Ne yazık ki Irak içinde birçok grup ABD’nin bu projelerini gerçekleştirmek için ciddi destek veriyorlar. Biz de direniş olarak onların emellerine ulaşamamaları için elimizden geleni yapıyoruz. Hatta şu an gerçekleştirilen ABD seçimlerinde bile direnişin izlerini görebiliriz. Direnişin Irak’taki başarısını kendi aralarında bir suçlama bir baskı unsuru olarak kullanıyorlar. Birçok başkan adayı direniş yüzünden Irak işgalinin büyük bir hata olduğunu savunuyorlar. Biz de ABD kongre üyelerine Irak’ta yaptığımız eylemlerin cd'lerini gönderiyoruz. Onlar çocuklarının burada güllerle karşılanacağını düşünüyorlar galiba. Biz de onları burada nasıl karşıladığımızı gösteriyoruz. 50’den fazla kongre üyesi bu gönderdiğimiz cd'leri seyretti.

ABD HER GÜN KAYBEDİYOR

- ABD’nin askeri ve siyasi kayıpları konusunda özellikle medyaya yansıyanlar ile gerçekler arasında nasıl bir fark var?

- Bir kere cephanelik ve personel olarak savaş meydanında günlük ciddi kayıpları söz konusu. Siyasi olarak da direniş karşısında ABD’nin kaybettiğini gözlemlemek mümkün. Aslında Irak’taki bölünme çabaları ve oluşturulmaya çalışılan iç savaş ABD’nin bu savaşı kaybettiğinin bir göstergesidir.

ABD’nin şahin politikacılarının görevlerinden uzaklaştırılmaları bu başarısızlığın bir diğer göstergesidir. Öte yandan Irak direnişinin ABD ekonomisine verdiği zararı son dönemde ABD’de bir biri ardına yaşanan ekonomik krizlerde görüyorsunuz.
Askeri olarak da Irak’ta görev yapan birçok ABD askeri kaçıyor ve yeni asker bulmakta da çok ciddi sıkıntıları var. Zaten bölgedeki ABD askerlerinin birçoğu psikolojik olarak rahatsız. Şimdiye kadar 24 ABD askeri intihar etti. Bu verdiğimiz rakamlar sadece 2007 yılı istatistiğidir.

- ABD’nin Hollywood sinema sanayi ile tüm dünyaya pompaladığı bir yenilmezlik imajı var. Savaşla birlikte siz de böyle bir imajdan etkilenmiş miydiniz?

- Biz Müslümanlar olarak bir kere bu yalanlara hiçbir zaman inanmadık. Biz her şeyin Allah’ın elinde olduğunu biliyoruz. Zaten Irak direnişi de bu efsanenin ne büyük bir yalan olduğunu ispat etmiş oldu. Hatta pek çok operasyonda onların nasıl kaçtıklarını, saklandıklarını ve dahi kadınlar gibi ağladıklarını gözlerimizle gördük.

- İşgal güçlerinin Irak’ta yürüttüğü insan hakları ihlalleri zaman zaman gündeme geliyor. Yaşanan ihlallerin ölçüsü nedir?

- İşgalin bu şekilde gerçekleşmesi zaten başlı başına bir insan hakları ihlaliydi. Hiçbir insan hakları ihlali kalmadı ki işgal süresince gerçekleştirilmemiş olsun. İşte kadınların kaçırılması, sivillerin öldürülmesi, insanların işkenceye maruz bırakılması, gece baskınları, gasplar, cinayetler hepsi işgal güçleri tarafından yapıldı.

Irak’ta resmi 4 büyük hapishane var ve bu hapishanelerde her türlü insan hakları ihlali tüm dünyanın gözleri önünde yapılıyor. Hatta birçok insan hapishaneye bile getirilmeden, evlerinde ya da bilinmeyen yerlerde infaz ediliyor işkenceye tabii tutuluyorlar.

(Röportaj: Cevdet Kılıçlar / Vakit)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !