21-01-2009 11:20

İsrail için sonun başlangıcı

Yvonne Ridley, Gazze yenilgisinin siyonist rejim için sonun başlangıcı olduğunu yazdı.

İsrail için sonun başlangıcı

Yvonne Ridley, Gazze yenilgisinin siyonist rejim için sonun başlangıcı olduğunu yazdı. İşte Ridley'in konuyla ilgili makalesi:

İsrail için sonun başlangıcı

Yvonne Ridley

İsrail başbakanı Ehud Olmert, başarısız siyonist projenin üzerine kapaklanan mağlubiyetten laf ebeliğiyle zaferin kırıntısını bile çıkaramaz.

Basitçe, İsrail'in sonunun başlangıcıdır bu.

İsrailin askeri bakımdan ispatladığı tek şey, masum kadınları ve çocukları öldürmede kimsenin kendisiyle yarışamayacağıdır. Filistin halkının varlığını ortadan kaldırmayı dileyen soykırımvâri güdüsüyle kendisine ölümcül bir darbe vurmuş oldu.

İki yıl önce Lübnanda Hizbullahtan aldıkları yenilgiyle bozulmuş ve aşağılanmış bir şekilde geri çekildikten sonra Gazze halkına karşı kolay bir zafer elde edeceklerine inanırlarken düşmanı hafife aldığında neler olacağını bir kez daha öğrendiler.

Siyonist bombalar karadan, hava ve denizden dar sahil şeridini döverek Gazze'nin bazı bölgelerini enkaz yığınına çevirdi. Kasıtlı olarak George W. Bush'un ABD başkanlığının son haftalarına ve İsrail seçimlerinin öncesine getirilmiş acımasız ve vahşi bir kampanyaydı.

Olmert ve bir savaş suçlusu ve teröristin kızı olan Tzipi Livni (Armut dibine düşermiş, değil mi?) Haması nasıl ezeceklerine ve Kassam roketlerinin İsrail içlerine fırlatılmasına nasıl son vereceklerine dair atıp tutuyorlardı.

Ve yine masumları oynayan Siyonist Devlet, gübre yakıtıyla çalışan ve evvelemirde Filistinlilerden çalınmış topraklara yönelen - kaderin cilvesine bakın -çelimsiz ve az sayıdaki füzeyi durdurma ihtiyacı iddiasıyla dünyanın dördüncü büyük ordusunun tasmasını çözerek yeryüzünün nüfusu en yoğun bölgesinin üzerine saldı.

Kafaları ve kalpleri kazanmaya çalıştılar ve Haması ve onun taraftarlarını TV, gazete köşeleri vasıtasıyla eritip gözden düşürme işine dalacak Siyonist düşünce kuruluşlarının desteğini yedeklerine aldılar. Hamasa yöneltilen ithamların bazıları saçmalık hârikasıydı ve komisyoncu editörlerden başka hiçkimse kanmadı.

Bu makaleyi yazarken Avrupalı liderlerle birlikte basın toplantısında konuşan ve İsrail askerlerinin Gazze'yi "mümkün olduğunca çabuk" terk etmelerini istediğini söyleyen Olmert'i BBC'de izliyorum şu an. Bu arada Başbakan İsmail Haniye, el-Aksa TV'de halkını sergiledikleri cesaret ve yiğitlikten dolayı övüyor ve İsrail'e karşı büyük bir zafer kazandıklarını söylüyor.

Ve hakikat, büyük bir zafer kazandılar.

Haması ezme güdüsü hüsrana uğradı; filvâki, savaşa karşı yürüyen milyonlar gururla ve yüksek sesle ilan ettiler: "Hepimiz Hamasız." Haykırışlar, Gazze halkına karşı savaş açtıklarında, o nefes kesici kibirleriyle dünyanın kendilerine arka çıkıp alkışlayacağına inanan Olmert, Livni ve ortağını şoka soktu. Beklediklerinin yerine gezegendeki hemen hemen her şehirde gösteriler, ayaklanmalar, anarşi ve öfke boşaldı. Yeni bir muharebenin başladığı andı: "Halkın Gücü politikacıların gücüne karşı." ve "biz", halklar kazandık.

Bir aralar İsraili desteklediklerini söyleyen politikacılar kendileriyle Tel-Aviv arasına mesafe koymaya başladılar. Göbek dansı yapan Arap liderler sürüsü başka türlü kıvırmaya başlarlarken Arap dünyasının en vahşi diktatörlerinden bazıları, gerçek veya hayal, her köşede darbe ve tezgah planları görerek vatandaşları üzerindeki otoritelerini ağırlaştırdılar.

Arsız "dolar ulemâsı" gösterilerin haram olduğunu iddia eden fetvalar düzdü....Danimarka'da Hz. Muhammed'le (S.A.V) alay eden sefil karikatürler yayınlandığında kızgınlığımızı göstermek için bir araya gelen ve yürüyüşe geçen bizlere bu şeyhler methiyeler düzmüşlerdi. Bu iki yüzlülükleri onların ne güne durduklarını ifşa etmektedir – şerefsiz yahut haysiyetsiz adamlar.

İsrail büyükelçisine tekmeyi basan Hugo Chavez ve onun peşinden giden Bolivya gibi devrimci figürler Ortadoğuda olsalar iyi olur.

Ama İsraile en yıkıcı hamle, bu haydut devletle ticari ilişkilerini kesen Körfezdeki müttefiki Katar Emiri'nden geldi.

Halen kaç İsrail askerinin öldüğünü bilmiyoruz...Olmert'in sessiz kalmaya çalıştığı bir mesele. Tel-Aviv'de cenaze törenleri yapıldığı görülmüyor televizyonlarda. Amerikan ve Avrupa medyasına masumları oynamaya alışkın İsrailliler, yaslarını dünyaya alenen gösteremiyorlar. Ölenlerin anneleri, eşleri, kızları, bir diğer başarısız askeri harekâttan dolayı İsrail hükümetini suçlamak isterler diye mi acaba?

Olmert, önceki hafta Aşkelonda tezahürat yapan bir kalabalığa hoşça vakit geçirerek George W. Bush'a telefon açtığını, Philadelphia'da yaptığı bir konuşmayı yarıda kestirip Condaleezza Rice'a onun kaleme aldığı BM kararı lehinde oy kullanmaması doğrultusunda tâlimat vermesini söylediğini anlatmıştı. Olmert, kalabalığın tasdik uğultusu arasında Bush'un kendisine söylenileni yaptığını belirtti

Barak Obama ve Hillary Clinton not alırlar umarım.

Ve ümit ederim ki demokratik seçimle iş başına gelmiş Hamas'ın şehirde oturulacak ve görüşme yapılacak tek taraf olduğunun farkına varırlar. Başarısız Filistinli lider Mahmud Hamas artık savaş zayiatı (collateral damage) olarak görülmelidir. İtibarı kayboldu ve utanç verici bu süreç içerisinde İsraille yaptığı her hangi bir anlaşma çok geçmeden ortaya çıkacaktır. Sırası gelmişken, Gazze'deki lüks villasının şarapnel, top ve mermi izinden azade kalmış tek bina olduğunu anlıyorum. Affı olmayan bir saldırıya mâruz kalmış bir semtte ayakta kaldı. Eğlenceli!

Gazze, öncekinden daha güçlü bir şekilde, halkıyla birlikte enkazın üzerinden doğrulacak. Dünyada direniş savaşçılarının örneği onlar ve tarihte cesaret ve yiğitlikleriyle anılacaklar.

Birkaç yıl sonra Ortadoğudaki çocuklar Gazze halkının kahramanlık ve sergüzeştini dinleyerek büyüyecekler. Emin ellerde yatağa yatırılırken belki de soracaklar: "Peki İsraile ne oldu? Gerçekten var mıydı?"

Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı

YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   21-01-2009 19:28

    Gazze'ye moral telefonları: Bu acı hepimizin! "00 97 0828" numaralarının ardına rast gele eklenen "beş adet numara" ile herhangi bir Gazzeli aileye ulaşanlar ezberledikleri birkaç kelime Arapça ve İngilizce sözcükle yarım yamalak da olsa konuşup duygularını paylaşabilirsiniz. Selamün aleyküm. Hel hünâke Gazze? : Orası Gazze mi? Ya ehil kerim (Bayansa: Ya uhtil kerima) . Güzel kardeşim Ene min Türkiya : Ben Türkiye'denim Velâkin lâ etekellem ul Arabiyye: Arapça konuşamıyorum Ve lâ efhem mâ tekûlûn: Sizin konuştuğunuzu da anlayamıyorum. Nahnu âsifun cidden: Sizin için gerçekten üzülüyoruz. Nahnu ned'û ileykum kesîran: Sizin için çokça dua ediyoruz. İnne hazel musab; hu musabuna cemian ve nahnu maakum: Bu acı hepimizin ve biz sizinleyiz. Vel ardu lena: Bu yeryüzü hepimizin. İnneme'l mü'minûne ıhvetün: Müminler kardeştir. Allahu yansurukum: Allah size yardım etsin. İnnallahe mea's-sâbirîn: Allah sabredenlerle beraberdir.

  • HUSEYIN SASMAZ   21-01-2009 12:19

    فِي سَبِيلِ اللّهِ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ انْفِرُواْ خِفَافًا وَثِقَالاً وَجَاهِدُواْ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ Hafif ve Ağırlıklı Seferber Olunuz ve Mallarınızla, Canlarınızla Allah Yolunda Cihad Ediniz! [et-Tevbe 41] Sömürgeci kâfir İngiltere'nin Müslüman beldelerin ortasına sapladığı bir hançer olan gasıp Yahudi varlığı, 27 Aralık 2008 tarihinde İslam Ümmetinin başındaki hain liderlerin muvafakatiyle Gazze Şeridi'nde başlattığı menfur saldırıyla, Allah indinde kabenin taş taş üstünde kalmayarak yıkılmasından daha vahim olan Müslümanların pak kanını akıtma küstahlığına devam ediyor. Menfur saldırı hakkında R. Erdoğan şunları söyledi: "İslam ülkelerinde infiale neden olacak bu operasyon bölgedeki sorunların çözümüne hiçbir katkı sağlamayacaktır.", "Masum ve savunmasız insanların, çocukların, kadınların öldürülmesi, sivil yerleşim birimlerinin bombalanması ve bu tür orantısız güç kullanımları kabul edilemez." Ayrıca Yahudi varlığı ve Suriye arasındaki arabuluculuk (kalleşlik) görevini kastederek şöyle devam ediyordu; "Aylarca yoğun bir şekilde sabır içinde sürdürülen bu gayretli çalışmalar neticesinde 3-4 gün kadar önce ülkemizde olan ‘'İsrail' Başbakanı 5. raundunu devam ettireceğimiz bu konuyla ilgili görüşmeleri bizimle yaparken, kendileriyle bu hususları da görüşmüştük. Ve bütün bunlara rağmen yapılan bu operasyon Türkiye'ye de bir saygısızlık olmuştur." Bu ifadeler suç ortaklığının utanmazca itirafı kabilinden sözlerdir. Zira bu sözlerin ifade ettiği anlam, gasıp Yahudi varlığının saldırılarından daha menfurcadır. Öyle ki; diplomatik dil bahanesiyle söylediği "orantısız güç kullanımı" tabiri, ancak meşru kabul edilen bir devlet, meşru müdafaa hakkını kullandığında gündeme gelebilecek bir lafızdır. Hâlbuki Yahudi varlığı, İslam'a göre ve insaflı hukuk ölçüleri bazında meşru bir varlık değildir. Bilakis sömürgeci kâfir İngiltere tarafından icad edilmiş gayri meşru bir oluşumdur. Öte yandan gasıp Yahudi varlığının sözde başbakanı Türkiye'ye gelmeden önce 18 Aralık 2008'de küstah saldırının yapılması kararlaştırılmış, Türkiye'ye geldiği 22 Aralık 2008'de de hain R. Erdoğan'la bu konunun masaya yatırılmış olması, bizlerin bilmeyip de Allah'ın ortaya çıkardığı bir başka rezilliktir. R. Erdoğan'ın sarf ettiği diğer sözlerse; Müslümanların kızgınlığını hafifletmek ve yerel seçim hesaplarıyla duyguları okşamaktan başka bir şey değildir. Bu yaşananlara karşı üzüntüsü gerçek olsaydı konuşmak ve kınamak yerine Salahuddin Eyyübi gibi harekete geçer ve gasıp Yahudi varlığını kökünden sökerdi. Muhakkak ki hainlerden bu beklenmez. O halde Ey Müslümanlar ve bilhassa Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki İslam'a samimiyetle bağlı Komutanlar ve Generaller! Başınızdaki bu hainleri alaşağı ederek, İslam ordularını seferber edip, kana susamış gasıp Yahudi varlığını ortadan kaldıracak İkinci Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmak üzere acilen harekete geçin! فَلْيُقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللّهِ الَّذِينَ يَشْرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا بِالآخِرَةِ وَمَن يُقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللّهِ فَيُقْتَلْ أَو يَغْلِبْ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَـذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا Dünya hayatını, ahiretin ebedi hayatına satacak olanlar Allah yolunda çarpışsın! Her kim Allah yolunda çarpışır da katlolunur veya galip gelirse iki surette de biz ona yarın pek büyük bir ecir vereceğiz. Hem siz neyinize çarpışmayasanız Allah yolunda ve o zebun edilmiş erkekler, kadınlar, yavrular uğrunda ki: "Ya Rabbena ! Bizleri bu ahalisi zalim memleketten çıkar, tarafından bize bir sahip gönder, tarafından bize bir yardımcı gönder!" diye yalvarıp duruyorlar? [en-Nisa 74, 75]