İsmailağa, Ehl-İ Sünnet anlayışı üzere bir topluluk mu?
Kutub, gavs gibi, kainat ve insanlar üzerinde (haşa) tasarruf etki ve yetkisine sahip olduğu kabul edilen `ricalul gayb` şirk inancının tam göbeğinde bulunan, yaşayan veya ölmüş şeyhlerden istimdadda bulunmayı dini bir öğreti olarak vaz eden, rabıta inanç ve pratiğiyle `aracı ilah` şirk anlayışını yaşatan batınilik temelli inanç sahibi bir topluluğun `Ehl-i Sünnet anlayışı` çerçevesinde değerlendirilmesi, tabii ki abesle iştigal, maalesef apaçık bir cehalet ürünüdür.
"Ehl-i Sünnet" mefhumu konusunda öyle bir kavram ve algı kargaşası var ki, "Herkesin Ehl-i Sünnet'i kendine" desek yeridir.Aslında tarihsel olarak Ehl-i Sünnet olarak nitelenilmesi gereken yaklaşım biçimi, aralarında çok önemli usul ve dolaysıyla fıkhi yaklaşım farkları bulunmakla birlikte, dört Sünni fıkıh mektebinin oluşturduğu müktesabattır diyebiliriz.Ne var ki iş burada kalmamış, çeşitli felsefi/kelami ekoller ve dahası nevi şahsına münhasır bir kültür olan tasavvuf anlayışları da kendilerini "Ehl-i Sünnet"in içinde konumlandırarak meşruiyet ihtiyacını bu şekilde karşılamaya çalışmışlardır.Dün okuduğum bir köşe yazısında İsmailağa tarikatından "Ehl-i Sünnet İslam anlayışını benimseyen bir cemaat" şeklinde söz edilmesi beni bu değiniyi yapmaya sevk etti.Kutub, gavs gibi, kainat ve insanlar üzerinde (haşa) tasarruf etki ve yetkisine sahip olduğu kabul edilen "ricalul gayb" şirk inancının tam göbeğinde bulunan, yaşayan veya ölmüş şeyhlerden istimdadda bulunmayı dini bir öğreti olarak vaz eden, rabıta inanç ve pratiğiyle "aracı ilah" şirk anlayışını yaşatan batınilik temelli inanç sahibi bir topluluğun "Ehl-i Sünnet anlayışı" çerçevesinde değerlendirilmesi, tabii ki abesle iştigal, maalesef apaçık bir cehalet ürünüdür.Biz bu değerlendirmeyi, bir topluluğu tahkir etmek gayesiyle yapıyor değiliz. Bu, hakkı tavsiye temelli bir teşhisten ibarettir.Bizim İsmailağa ve diğer tüm topluluklara çağrımız, Âl-i İmran suresi 64. ayetin çağrısından ibarettir:"De ki: Ey Kitap ehli, bizimle sizin aranızda ortak olan bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız diğer bir kısmımızı rabler edinmeyelim. Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki; Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız."(Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !