Karataş ailesinin yaşadıkları OHAL’in nasıl bir facia olduğunun ispatı değil mi?

Diyarbakır Kadın Doğum Hastanesinde memur olarak çalışan Mücahit Karataş 675 sayılı KHK’yla 29 Ekim 2016’da ihraç edildi. 3 çocuk babası Mücahit Karataş bir süre sonra beynindeki ur yüzünden rahatsızlandı. Tedavi sürecinde de büyük sıkıntılar yaşayan ve ancak yakınlarının desteğiyle ameliyat olabilen Mücahit Karataş 18 Eylül 2017 günü hayatını kaybetti.

Karataş ailesinin uğradığı mağduriyet ise ölümünden 2 yıl sonra anlaşıldı ve Mücahit Karataş’ın OHAL komisyonuna yaptığı başvuru ancak 15 Kasım 2019 tarihinde sonuçlandı. Binlerce dosyanın sudan gerekçelerle geri çevrildiği ve binlercesinin de bekletildiği OHAL Komisyonunda Mücahit Karataş’ın başvurusu haklı bulunmuş ve işe iadesine karar verilmişti.

Karataş’ın vefatından sonra çocukları ile Antalya’ya yerleşen Hacire Karataş, eşinin daha önce kanser hastası olduğunu ancak gördüğü radyoterapi ve kemoterapi ile hastalığının kontrol altına alınmış olduğunu ama yaşadığı haksızlığın kendisini perişan ettiğini söyledi.

“İhraç edildikten bir hafta sonra ataklar geçirmeye başladı ve yatağa düştü. Eşimin durumu nedeniyle ben çalışmak zorunda kaldım” diye konuşan Hacire Karataş kendisinin çalışmak zorunda kaldığını ve bu durumun eşini daha da üzdüğünü belirtti. Hatice Karataş, “Tedavi ve ilaç için para bulamadık, perişan olduk. Bizimle dalga geçiyorlar. Hakkında hiçbir soruşturma, bir şey olmayan ve kanser tedavisi gören birini kapının önüne koydular. Şimdi ‘yanlışlık oldu işe başlasın’ demeye getiriyorlar. Ben ilgili kurumlar hakkında dava açacağım” dedi.

Mücahit Karataş’ın görevine iade edilmesini meclis gündemine taşıyan Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Meclis kürsüsünde şunları söyledi: “Karataş gencecik yaşta beyin kanseri oldu iki hafta önce iade edildi, yine pardon. dediniz. Eşi ne diyor biliyor musunuz? ‘Allah kahretsin, benim ihraçtan sonra 5 kuruş tedavi param yoktu sersefil oldum. Hakkımı da helal etmiyorum’ diyor.”

(Kaynak: H.Söz Haber)

escort izmir