Kadirov için truva atı olmak
Kafkasya uzmanı Fehim Taştekin, Rusya`nın kanlı Çeçenistan işgalini meşrulaştıran kukla Ramazan Kadirov`un davetlisi olarak Çeçenistan`a `cami açılışına` giden muhafazakâr heyeti konu alan bir yazı kaleme aldı.
Kafkasya uzmanı Fehim Taştekin, Rusya'nın kanlı Çeçenistan işgalini meşrulaştıran kukla Ramazan Kadirov'un davetlisi olarak Çeçenistan'a "cami açılışına" giden muhafazakâr heyeti konu alan bir yazı kaleme aldı.
Kadirov için truva atı olmak
Fehim Taştekin / Dünya Bülteni
Çeçenya'da 230 bin masumun katlinden sorumlu Rusya Başbakanı Vladimir Putin'e "O olmasaydı, Çeçenya olmayacaktı, halkımızı kurtardı, minnettarım", "Hayatımı Putin'e borçluyum, bunu asla unutmayacağım, unutursam adam değilim", "Ben Putin'in piyadesiyim ve her emrini yerine getirmeye devam edeceğim" diyen bir sadık...
Savaşın yerle yeksan ettiği ülkede konut seferberliğiyle böbürlenen adam. Yani 1787'de Kırım'da ele geçirdiği köylerin perişan görüntüsünü Çariçe Katherina'dan gizlemek için evlere maskeler geçirip Rus siyasal kültürüne 'Potemkin köyleri' ibaresini miras bırakan Prens Grigor Potyomkin'in Çeçen versiyonu...
Beş vakit namaz kılan bir 'mümin'. Camide kamet getiren bir müezzin...
Cami üstüne cami yaptıran, Kuzey Kafkasya'nın en büyük İslam üniversitesini Çeçenya'ya kazandıran bir misyon adamı...
19. yüzyılda Şeyh Şamil'in teslim olmasından sonra işgale direnişle sembolleşen Kafkasya müridizmini, pasifizm ve kaderciliğe eviren Kunta Hacı Kişiyev'in izindeki 'bir mürit'...
Yaptırdığı camilerde tefler eşliğinde zikir halkasını genişleten bir 'ehl-i zikir'...
Bağımsızlık isteyen Çeçen direnişçilere karşı Kremlin'in başlattığı savaşı üstlenen 'taşeron'...
Kunta Hacı'nın hırkasının hediye edilmesi karşısında gözyaşlarına boğulan 'yufka yürekli'...
Kapısında evcil hayvan niyetine aslan, kaplan besleyen 'en cesur hayvan sever'...
Top koşturan, at yarıştıran bir 'sportmen'...
Başörtüsünü okul ve kamu dairelerinde zorunlu hale getiren, içkiyi yasaklayan 'şeriatçı'...
Hastaneler, okullar ve konutlar yaptıran 'imar eri'...
Çeçen mültecileri iş ve ev vaadiyle, kanmazlarsa tehdit, şantaj ve kamplardaki yaşamlarını zehir ederek vatanlarına döndürmeye çalışan 'zorba'...
Yurtdışındaki muhalifleri ortadan kaldırtan 'suikastçı'...
Gudermes'te özel hapishaneler işleten 'başgardiyan'...
Her tür teknikle direnişçileri direndiklerine pişman eden 'işkenceci başı'...
Çeçen kültürünün yaşatılması için çağrılar yapan 'geleneğin hamisi'...
Yargısız infaz, adam kaçırma taktikleriyle direnişi bitirmeye çalışan 'acımasız lider'...
Çeçenya'nın çığlığı gazeteci Anna Politkovskoya'nın 'katil zanlısı'...
Çocukları kaçırılmış, işkence görmüş ya da öldürülmüş annelerin cesur sesi, insan haklarının yılmaz savaşçısı yarı Rus yarı Çeçen Natalya Astemirov'ı ebediyen susturduğu düşünülen 'baş zanlı'...
Estemirova cinayeti üzerine "Kadirov neden kimseye lazım olmayan bir kadını öldürsün? Onun onuru, şerefi, vicdanı hiçbir zaman yoktu" diye hakaret eden adam...
Direnişçilerin yakınlarının evlerini yaktıran 'kundakçı'...
Direnişçilere göz yumanları "Bize karşı savaşanların korunmasını yasaklıyorum. Eğer ormanda olanlardan birinin herhangi bir köyde defnedildiğini öğrenirsem, ne polis müdürü, ne başkan ne de imam görevinde kalır" tehdidi savuran adam...
23 Şubat 1944'de Stalin tarafından toptan Orta Asya ve Sibirya'ya sürülen Çeçenlere bu meşum tarihi anmayı yasak edip bunun yerine sürgünün bittiği 9 Ocak 1957'yi geri dönüş günü olarak kutlanmasını emrederek tarih algısı üzerine oynayan 'tahrifatçı'...
Ülkenin sefaletine aldırmadan Caharkale 'ye davet ettiği sanatçı ve modacıları hediyelere boğan, Soçi 'deki 2007 Dünya Güzellik Yarışması'nın güzellerine 15 siyah Porsche ile Çeçenya'yı gezdirip Kenya güzeli Caroline Varkaik'e iki at, iki tavuk ve bir teke hediye eden 'bonkör'...
Binbir fırçalı bu resim Rus yanlısı Çeçen başkan Ramzan Kadirov'a ait. Tuhaf ama eksiksiz hepsi onda mevcut. Kadirov'un kestirdiği biletle Caharkale'ye giderseniz resimdeki yeşil çizgileri görürsünüz; İyi bir Müslüman, cesur insan, fedakar başkan, Çeçenya'nın yeniden doğuşunun simgesi.
Çeçen direnişçilerin gözünden bakarsanız fotoğraftaki siyah çizgileri görürsünüz; Vatan haini, Kremlin kuklası, Putin'in maşası.
Moskova'nın öteki dünyayı karalamaya dönük Batılı aygıt diye baktığı New York merkezli İnsan Hakları İzleme ya da Britanya Dışişleri'nden beslenen Uluslararası Af bir yana Rusya'nın saygın insan hakları merkezi Memorial'in kırmızı çizgileriyle bakarsanız fotoğraftaki kanları görürsünüz; Yargısız infazcı, işkenceci, adam kaçıran, eli kanlı diktatör ve 'Küçük Putin'.
Bu ayın başında Seyfullah Türksoy'un toparlayıp Çeçenya'ya tur attırdığı Türkiye heyetinin algıladığı fotoğrafta yeşil çizgiler öne çıktı. Heyetin dönüşüyle medyada çıkan yazılarda Kadirov başında takke, gözü yaşlı, vefakâr, Kunta Hacı'nın takipçisi iyi bir Müslüman olarak arz-ı endam etti.
Bu, 'dinsel örtünün' her şeyi kolayca örttüğü geleneksel toplumlarda işe yarayacağından hareketle Türk kamuoyunda Kadirov'a meşruiyet kazandırmaya yönelik bir PR hamlesi...
Tabi ki kimse Çeçenya'nın misafirlerinden, 26 Temmuz'da Caharkale'de polis noktasında intihar eylemi düzenleyen bir gencin ailesinin Argun'daki evini yaktıran Kadirov'a Filistinlilere uygulanan Siyonist taktiğin Çeçenya'da işe yarayıp yaramadığını sormasını beklemiyor.
Zaten kaçırılan, öldürülen, işkenceden geçirilen direnişçiler ya da yakınlarını hatırlatmak zaten sakıncalı.
Kadirov'un yaptırdığı ya da onardığı binaları kimin yıktığını sormak ne ayıp!
Bütün bir yeniden inşa hareketinde yegane finansör Ahmet Kadirov Vakfı'na takımlı para musluğunun bir ucunun Kremlin'a çıkıp çıkmadığını kurcalamak da zaten gereksiz.Bunun 'Rusya'nın bağımsız Çeçenya'yı dize getirmek için 1994'den itibaren yakıp yıktığı binaların onarım işinde bu vakfı maske olarak kullanıp Kadirov'u Çeçenya'yı inşa eden adam olarak Çeçenlerin tartışılmaz lideri haline getirme projesi olduğunu merak etmenin de kime ne faydası var!
Kremlin'in mali kriz demeden bol keseden finanse etmeye devam ettiği Kunta Hacı sufizminin direnişe karşı nasıl bir panzehire dönüştürüldüğü, savaş, şiddet ve yokluğun ardından bitap düşmüş Çeçen toplumunun Kadirov'un taktikleriyle nasıl bastırıldığını, bir tarafta Çeçenya, yeni kurulan İslam Üniversitesi'yle Kuzey Kafkasya'da 'ılımlı-uyumlu' İslam'ın eğitim üssüne dönüştürülürken ve minare sayısı katlanırken diğer taraftan Kadirov'un savaştığıMüslümanlıklarıyla namlı kesimlerin 'vahhabi' olarak lanetlendiğini, esasen Kafkasya'da tutunma şansı fazla olmayan vahhabizme karşı kitaplar bastırıp ideolojik savaş başlatan 'hacı' Kadirov'un vahhabiliğin anavatanı Suudi Arabistan'da Kral Abdullah'la dost olduğunu, düne kadar başlarda taç edilen direnişçilerin nasıl da 'terörist', 'anarşist', 'toplum düşmanı' ve 'Kaide uzantısı' olarak şeytanileştirilmeye çalışıldığını konuşmak da beyhude.
Türk toplumu üzerinde Türksoy patentli bu 'katıksız' propagandanın etkili olup olamayacağı bir yana bütün fiyakasını yükselen binalar, asfaltlanan yollar ve dikilen minarelerden alan Kadirov fenomeninin Kafkas camiasında, hassaten Çeçen diasporası arasında bir kırılmaya yol açtığı da gerçek. Kısacası Kadirov 'Rus uşağı' diye lanetlendiği Kafkas diasporasına 'molla' kartıyla VİP'ten giriş yapıyor. Bu kartın alıcısının çok olduğu bir ülkeye...
Velhasıl her şeyin başı meşruiyet. İster güzellik, ister zorbalık, ister gerçek ister sahte olsun bütün istenen Çeçenya'da oturtulan düzene meşruiyet kazandırmak. Aksi halde Kadirov'un atacağı üçüncü adımın kendi kazdığı çukurlardan biri olacağını kendisi de biliyor. Bunun farkında olan Kremlin'in derdi, Kadirov'un 'Müslüman' tarafıyla İslam ve Arap dünyasına uzanması ve Rusya Federasyonu'na bağlı bir Çeçenya'nın kabul görmesi... Bu oyunun tutmadığı an Kadirov'un bileti de kesilir. Tıpkı babası Ahmed Kadirov gibi...
-
ebuzer çetin 16-01-2010 19:01
Göklerin yerin ve tüm kainatın sahibi kendisinden başka tapılacak kanunlarına uyulacak ilahlar olmayan tek ilaha şanı yüce Rabbimize Zatına ve Azametine layık övgüler şükürler olsun İnsanlara şirkten Tevhide karanlıklardan aydınlığa haksızlıktan adalete tutsaklıktan özgürlüğe ve şanı yüce ALLAH a giden yolda rehber olan efendimiz Muhammed e temiz ailesine seçkin sahabelerine ve kıyamete dek onları takip edecek Salihlere Alimlere Şehitlere ve tüm Müslümanlara selam olsun Tarih boyunca mağdur, mazlum ve mustaz’afların kanları üzerinde saltanatlarını bina eden müstekbirler; benzer sahneleri fırsat buldukça uygulamaktan çekinmemişlerdir. İşlenen bu cinayetler, zalimlerin asli yapılarının tezahürüdür. Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu katliamlar, ne bir ilktir ve ne de son olacaktır. Dünyada zalim iktidarlar var oldukça benzer katliamlar ve soykırımlar da olacaktır. İnsanın kanını donduracak nitelikteki vahşet sahnelerini pervasızca icra edenler aslında mazlumların kanları üzerinde saltanatlarını devam ettirmek isteyen ve insanlıktan nasibini almamış zihniyetin günümüzdeki temsilcileridir. Bu, zalimlerin değişmeyen tavrıdır. “Şüphesiz zalimler birbirlerinin dostlarıdır.”(Casiye: 19) Zalim, her yer ve zamanda zalimdir. Onun kimliği, dini, meşrebi, mezhebi önemli değildir. Bazen Bosna’da “Çetnik” adını alır, bazen Filistin’de siyonist, bazen Çeçenya’da kaDirov ALÇAĞI ve RUS…bazen Esad adını alır, bazen Saddam… “Zalim” ismi en çok kadirov a yakışıyor laik, sosyalist, dini kimliklerle katliam yapan başka kim vardır ki yeryüzünde? saddam vardı oda geberdi ateşi bol olasıca.. Bu yöneticiler, idare ettikleri Müslüman halklara karşı ihanetlerini gizleme ihtiyacı bile hissetmemişlerdir. Bunca zulüm ve cinayetlere rağmen; gaflet uykusundan uyanmayan, “Bana ne” zihniyetiyle rahatını bozmayanlar ve mücadele sahnesini terk edip kendi kabuklarına çekilenler, zulmün bir başka arzusunu yerine getirmiş olmazlar mı? Zaten zalimlerin de mazlumlardan beklentileri bu değil mi? “Yerinde otursunlar ve hiçbir şeye dokunmasınlar.” Her ne kadar şuurlu Müslümanlar tarafından kadirov un alçaklığı biliniyor idiyse de, bugün bütün bir dünya açıkça görmektedir ki, halkı müslüman olan ülkelerin despot yönetimleri ABD İsrail'le omuz omuza olduğu gibi, R.kadirov da rusya'ile omuz omuzadır...çeçenya Firavun yönetimi kadirov mazlum çeçenler 'e ve çeçenistan'a ihanet etmiştir, insanlığa ihanet etmiştir, İslam'a ve Müslümanlara ihanet etmiştir.Tevhidî düşünceye sahip Müslümanlar olarak kadirrov ın ihanetini kesinlikle masaya yatırmalıyız, bu noktaya nasıl geldiğini bilmeliyiz. elhamdülillah. Direnişin varlığı bölgeyi her daim hareketli kılıyor. mücahidlerin izzetli onurlu duruşları sayesinde,kadirov alçağı rus patronlarından sürekli fırça yemekte ve aşşağılık bir kukla gibi ipleri çekilmekte, islami Hareket yoğunluğu ise Rus’un, Çeçenistan ve Kafkasya’da geçersiz bir marka olduğunu apaçık göstermekte ve Rusya’nın bölgeye hâkim olma niyetinin geçersiz kılmakta. Ruslar Çeçenistan’ı dize getirmek amacıyla ve Bağımsız Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devletin’ i yok saydırmak için dünyaya, galip gelen büyük devlet olduğu imajını sunmak istemişti.ama Bunun kocaman bir yalan olduğunu şerefli mücahitlerimiz verdikleri direniş ve mücadeleleriyle ve yüzyıllardır sürdürdükleri destan sı kahramanlıkları nı ortaya koymuşlardır. Destan sı Çeçenistan gerçeği, beş yüz yıllık küfre karşı mücadele geleneğiyle zaten biliniyordu. Ancak milenyum çağında da hemen herkesin güce tapınmayı normal addeden temayüllerinin sergilendiği günümüzde de “Gücü sadece Allah’a hasreden” şerefli komutan dokko umarov İslami ve insani haklarının gasp edilmesine itirazla Hakk’tan yana tavrını açıkça ortaya koymuştur. Rus küfür gücüçlerinin ve mürted kadirov un saldırılarına karşı ‘El Hükmu İlle Lillah’ inancının geregi yaparak onları dize getirmiştir.yılmadan ve pes etmeden gayret sahibi olarak, sabırla yürüdüler “İnanıyorsanız üstün olanlar sizlersiniz” hükmünü bir müjde olarak birkez daha gösterdiler.. Çeçen halkı kendilerine yüzyıllardır reva görülen zulüm ve hayat haklarına yapılan tecavüzler, sürgünler, imha politikaları, Rus’un şövenist bütün saldırıları ve kadirov alçağının uyguladığı aşağılık soykırım zindan işkence ajanlaştırma piskolojik baskı pratiklerine karşı Çeçen halkı tavrını, duruşunu ve varlığını, inandığı lailahe illallah geregi olarak. artık ortaya koymalıdır. Müslüman çeçen bir topluluk olarak kendi vatanlarında, Allah’a ait olan hakimiyeti, Ruslara devretme keyfiyetinden uzak tutarak ve “Çeçen topraklarında Rus egemenliğine hizmet eden kukla yönetimlere asla razı değiliz” itirazını yüzyıllardır yaptıkları gibi günümüzde de yapmalılar.çeçen halkının yapacağı bu küfre başkaldırı, hem Çeçenler hem Kafkasyalılar hem İslam ümmeti ve hem de bağımsızlık özlemi çeken ve buna hakkı bulunan diğer mazlum halklar için gurur verici olacaktır. Çeçenistan’da yaşanan savaş ve direnişi, hangi zorlukların kuşatmışlığı açısından görmemiz gerektiğini yeniden ve iyice düşünmemiz gerekir.Rusların emperyalizmi, soysuzların ihaneti, Müslümanların zaafları olsa da Emr-i bil ma’ruf üzre, Allah yolunda ve kulluk imtihanını verme kararlılığında öncülerimiz, önderlerimiz, askerlerimiz, mücahitlerimiz olmalıdır. Ve her zaman da var olamalıdır. Bu mübarek mücadele yolunda mücahidleri sahipsiz bırakmak. ne islamidir ne insanidir.nede vicdanidir.bu şüpesiz apaçık bir gevşeklik ve umursamazlık tır. Kadirov ve işgalci Rus askerleri önde gelen bazı komutanları şehid ederek savaşın biteceğini düşündüler ama ne yazık ki hala şu gerçeğin farkına daha varamadılar.Bu dava belli kişilerin davası değil ümmetin davasıdır her zaman bu davayı omuzlayacak birilerin çıktığı gibi yine çıkacaktır Allah c.c. izniyle. unutulmamalıdırki, Küfür ehliyle mücadele esastır. Müslüman, zaman ve şartların durumuna göre islam düşmanlarıyla savaşmalıdır. çeçenyada Mücahid Yiğitler, bebekler, yaşlılar, kadınlar, zayıflar öldürülüyor. Tüm bunlar yaşanırken acaba ümmet neden bu kadar suskun? Neden bu kadar umursamaz? Müslümanlar katledilirken, ırzlar kirletilirken, canlı canlı ölüme terk etme politikası yaşanırken bu sessizlik niye?Hüzün bulutları çeçenistan’nın ufkunu sarmış. Gökyüzü mavi gözlerinden kan damıtır. Gözün bakmaya dayanamadığı manzaralar yaşanır. Kulakların işitmeye güç yetiremediği haberler dinlenilir.. Rabbimiz ise bu feryada cevap vermemiz için bize sesleniyor: “Size ne oldu ki, Allah yolunda ve çaresiz bırakılan erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” (Nisa:75) Bunca zulmün arzı titretmesi gerekmez miydi? Bunca vahşet karşısında dağların ufalanıp parçalanması lazım gelmez miydi?Ümmet bu derin suskunluğa gömülmüşken, bir şeyler yapmak için adım atılmazken hiç olmazsa beddua yüklü dualar arş-ı ala’ya gönderilsin. Öyleyse gel ey azap yüklü bulut! Hem beraberinde ebabilleri de getir! Kur'an’da öğrendiğimiz tüm helak çeşitlerini de yanına al! Bir tufan ile, bir sayha ile, bir zelzele ile gel! Gel ki kafir moskof ve alçak kuklası kadirov un defteri dürülsün!.. Allah’ım zulmün her türlüsünden ve zalimlerin şerrinden sana sığınıyoruz.ve Rabbimden dilegim tez zamanda bizleride çeçenistan saflarına ulaştırmasıdır. “Zulmedenler, yakında nasıl bir inkılâpla devrileceklerini göreceklerdir.”(Şuara: 212) Zalimler İçin Yaşasın Cehennem! Ebuzer çetin..