Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, Filistinle Dayanışma Derneği ve Uluslararası Kudüs Enstitüsü’nün ortak organizasyonuyla geçtiğimiz hafta İstanbul'da düzenlenen Kudüs Buluşması, İslam topraklarının emperyalist ve siyonist işgalden kurtarılması için gerekli potansiyel enerjinin var olduğunu ortaya koymuştur. Bu çok önemli organizasyon, büyük şeytan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında fiili ve/veya kültürel işgal yoluyla kendi güdümünde olmaya zorladığı Endonezya’dan Fas’a geniş İslam coğrafyasında söz konusu şeytani planlara karşı büyük bir direncin gelişmekte olduğu gerçeğine tanıklık etme imkanı sundu bizlere.
Çeşitli coğrafyalardan renkleri, dilleri, kıyafetleri ayrı, fakat heyecanları, sloganları, sevinç ve öfkeleri aynı olana Ümmet fertlerinin küçük çaplı bir buluşması şeklinde geçen, son derece isabetli zamanlaması itibariyle de emperyalizm ve siyonizmin planlarını zora sokan bu anlamlı toplantı sahne olduğu ve yansıttığı enerjiyle Kudüs’ün işgalden kurtarılmasına giden yolda büyük bir sinerji meydana getirmiş bulunuyor.
Gerek İslam dünyasından çeşitli kuruluşların standlarını yer aldığı fuar alanında, gerekse Kudüs davası ekseninde önemli oturumların gerçekleştirildiği konferans salonunda Mısır’dan Cezayir’e, Filistin’den Irak’a, Somali’den Güney Afrika’ya, Fas’tan İran’a, Suudi Arabistan’a, Lübnan’a, Endonezya’ya, Yemen’e, Sudan’a İslam coğrafyasının sair bölgelerinden Kudüs için koşup gelmiş farklı renklerdeki o aydınlık yüzlü kardeşlerimi görmek, onların Kudüs’ten ve direnişten söz edilen cümleler karşısındaki heyecanlarına tanık olmak ümidimizi tazeleyen bir gelişme olmuştur.
Özellikle de kadın katılımcıların çokluğu ve yine farklı renklerdeki bu katılımcıların konferanslara gösterdikleri interaktif ilgi, yer yer anlamlı sloganlar atıp katılımcılara öncülük etmeleri etkileyici ve geleceğimiz adına sevindiriciydi.
Emperyalizm ve beslemesi siyonizmin işbirlikçilerle birlikte önümüzdeki günlerde Annapolis’te kotarmaya hazırlandıkları ve Ankara’da provasını yaptıkları Filistin direnişini yalnızlaştırmaya ve sekteye uğratmaya dönük şeytani planlarına karşı İstanbul Buluşması Filistin için tek çözümün direniş olduğu mesajını verdi. İslam dünyasından büyük bir katılımın olduğu kapanış toplantısında son oturumun ardından okunan İstanbul Bildirgesi’nin sonunda yer alan şu cümleler, işbirlikçilerin hazırlandığı Annapolis ihaneti karşısında İstanbul’dan güçlü bir şekilde ses veren direniş dalgasının manifestosuydu adeta:
“Hepimiz Kudüs için çalışıyoruz.
El ele omuz omuza Kudüs’e giden yolda ilerliyoruz.
Zaman uzasa da büyük fedakarlıklar gerekse de direnmeye devam edeceğiz.
Bugün Kudüs için birlikteyiz İnşallah yarın Kudüs’te birlikte olacağız.”
Bu anlamlı ve kararlı ifadeler, İslam davasını parti ve cemaat davasına kurban edip büyük şeytan ve beslemesini gücendirmemek adına siyonizmi hoş gören ve siyonist işgalciye “işgalci” demekten bile aciz kalanlara inat, zalime karşı, mazlumdan yana İslami duruştan dönmemekte kararlı bir yönelişin ilanı olmuştur.
Kudüs Buluşması’nı tertip eden, bu anlamlı organizasyonda emeği geçen tüm kardeşlerimize şükran borçluyuz. Başta da dediğimiz gibi bu toplantı her şeyden önce Müslümanlar olarak sahip olduğumuz potansiyel enerjiyi dosta düşmana göstermiş, şeytan ve dostlarının, ne yapsalar, yanlarına nice işbirlikçiler alsalar da Filistin direnişine galebe çalmalarının mümkün olmadığını ilan etmiştir.
Kudüs Buluşması, Kudüs davasının sadece Filistinli Müslümanların davası olmayıp, Endonezya’dan Fas’a büyük bir heyecan dalgası oluşturan cihanşümul bir dava niteliği taşıdığını bir kez daha tescil etmiştir. Böylece Filistin için hazırlanan şeytani bir tuzak olan Annapolis Konferansı başlamadan ölü doğmaya mahkum edilmiştir.
Zafer ve onur direnenlerin, utanç ve zillet zulümle işbirliği suçunu işleyenlerindir.