Komplo teorileri ve savrulmalar arasında 15 Temmuz muhasebesi
Tekbirlerle savuşturulan darbe girişiminin sabahına Türkiye, laik-kemalist câhiliyenin daha koyu bir versiyonuyla uyanmış oldu. Hal böyle iken, Türkiye’deki “İslami çevrelerde” yaygın ve yoğun bir 15 Temmuz sembolizmi, hatta “kutsaması” söz konusu altı senedir.
Kısacası “Allahu ekber” nidaları, o gecede tanklara karşı yankılanıp, lakin hayat ve egemenlik alanlarında hiçbir karşılığı olmayan, gökkubbede hoş bir seda olarak kalan sloganlar olarak kaldı. 15 Temmuz sonrası, AKP’nin yeni ittifak arayışlarının sonucu olarak kemalizmin daha ağır bir dozda topluma dayatılmaya başlandığı, buna karşılık İslami değer ve kavramların giderek artan dozajda câhiliye düzeninin bekası adına araçsallaştırıldığı bir dönem oldu.
Tekbirlerle savuşturulan darbe girişiminin sabahına Türkiye, laik-kemalist câhiliyenin daha koyu bir versiyonuyla uyanmış oldu. Hal böyle iken, Türkiye’deki “İslami çevrelerde” yaygın ve yoğun bir 15 Temmuz sembolizmi, hatta “kutsaması” söz konusu altı senedir. Öyle ki, çeşitli etkinliklerle 15 Temmuz adeta “İslam’ın zaferi” olarak konumlandırıldı.