İran için yeni taktik: Sağdan yaklaş!
`Son günlerde, gerek Batı’dan, gerekse İranlı muhaliflerden gelen açıklamaları değerlendirince, yeni bir söylemin ve taktiğin olgunlaşmaya başladığını fark etmek mümkün.`
İslam ve Hayat
Taraf yazarı Yasemin Çongar, "Batı’nın İran ikilemi ve yeni bir taktik" başlıklı yazısında İran için yeni bir sürecin başladığını iddia etti. Çongar, İran'daki muhalefetin sistem karşıtlığından beslenmediğinin anlaşılması üzerine geliştirilen yeni taktiğin iki konuşmada kendisini hissettirdiğini yazdı. İlk açıklama ABD Başkanı Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı, eski Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı emekli Orgeneral James Jones’a ait. Jones şöyle demiş:
“İran’ın içinde çok ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz. Biz şimdi rejimin sorunlarını, çok sert yaptırımlar tasarlayıp, bunları uygulayarak arttıracağız. Bunlar yumuşak yaptırımlar olmayacak... Ve bütün bunların bileşkesi, bir rejim değişimini tetikleyebilir.”
İkinci konuşma ise ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ait. Clinton söyledikleri, bu yeni hesabı büyük ölçüde deşifre eder nitelikte:
“Biz İran’daki yönetimin, ülkenin dinî liderinin, Cumhurbaşkanı’nın ve Meclis’inin giderek güçsüzleştiğini ve İran’ın askerî bir diktatörlüğe doğru ilerlediği kanısındayız.”Yasemin Çongar bu iki konuşmayı şöyle yorumluyor:
"Bu sözün meali:
“İslam Devrimi elden gidiyor. İran rejiminin siyasi ve dinî bekçileri etkisini yitiriyor; yerlerini, onları bir kukla gibi kullanan Devrim Muhafızları alıyor. İran, teokratik bir cumhuriyet olmaktan çıkıp, Devrim Muhafızları’nın diktatörlüğüne dönüşüyor.”
Bu yeni bir analiz değil ama üst düzey bir Amerikalı yetkilinin bu analizi dillendirmesi yeni bir durum. Kuşkusuz, zamanlaması da manidar; Clinton, yaptığı rejim analiziyle, İran’a karşı planlanan yaptırımların niteliğini de haber veriyor aslında:
Yeni yaptırımlar İran toplumunu, İran’ın dinî liderlerini ve siyasetçilerini değil, onları giderek marjinalize eden ve ülkenin nükleer programının kontrolünü elinde tutan Devrim Muhafızları’nı hedef alacak.
İlginçtir, Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı muhalif hukukçu Şirin Ebadi de, pazar günü, “Toplumu zor durumda bırakan iktisadi yaptırımlar yerine, Devrim Muhafızları’nı sıkıştıracak önlemler alınsın” diyordu. Bu çağrının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gündemine gelecek yeni yaptırım paketinde karşılığını bulması sürpriz olmayacak. Amaç, İran halkına ve Devrim’e sahip çıkan reformcu siyasetçilere, “Biz Devrim’e karşı değiliz; biz İran’ın dönüştüğü baskı rejimine ve onun muhafızlarına karşıyız” mesajını vermek...
Yine de, Devrim Muhafızları’nın İran’ın diğer otoritelerinden ayrı tutulması, Batı’nın “rejim değişikliği”nden İslam Devrimi’nin iptalini değil reformunu, hatta özüne dönmesini anlamaya başladığı yönünde bir işaret. Bu işaretin ışığı ise Batı’dan ziyare, Doğu’dan, İran’ın kendisinden geliyor.
İranlı “yeşil” muhalifler, İslam Devrimi’nin ideallerine karşı değil, günahlarına karşı ayaklandılar... Galiba Batı da bunu anlıyor artık."