İstanbul`daki Çeçen mültecilerin dramı nihayet bitiyor
7 yıl önce, doğup büyüdükleri toprakları, Rus zulmünden kurtulmak için terk edip kardeş bildikleri Türkiye’ye sığınan yüzlerce Çeçen mültecinin dramı nihayet sona eriyor.
7 yıl önce doğup büyüdükleri toprakları, Rus zulmünden kurtulmak için terk edip kardeş bildikleri Türkiye’ye sığınan yüzlerce Çeçen mültecinin dramı nihayet sona eriyor.
İstanbul Valiliği İl Genel Meclisi İnsan Hakları Komisyonu heyeti, hafta başında İstanbul Fenerbahçe, Beykoz ve Üsküdar’da bulunan kampları gezerek sorunun halledilmesi için rapor hazırlamaya başladı.
Rusya’nın Çeçenistan’ı işgal edip saldırması üzerine, katliamlardan kurtulmak için 2001 yılında İstanbul’a gelerek mülteci kamplarında güç şartlarda yaşayan Çeçen mültecilerin sorunlarına İstanbul Valiliği İl Genel Meclisi el attı. İnsan Hakları Komisyonu heyeti hafta başında İstanbul Fenerbahçe, Beykoz ve Üsküdar’da bulunan kampları gezmeye ve gördüklerini rapor edip fotoğraflamaya başladılar.
Önceki gün Beykoz Tokat Köyü Mahallesi ve Ümraniye Kampını gezen komisyon üyeleri, mültecilerin barınma, yiyecek, eğitim ve sağlık problemlerinin en üst seviyede olduğunu özellikle küçük çocukların eğitimde yok sayıldıklarını görüp rapor ettiler.
KOMİSYON ÜYESİ: “GÖRDÜKLERİME ŞAŞIRDIM”
İnsan Hakları Komisyonunda bulunan ve incelemelere katılan meclis üyeleri yaptıkları açıklama da, “Gördüklerimiz yüzünden şaşırmış durumdayız. Zor koşullar altındalar. Yaşadığımız şehrin içinde bu insanlar birçok şeyden yoksunlar” dediler. Komisyon üyeleri yıllardan beri basının gündeminden düşmeyen Çeçen kampları sorununun İstanbul İl Genel Meclisine hazırlanacak bir raporla çözüme kavuşturulmasını istediklerini belirterek, “İktidar partisiyle, muhalefetiyle bu sorunun bir an önce çözümünden yanayız. Bütün üyeler bu sorunun çözülmesini ve bu insanların daha iyi şartlara kavuşmasını istiyor. Özellikle çok yoğun olarak barınma, sağlık, çalışma ve eğitim sorunları var. Küçük çocuklar eğitimden uzak kalıyor” şeklinde açıklama yaptılar.
MAZLUM-DER VE İHD BAŞVURDU, KAMPLAR TEK TEK GEZİLDİ
İstanbul İl Genel Meclisine, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından sunulan raporlarda da Çeçenlere tahsis edilen kampların fiziki açıdan çok kötü olduğu ve insanların izbe yerlerde yaşadığı belirtildi. Derneklerin başvurularını dikkate alan meclis başkanlığı konunun en ince noktasına kadar araştırılacağını ve sorunun bir karara bağlanacağını 16 Nisan 2008 tarihinde karara bağladı. Alınan bu karardan sonra oluşturulan komisyon, İstanbul’da bulunan Çeçen kamplarını önceki gün gezmeye başladı ve gördükleriyle ilgili rapor tutmaya başladılar.
İHH “BİN KİŞİYE YAKIN KAMPTA VAR KENTTE 250 EV VAR”
Çeçen kamplarına sürekli gıda ve ilaç yardımı yapan Uluslararsı İnsani Yardım Vakfı (İHH) yetkilileri ise, mültecilerin durumlarının zor olduğunu, bu sıkıntının 2001'den bu yana devam ettiğini belirterek, “Burada en büyük sıkıntıları oturma ve çalışma izinleri. Çoğu Avrupa’ya gitmek istiyor, Avrupa oturma izni ve çalışma izni veriyor ve sağlık sorunlarıyla ilgileniyor. Kamplardan başka 250 ev de şehrin belirli kesimlerinde var. Biz elimizden geldiğince yardım sağlıyoruz. Çözümün bir an önce bulunması lazım” dediler.
İSTANBUL’DA ÜÇ AYRI KAMPTA KALIYORLAR
İstanbul’daki Çeçen mülteciler üç ayrı kampta kalıyorlar. Bunlar Fenerbahçe, Ümraniye ve Beykoz’daki kamplar. Bu kamplarda geçtiğimiz senelerin istatistik verilerine göre 600’ün üzerinde çocuk ve yetişkin kalıyor. Bunlardan başka İstanbul’un değişik semtlerinde kiralanmış evlerde ya da hayırsever vatandaşlar tarafından tahsis edilmiş dairelerde 335 mülteci barınıyor. Bu şekilde barınanların 160'ı çocuk, 168'i ise kadın. Ancak bu rakamlar kendilerine erişilebilen insanları kapsıyor. Ayrıca İstanbul’da ve taşrada akrabalarının yanında kalan 400 civarında mülteci de bulunuyor. İstanbul’daki Fenerbahçe Kampı uzun süreden beri kullanılmadığı için barındırma fonksiyonlarını yitirmiş Devlet Demir Yolları’na ait bir dinlenme tesisi. Burada zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi veren 200'den fazla mülteci bulunuyor.
Ümraniye Kampı denilen yer ise aslında caminin altında birkaç oda ve bir mutfaktan müteşekkil bir sığınak. Bir odayı 2–3 aile paylaşmak zorunda. Kalabalık nedeniyle nefes almanın bile zor olduğu bu yerde kalanların sayısı 200’e yakın. Beykoz Kampı da üç katlı bir binadan oluşuyor. 150 kişi olduğu tahmin edilen mültecilerde binadaki aşırı rutubet enfeksiyonlara neden oluyor. Su ve elektriği olan kamp merkezi sistemle ısınıyor. (Vakit)
-
arif akyel. 05-06-2008 12:59
böyle müslüman türkiyeye.birsürü dernek var bir dolu yardım kurumu.hepsini geç bu devletin topu topu 1000 kişiyi misafir edecek kudreti yokmu.çok değil bundan 80,100 sene önce vatan toprağımıza kast eden bir milletin kraliçesini yunan soysuzlarını baş köşede misafir eden türkiyenin bu din kardeşlerine uzanacak eli kırıldımı? bu insanlar bize sığındılar.medet umana sırt dönmek müslümanlığamı yakışır, türklüğemi yakışır,insanlığamı yakışır? bu konu ile ilgili ileri derecede doluyum.buraya yazarak sığdıracak gibi değil.bu insanların sorunlarının süratle çözülmesi gerekir.bu ülke nerelere ne paralar harcıyor.bu inkar edilemez.bari şu bir avuç mağdurun yaraları sarılmalı.