29-12-2018 11:07

İstanbul`dan `Doğu Türkistan`a sahip çık” çağrısı

Doğu Türkistanlı Müslümanların Komünist Çin yönetimi altında maruz kaldıkları insanlık dışı zulüm, bugün Ankara ve İstanbul’da bir basın açıklamasıyla protesto edildi. İstanbul Fatih Camii avlusunda `Doğu Türkistan`a Sahip Çık!` başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

İstanbul`dan `Doğu Türkistan`a sahip çık” çağrısı
Doğu Türkistanlı Müslümanların Komünist Çin yönetimi altında maruz kaldıkları insanlık dışı zulüm, bugün Ankara ve İstanbul’da bir basın açıklamasıyla protesto edildi. İstanbul Fatih Camii avlusunda "Doğu Türkistan'a Sahip Çık!" başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
 
Cuma sonrası toplanan kalabalığa önce Köklü Değişim Yazarı Musa Bayoğlu hitap etti. Daha sonra basın açıklamasını yapmak üzere sözü, Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar aldı. 
 
Basın açıklamasının ardından Musa Bayoğlu’nun yaptığı dua ile basın açıklaması sona erdi.
 
Başta Doğu Türkistan dernekleri olmak üzere çeşitli STK temsilcileri de Köklü Değişim tarafından organize edilen basın açıklamasına destek verdi.
 
-Basın Açıklaması Metni-
 
Sayın Basın Mensupları, Çok Kıymetli Müslümanlar…
 
Bugün burada kadim İslâm toprağı Doğu Türkistan’a ve Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmak ve kâfir Çin rejiminin kardeşlerimize yaptığı zulme sessiz kalmamak adına toplandık. Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü kelimelerle ifade etmek gerçekten mümkün değil! Zira kardeşlerimiz elleri ve kollarından bağlanarak asılıyor… Ağızlarına beton dökülerek boğuluyor… Müslüman bacılarımızın hamile kalmaları yasaklanıyor… Hamile kaldıklarında ise bebekler anneleri ile birlikte katlediliyor… Erkekler kısırlaştırılıyor kısacası Doğu Türkistan’da büyük bir soykırım yaşanıyor…
 
Doğu Türkistanlı Kardeşlerimize sistematik bir şekilde işkence ediliyor… Nesilleri yok ediliyor… Bu garipler kendi ülkelerinde hapis, sığındıkları diğer Müslüman ülkelerde ise sürgün durumundalar. İşgalci Çin, İslâm’dan döndürmek için yaklaşık 1 milyon Müslümanı toplama kamplarında tutuyor… Bacılarımız alçak Çinlilerden namuslarını korumak için binalardan atlıyor… Dinsiz Çin yönetimi Müslümanların mahremlerini hiçe sayarak her Müslümanın evine bir Çinli erkek yerleştiriyor…
 
Ey Müslümanlar! Düşünebiliyor musunuz ne kadar da büyük bir sıkıntıdır bu! Kendi evinize hiç tanımadığınız bir kâfirin zorla sokulmasının, kızlarınızın iffetinin ayaklar altına alınmasının zorluğunu müşahede edebiliyor musunuz?
 
Sayın Basın Mensupları, Kıymetli Müslümanlar,
 
30 Ağustos 2018 tarihinde Birleşmiş Milletler insan hakları komisyonu yayınladığı bir raporda; Çin hükümetinin “terörizm” bahanesiyle 1 Milyon Uygurlu Müslüman’a toplama kamplarında eziyet ve işkence ettiğini açıkladı. Bu, kâfir Çin yönetiminin Müslüman Uygurlara yaptığı zulümden bahseden ilk rapor da değildir.
 
Yayınlanan bu raporda vahşi Çin yönetiminin Müslümanların oruç tutmasını, erkeklerin sakal bırakmasını, kadınların başörtüsü takmasını, Müslüman gençlerin camilere gitmesini yasakladıkları yazmaktadır. Yıllardır Çin yönetimi, zulümde ve barbarlıkta yarıştığı kâfir Amerika’nın “terörle mücadele” adı altında İslâm’a karşı yürüttüğü savaşı, Müslüman Uygurlara karşı bir kılıf olarak kullanmaktadır. Kâfir Çin yönetimi, Doğu Türkistanlı Müslüman nesilleri, İslâm’dan uzaklaştırmak ve onlara ateizmi aşılamak için yoğun kampanya yürütmektedir. Seyahat etmelerini izne tâbi tutmakta, sakal bırakan erkekleri ve peçe takan kadınları ihbar edene ödüller vermektedir.
 
Zalim Çin yönetimi uzun yıllardır Türkistanlı Müslümanlara yönelik bu alçakça politikaları uygulamakta ve bu durumda Türkistanlı Müslümanlar iki seçenek arasında kalmaktadırlar: Ya hapis, işkence ve ölüm! Ya da kendi vatanlarını terk ederek yaşayabilecekleri güvenli bir ülkeye hicret etmek!
 
 
Ey İşgalci Çin Rejimi!
 
Türkiye’den sesleniyor ve diyoruz ki, İslâm’ın nurunu asla söndüremeyeceksiniz! Müminlerin imanı, sizin inandığınız ateizm gibi kırılgan ve zoru görünce kolayca vazgeçilebilecek bir inanç değildir! Biliyoruz ki siz Müslümanların başındaki rejimlerin sessizliğinden güç alıyor dolaysıyla da fütursuzca Uygurlu Müslümanlara zulmediyorsunuz. Sizin bu pervasızlığınız İslâm’a ve Müslümanlara karşı ikiyüzlü olan uluslararası toplumdan kaynaklanıyor. Çünkü bugün Müslümanlar dünyanın her tarafında sahipsiz, her köşesinde mahzun ve her coğrafyasında savunmasızlar! Ancak bilin ki Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere kurulacak olan ikinci Râşidî Hilâfet Devleti, Allah’ın izniyle Müslümanlara zulmedenlerden bu zulümlerin hesabını soracaktır. Müslümanların kalkanı konumunda olacak olan bir Halifenin eliyle zalimlere gereken cevap verilecektir.
 
Bu Cuma günü ve duaların geri çevrilmediği bu Cuma saatinde Rabbimizden niyaz ediyoruz; her şeye gücü yeten Rabbimiz o günleri bizlere yakınlaştır.
 
Vallahi entrikacılara ve kerih görücülere rağmen, Rabbimizin vadettiği ve Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Hilâfet’in dönüşü kaçınılmazdır. Buradan size Müslümanların Hilâfet’e sahip olduğu dönemde yaşanan şu hadiseyi tekrar hatırlatıyoruz… Geçmiş imparatorlarınız daha önce İslâm ordularını tanımış ve Müslümanların sarsılmaz iradesi ile karşılaşmıştı. Bizzat kendi imparatorunuz, Ahnef b. Kays komutasındaki İslâm ordusunu  “şayet bu hâlleriyle dağların üzerine hücum ederlerse devirirler. Hiçbir güç onları durduramaz. Eğer benim üzerime de gelseler beni yok ederler.” şeklinde tarif etmişti.
 
Ey Zalim Çin Rejimi sana; Türkistan’ı Mançu Hanedanından kurtaran büyük İslâm mücahidi Yakup Bey’den yediğin tokadı hatırlatıyoruz. Hatırlatıyoruz ki adımlarınızı ona göre atın. Nitekim Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Hilâfet kurulduğunda bir kez daha Hilâfet’in orduları tarafından bu zulmün pençesinden kurtarılacaktır.
 
 
Ey Müslümanların Başındaki Yöneticiler! Ey Müslümanların Ordularına Sahip Komutanlar!
 
Bu çağrımız ise sizedir. Zira Uygurlu Müslümanlar sizlerin kardeşidir. Doğu Türkistan, bu ümmetin bir parçasıdır. Canlarını ve namuslarını katil Çin rejiminin zulmünden kurtarmak için bazıları bizim ülkemize de sığınmıştır. Bu kardeşlerimizin tek suçu, Müslüman olmalarıdır. Zira onlar yıllardır haklarından mahrum edildiler. Kendi topraklarında sosyo-ekonomik baskıya maruz kaldılar. Doğu Türkistanlı kardeşlerinizin feryatları size ulaşmadı mı? Namuslarına el uzatılan ve bu acı ile figan eden bacılarımızın çığlıkları saray duvarlarını aşmadı mı? Allah aşkına bu zulmü duymadınız mı? Yoksa duydunuz da kalpleriniz mi taş kesildi? Amerika için savaşmaya çok heveslisiniz! Peki ya Müslümanlar için ne yapacaksınız? Yine politik hesaplar mı yapacaksınız? Ya da kardeşlerinizi reel politiğe kurban mı vereceksiniz? Çin’den aldığınız kredinin hesabına, Rabbinizin hesabını göz ardı mı edeceksiniz? “Çin’in toprak bütünlüğünü tanıyoruz” diyerek bu işgali meşru göstermeye devam mı edeceksiniz? Unutmayın Allah Subhanehû ve Teâlâ’nın vaadi haktır.
 
Rabbimizin hesabı sizin tüm reel politik hesaplarınızın üstündedir. Ve şunu da bilin ki O gün geldiğinde pişmanlık fayda etmeyecektir.
 
Ey Müslümanların Başındaki Yöneticiler! Bu vesileyle sizlere bir kez daha Doğu Türkistanlı Müslümanların kardeşlerimiz olduğunu hatırlatıyoruz. Uygurlu Müslümanları dinsiz Çin rejiminin zulmünden korumak ve kurtarmak sizlerin üzerinize farzdır. Sizi kardeş ülke olarak bilen ve Anadolu’nun merhametli yurduna sığınan Doğu Türkistanlı muhacirlere sırtınızı dönmeyin! Onları geri geri göndererek zalim Çin rejimine teslim etmeyin! Zira bu büyük bir günah ve büyük bir vebaldir. Çünkü bu onların ölüme gönderilmesi demektir. Oysaki Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
 
الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ
 
“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu zalime teslim etmez.” [Buhari] 
 
Öyleyse Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bu sözüne icabet etmeli ve Müslümanlara yapılan her türlü zulmü durdurması için komünist Çin rejimine çağrıda bulunmalısınız! İslâm’a ve Müslümanlara yönelik düşmanlığı devam ettiği sürece Çin rejimi ile tüm diplomatik ve ekonomik ilişkileri kesmelisiniz! Çin ile yapılan suçluların iade anlaşmasına derhal son vermelisiniz! Ya da Rasulî kelamla diyoruz ki; إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْت “eğer hayâ etmiyorsanız, dilediğinizi yapabilirsiniz!”
 
 
Buradan Doğu Türkistanlı kardeşlerimize de sesleniyoruz!
 
Sizler tüm bu zulümlere rağmen dininize sımsıkı sarılmalı ve çocuklarınıza İslâm inancını aşılamaya devam etmelisiniz. Bu sahih inanç çocuklarınızı ve neslinizi hem bu hayatta hem de ahirette kurtuluşa ulaştıracaktır inşallah. Çin yönetimi ile anlaşmalar yaparak ekonomik çıkarları için sizi zulme terk eden yöneticilere rağmen Müslümanlar olarak bizler sizleri asla yalnız bırakmayacağız. Yöneticileri size açık bir destek vermedikleri müddetçe muhasebe edecek ve onlara nasihat etmeye devam edeceğiz. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: الدِّينُ النَّصِيحَةُ “Din nasihattir…”
 
Ve son olarak sizlere sesleniyoruz, ey Müslümanlar!
 
Kardeşlerinizin çığlıklarına karşı yöneticiler gibi sizlerde duyarsız kalmayın ve yükselen bu feryada kulak verin! Onları tüm dünya yalnız bıraksa dahi, sizler yalnız bırakmayın! Onların çağrılarına koşmayan yöneticilerinizi gerektiği şekilde muhasebe edin! Öfkeniz sadece Komünist Çin Cumhuriyetine yönelik olmasın, Müslümanları sahipsiz bırakan yöneticilerinizin harekete geçmesi için de çağrılar yapın! Bu zulümleri durduracak ve zalimlerden hesabını soracak Râşidî Hilâfet Devleti’nin ikame edilmesi için çalışın! İslâm’ın yeniden hayata hâkim olması için var gücünüzle çalışın. Bunun için çalışanlara destek verin! Unutmayın ki Allah Müslümanların yar ve yardımcısıdır. Şanı yüce ve her türlü acizlikten münezzeh olan Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
 
إنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ
 
“Muhakkak ki Resullerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edeceği o günde yardım ederiz. [Mümin 51]
 
Duaların kabul olunacağı bu Cuma saatinde Rabbim sana niyazda bulunuyoruz. Kuvvetimizin azlığını, takatimizin zayıflığını ve zalimlere karşı güçsüzlüğümüzü sana şikâyet ediyoruz. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey zayıf düşmüş olanların Rabbi, bizleri kuvvetlendir…
 
Bizler Müslüman kardeşlerimiz için senden yardım diliyoruz. Sen İslâm ümmetine yardım eyle... Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize yardım et, Allah’ım!
 
Ya Rahmanu ya Allah! Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan ve tüm Türkistan'daki, Mısır, Libya, Somali ve tüm Afrika'daki, Keşmir, Arakan ve tüm Asya’daki, Suriye, Filistin, Irak, Yemen ve tüm Ortadoğu’daki kardeşlerimize yardım et, Allah’ım!
 
Ya Kahharu ya Allah! Ey yakalaması ve cezalandırması şiddetli olan Allah’ım! Çin kâfirini kahreyle.
 
Ya Kahharu ya Allah! Amerika kâfirini kahreyle. Ya Kahhar! “İsrail” kâfirini kahreyle. Ya Kahhar! Suriye zalimini kahreyle. Ya Kahhar! Yeryüzünde Müslümanlara karşı düşmanlık eden tüm zalimleri kahreyle...
 
Daha önceki tevhid ehlinin seslendiği gibi sesleniyoruz:
 
 رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
 
“Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımıza sebat ver ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!” (Bakara 250)
 
Ya Rabbi, Biz yardımı ancak Senden bekliyoruz. Hem bu dünyada hem de şahitlerin ayağa kalkacağı günde bizlere yardım et.
 
Biz sadece Sana tevekkül ediyoruz. Yardımınla bizi müjdele kalplerimizi mutmain kıl, kalplerimizi pekiştir. مَتَى نَصْرُ اللّهِ “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyen Müminlere yardımını yakınlaştır Allah’ım!
 
Ya Rahmanu ya Allah! Katından kendisiyle sevineceğimiz bir zafer ve yakın bir fetih nasip et.
 
Ya Rahmanu ya Allah! Ümmet olarak mazlum olduk, Sana yalvarıyoruz dualarımıza icabet et…
 
Ey Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi kaydırma! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vaat ettiklerini ikram eyle Allah'ım…
 
Allah’ım! İslâm’ı ve Müslümanları güçlendir! Kalplerimizi, gönüllerimizi, sözlerimizi ve amellerimizi Kur’an ve Sünnet etrafında birleştir
 
Ey iniltileri işiten Allah’ımız! Ey dualara icabet eden Allah’ımız! Sana yakarmak için açılmış bu elleri boş çevirme Allah'ım! Umudunu yalnız sana bağlamış kullarını çaresiz bırakma Ya Rabbi!
 
Bizler parçalandık, bizler adeta tesbih taneleri dağıldık. Dağılmış bu Ümmeti yeniden bir araya getirecek olan Hilâfet ile bizleri birleştir ya Rabbi. Raşid bir Halife ile bizleri koru ve O’nu bizlere kalkan eyle ya Rabbi…
 
Âmin… Âmin… Ve selamun alel mürselin…
 
(Kaynak: Köklü Değişim)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !